İnsanlık tarihinde bilinen en güçlü, sürekli ve inatçı duygunun adına düşmanlık denilmektedir. O yüzden bizler hiç kimseyle düşman olmamaya çalışmalıyız. Eğer bir kimse bize düşman olursa hemen korkmamalı ve tedbirimizi almalıyız. Gizli ve açık, düşmanlarımızın işinden habersiz kalmamalı ve bize ulaşan bilgileri ciddi bir titizlikle incelemeliyiz. Çünkü düşman daima kötü planlarla bizi aldatma hesapları peşindedir. Akıllı ve uyanık olarak kendimizi güven altına alacak davranış sergilemeliyiz. Düşmanın tasarladığı hileleri takip etmeliyiz ki onun belasına uğramayalım. Fırsat düşmedikçe düşmanlığımızı belli etmemeli ve düşmanımız bize karşı ne kadar büyüklük taslarsa taslasın, biz kendimizi düşmana karşı büyük göstermeliyiz. Ne kadar zor durumda olsak bile ona durumumuzu zayıf göstermemeliyiz. Düşmanımızın güler yüz göstermesine, tatlı sözüne hemen aldanıp gönül bağlayarak, inanmamalıyız. Düşmanımız ne kadar küçük olsa da, onu hor görmemeliyiz. Tedbiri elden bırakmamalıyız. "Dostluğa yer bırakacak kadar düşman ol; düşmanlığa yer bırakacak kadar dost ol." düsturunu kendimize rehber edinmeliyiz. Düşman edinmemek tercih edilmesi gereken birinci şıktır. Ancak isteğimiz dışında böyle bir durum gerçekleşirse barış adına ne yapabiliyorsak yapmalıyız. Eğer; düşmanımız bizden özür dilerse ve bize ne kadar çok eziyet etmiş olsa bile biz onu affetmeliyiz. Onun özür dilemesini çok önemli bir görevin yerine getirilmiş olması olarak değerlendirmeliyiz. İnsanlar günümüzde bunu yapabilme konusunda ciddi sıkıntılar yaşamaktadırlar. Hiç kimse hatasını kabul etmemektedir. Unutmayalım ki affetmek büyüklüktür ve Allah affedenleri sever. Onun yenilmesi, kaçması veya ölmesi nasılsa, af dilemesi de aynı anlama gelir. Barış yapıldıktan sonra da boş vererek acizlik göstermemeliyiz. Daima kontrol etmeliyiz. Düşmanlık genelde devletlerarasında meydana gelebilen hasletler olarak değerlendirilse de toplumumuzda çok sık görülen yanlışlıklardandır. Kan davaları bunun en belirgin örneklerindendir. Müslüman toplumların üç günden fazla bile küs durması yasaklanmışken bu tür arızaların görülüyor olmasının vahameti ortadadır. Biraz da bu konuyla ilgili büyüklerimiz ne demiş ona bir bakalım. "Düşmanın düşmanı, düşman kaldıkça dosttur; düşmanın dostu, dost kaldıkça düşmandır." Said Nursi "Karşında birkaç düşman birleşmişse, senin yapacağın çok az şey kalmış demektir." Beydeba "Düşmanımızın çıkarı, bizim zararımızdan geçer." Beydeba "Düşmanlığı, dostluktan fazla saklamayan yürek pek enderdir." Cenap Şehabettin "Bin kişinin dostluğuna, bir kişinin düşmanlığını satın alma." Hasan Basri "Akıllı düşman, akılsız dosttan daha hayırlıdır." Hz. Ali "İnsanlardan kendini çekmen sana düşman; herkese yakınlık göstermen ise, sana kötü dost kazandırır." İbn el- Mukaffa "İnsanın kusurlarını sayan düşmanlarından edeceği istifade, kendisini öven dostlarından gelecek faydadan büyüktür." İmam Gazalî "Bütün düşmanlıkların aslı; kötülerle dostlukta ve onlara iyilik etmektedir." İmam Şafii "İnsanların düşmanlığını kazanmayı hafife almak, akıl noksanlığına delildir." İmam Şarani "Düşmanın en büyük hilesi dostluğudur." Sadi "Düşmanı hakir sayma ve aciz görme, çünkü şunu çok gördük ve tecrübe ettik ki, küçük bir pınarın suyu çoğaldı mı, deveyi yüküyle beraber alıp götürür." Sadi "Düşman, hileden aciz kalınca dost görünür. Sözde dostluk altında öyle işler yapar ki, düşman yapamaz." Sadi "Düşmanına elinden gelen her türlü kötülüğü yapma, bir gün onunla dost olabilirsin." Sadi "İki düşman arasında öyle konuş ki barıştıkları zaman utanmayasın." Sadi "Düşmanın senden emin olmadıkça kamil (tam, olgun) bir kişi olamazsın." Bişr-i Hafi