Yaşadığımız felaketin bir yandan yaraları sarılmaya çalışılırken, bir yandan da nasıl bir mali tabloyla karşılaştığımızda yavaş yavaş netleşmeye başladı. Yaşadığımız bu büyük felaket millet olarak hepimizi derinden yaraladı… Yaklaşık 400 km'lik bir hatta yaşanan ve 11 il merkezini, onlarca ilçeyi ve yüzlerce köy ile 13 milyonu aşkın nüfusun doğrudan etkilendiği deprem bölgesinde, aynı zamanda Türkiye’nin GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla)’sının da yaklaşık %10 unu üreten ekonomi de olumsuz etkilendi. Deprem nedeniyle mücbir sebep kapsamına alınan 11 ilde yaklaşık, 276 bin Gelir Vergisi mükellefi, 103 bin Kurumlar Vergisi mükellefi ve 165 bin Basit Usul mükellef bulunmaktadır. 31 Ocak 2023 tarihi itibariyle depremden etkilenen illerin vergi borcu ise aşağıdaki gibidir.
İller Vergi Borcu (Bin TL) *
Adana 9.646.617
Hatay 8.654.003
Gaziantep 6.601.633
Diyarbakır 3.940.205
Şanlıurfa 3.076.641
Kahramanmaraş 1.620.930
Malatya 1.001.452
Elazığ 954.450
Osmaniye 902.901
Kilis 692.071
Adıyaman 651.223
Toplam 37.742.126
(*) Kaynak; https://muhasebat.hmb.gov.tr Vergi Usul Kanununun Verginin Terkini başlıklı 115. Maddesi ile Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun Tabii Afetler Sebebiyle Terkin başlıklı 105. Maddesinde tabi afetler nedeniyle meydana gelen kayıplar dolayısıyla, vergi mükelleflerinin vergi borçlarının nasıl silineceğini hüküm altına almıştır. Vergi Usul Kanununda; Yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, su basması, gibi afetler yüzünden; 1. Varlıklarının en az üçte birini kaybeden mükelleflerin bu afetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili bulunan vergi borçları ve vergi cezaları, 2. Mahsullerinin en az üçte birini kaybeden mükelleflerin, afete maruz arazi için zararın tahakkuk ettiği hasat ve devşirme zamanına tesadüf eden yıla ait olarak tahakkuk ettirilen Arazi Vergisi borçları ve vergi cezaları, Maliye Bakanlığınca zararla orantılı olmak üzere, kısmen veya tamamen terkin olunabileceği hüküm altına alınmıştır. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununda; Yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, su basması gibi afetler yüzünden zarara maruz kalan varlıklarının ve mahsullerinin en az üçte birini kaybedenler adına tahakkuk ettirilmiş ve afetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili amme alacakları Cumhurbaşkanı kararıyla kısmen veya tamamen terkin olunacağı hüküm altına alınmıştır. Vergi Usul Kanununda herhangi bir süre belirtilmemekle birlikte, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca doğal afetler nedeniyle terkinde 6 aylık başvuru süresi bulunmaktadır. İlgili yasal düzenlemelerde zararın tespitinin hangi kurumlar aracılığıyla yapılacağını da hüküm altına almıştır. Ancak yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen bu deprem nedeniyle mevcut yasaların yetersiz kaldığını düşünüyorum. Evini, işyerini ve daha da önemlisi yakınlarını kaybeden depremzedeleri bürokrasiyle ve formalitelerle uğraştırmamak gerekir. Mevcut borçların ötelenmesi böyle bir durumda çok yetersiz bir tedbirdir. Üstelik sadece vergi borçları değil, kamuya ait tüm borçların yanı sıra, elektrik, su ve doğalgaz v.b. bütün borçların silinmesi gerekir. Borçların silinmesi depremzedelerin yüklerini belki bir nebze hafifletecektir. 99 depreminde depremzedelerin borçlarının silinmesi için 4731 sayılı özel bir yasa düzenlenmişti. Yine özel bir yasa ile böyle bir düzenlemenin bir an evvel yapılması ve depremzedelerin bir de bu borçlarını düşünmemesi gerekir. Tüm okuyucularıma sağlıklı günler dilerim.