Aslan, iklim değişikliğinin tarımsal üretim üzerindeki etkilerini, gıda israfını ve Gaziantep’in sürdürülebilir tarım vizyonunu ele aldı. Tarımsal üretim planlamasının önemine değinen Aslan, “Gaziantep’te 9 ilçede 13 ürün planlama kapsamına alınmıştır. Bu, rastgele üretimden veriye dayalı üretime geçiş anlamına geliyor. Artık üretimi piyasa değil, bilim yönlendirmelidir” dedi.

OBEZİTE İLE MÜCADELE

Dr. Aslan konuşmasında, dünyada 8 milyar insan yaşarken 1 milyar insanın açlıkla, 1,5 milyar insanın ise obeziteyle mücadele ettiğini söyledi. FAO verilerine göre her yıl 1 milyar 300 milyon ton gıdanın çöpe gittiğini belirten Aslan, bu atığın dörtte birinin kurtarılması halinde dünyadaki açlığın tamamen sona erebileceğini vurguladı.

TARIMI KÜRESEL TİCARET ZİNCİRLERİ BELİRLİYOR

Tüketim çağının tarım sistemlerini kökten değiştirdiğini ifade eden Aslan, “Artık tarımı belirleyen şey toprak değil, küresel ticaret zincirleri. Dünya beş stratejiyle yönetiliyor: daha fazla sat, daha fazla israf et, daha fazla gizle, daha fazla yalan söyle, daha fazla kontrol et. Bu sistem üreticiyi borçlu, tüketiciyi yönlendirilmiş hale getiriyor.” dedi.

FİYAT FARKINA DİKKAT ÇEKTİ

Validen motosiklet uyarısı
Validen motosiklet uyarısı
İçeriği Görüntüle

Türkiye’de üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkına dikkat çeken Aslan, “Domatesin yüzde 18’i, patatesin yüzde 12’si tüketiciye ulaşmadan kayboluyor. Patlıcan tarlada 14 TL, halde 20 TL, markette 45 TL. Biber tarlada 15 TL, markette 56 TL. Bu tablo üretim değil, sistem krizidir.” ifadelerini kullandı. İklim değişikliğinin etkilerini de değerlendiren Aslan, 2024–2025 yıllarında Türkiye’nin son 65 yılın en şiddetli kuraklığını yaşadığını belirtti. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağışların uzun yıllar ortalamasının yüzde 60 altında kaldığını söyleyen Aslan, Tahtaköprü Barajı’nın doluluk oranının yüzde 6’ya düştüğünü, buğday ve diğer ürünlerde verim kaybının yüzde 40’ı bulduğunu kaydetti.

GAZİANTEP ÖNDE GELEN İLLER ARASINDA

Gaziantep’in tarıma dayalı sanayide Türkiye’nin önde gelen illerinden biri olduğunu vurgulayan Aslan, “Gaziantep, irmik ve makarna ihracatında Türkiye birincisi, Antep fıstığı ve kırmızıbiberde ikinci sırada, nane ve sarımsakta birinci sıradadır. Türkiye tarımsal ihracatının yüzde 11’i Gaziantep’ten gerçekleşmektedir.” dedi. Enerji maliyetlerinin üretimi sınırladığını dile getiren Aslan, “Gaziantep’te tarım alanlarının yüzde 44’ü teknik olarak sulanabilir, ancak sadece yüzde 23’ü sulanabiliyor. Suyumuz var ama enerjimiz yok. Enerji maliyetleri suyun kullanımını sınırlıyor.” şeklinde konuştu.

SİSTEMİ ANLATTI

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından geliştirilen “ Tarladan Sofraya Uygulamasına da değinen Aslan, sistemin çiftçiyle tüketiciyi doğrudan buluşturduğunu belirtti. “Tarladan Sofraya uygulaması, üreticinin emeğini ve ürünün kaynağını görünür kılıyor. Bu şeffaflık, tarımda güvenin yeniden inşası demektir.” ifadelerini kullandı. Gençlere seslenen Aslan, “Sizler geleceğin iklim dostu mühendisleri, araştırmacıları ve üreticilerisiniz. Tarım artık yalnızca çiftçinin değil, yazılımcının, tasarımcının, veri analistinin de alanıdır. İnsansız tarım, yapay zekâ ve dijital planlama ile doğayı koruyan yeni bir üretim kültürü inşa etmeliyiz.” dedi. Söyleşisini “Tarım bir sektör değil, bir yaşam biçimidir.” sözleriyle tamamlayan Dr. Aslan, “Artık sadece daha fazla üretmek değil, doğru üretmek ve adil paylaşmak zorundayız. Tarımda dönüşüm tarlada başlar ama sofrada tamamlanır. Unutmayın, toprak sadece ekin değil, gelecektir.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.