Her şey güzel başlamıştı. Ligin başlangıcında arka arkaya alınan iki mağlubiyet ve sonrası teknik direktör değişikliği ve tutan maya..
Burak Yılmaz ile doğru bir yola girilmiş, galibiyetler, kaybetmeme zinciri birbirini kovalıyordu. Ligin dibinden hızlı bir çıkış başlamış, şehirde Gaziantep FK sevgisi de hızlı bir çıkış yakalıyordu.
Her şey yolunda devam ediyorken, evimizde Fenerbahçe mağlubiyeti can sıksada telafisi oldu. Gerisi pamuk ipliğine bağlı gibi hep kopuk oldu.
Eyüp, Göztepe mağlubiyetleri iç saha olması nedeniyle şok yaşatıyordu. Rize’de kupa maçında farklı mağlubiyet takım içinde huzursuzluk mu var sorusunu gönlüme taşımıştı.
Burak Yılmaz’ın istifası ve 3 gün sonra takıma geri döndürülmesi ve akabinde ilk yarının son maçında Başakşehir karşısında disiplinsiz, sorumsuz oyun ve sonrası 5 gollü mağlubiyet, kadro zaafiyeti olduğunu ortaya çıkarıp, transfer şart olduğu gerçeğini ortaya çıkarıyordu.
Hemen arayışlar başladı, Burak Yılmaz’da transfer istiyorum, hemde üç isim demesi kadronun yetersiz olduğunun sinyalini veriyordu.
Şimdi nokta transfer için kapı çalmaya başlandı. Bu kadro ile kalınırsa ligin ikinci yarısında zorlu günler geçireceğimizin gerçeği yok değil. Seriye bağlantı ama arkasından gelen puan kaybetmeler, hayallerimizi ve umutlarımızı tedirginliğe bıraktı diyebiliriz.
Kaybedilecek 2-3 maç bir anda kırmızı cizginin altına taşır. Ara transferde doğru ve akıllı isimler katılmalı kadroya.
Ancak kulübün gücü ne kadar bütçeyi aşacak, yapılan harcama kulübün kasasından çıkacak ve borçlandırılacak. Hesabı iyi yapmak lazım.
Yönetim kendi içinde vereceği miktarlar önemli ama sonu kulübün kasasına dayanacak. Taraftara güzel görünmekle doğru işler yapılmış olmaz, kendi menfaatini de doğru düşünmeli.
Burak Yılmaz ile ilk yarı enteresan gelişti, çıkışta, düşüşte hızlı oldu.
Ligin ikinci yarısına eksik olan mevkiler tamamlanır, sıkıntılı bir sezon geçirmeyelim, umudumuzu yitirmiş değiliz.
Yine oyunda da skorda da üstün olan Gaziantep FK bekliyoruz.