Bağımlılık, inancın ve cezanın en yoğun yaşandığı (İran, Afganistan, Pakistan gibi) ülkeler için de büyük bir sorun ve İran'da uyuşturucu satmanın cezası da idam aynı zamanda.

Her sorunla, mutlaka kendi alanıyla ilgili doğru bilgi ve uzmanlık yaklaşımı üzerinden baş edilebilir. Duygu durum bozukluğu yaşayan bir bireye, konuyla ilgili hiç bir eğitimi, bilgisi ve yetkinliği olmayan birilerinin iyi niyet çerçevesinde yapmaya çalıştığı bilgi ve yetkinlikten uzak olan her müdahale, uzun vadede çözümü ve onarımı imkânsız hasarlar verebilir.

Siyasi, ticari ve dini her türlü istismara açık olan bu meseleye ilişkin hiç zaman kaybetmeden akademisyenlerin, uzmanların, sahada deneyim ve tecrübe birikimine sahip insanlarla kurulacak istişare kanallarıyla birlikte oluşturulacak kalıcı politikaların ve mevzuat düzenlemelerinin acilen inşa edilmesi gerekir.

Geç kalındıkça, herkesin kendi bildiğini serbestçe ve denetimsiz bir şekilde uyguladığı belirsizlik ortamı devam eder. Bu sürece seyirci kalındığı müddetçe de hem bağımlıların, hem de ailelerin birilerinin müşterisi, müridi ve deney malzemesi olmasına olanak sağlanır sadece. Ve bu yangın toplumdaki herkesin canını yakacak risk sınırlarına doğru ilerleyişini sürdürür maalesef ki.

Bir aile bireyinin madde bağımlısı olduğunun öğrenilmesiyle beraber, bütün ailede duygusal çöküşler, gündelik yaşamda kesintiler, maddi yük ve ilişkilerin gerginleşmesi, inkâr, yas, üzüntü, suçluluk, damgalanma korkusu, şaşkınlık, başarısızlık, utanç, rezil olma düşüncesi ve öfke patlamaları hakim olmaktadır.

Ya bağımlıya çok fazla karışmak, toleranssız olmak, sıcak, anlayışlı bir tutumdan uzaklaşmak, kimi kez düşmanca bir tutum, aşırı eleştirel olmak ya da aşırı ilgi gösterip çok fazla koruyucu, kollayıcı olmak gibi her ailede farklı davranışlar gözlenmektedir. Aile üyeleri genellikle böyle durumlarda sorunun doğası gereği, karar verme, bir eylem planı yapma gibi konularda zorlanmakta, bir fikir birliği içinde olamamakta ve genellikle bir uzmanın yardımına gereksinim duymaktadırlar.
Özellikle bağımlının, tedavi sonrasında yeniden şekillendirilmesi gereken yaşamına uyum sağlamasındaki süreçte aile, en önemli unsurdur. Buna karşın hem hastaların, hem de ailelerin yeterli bilgi ve donanıma sahip olmadıkları ve hastalıkla baş etmede bir çok sıkıntı ve güçlük yaşadıkları bilindiği halde tedavi süreçlerinde bu göz ardı edilmektedir. Bir çok istismar kapılarının aralanmasına sebep olan bilgisizliğin, en önemli sorunumuz olduğunu düşünmekteyiz.
Dolayısıyla madde bağımlılığı tedavisinde, ailenin nasıl bir sorunla karşı karşıya olduğu ve bağımlı olan bireyle birlikte iyileşme sürecinde birbirlerine nasıl destek olmaları gerektiğine yardımcı olacak, ruhsal ve toplumsal zorluklarla nasıl baş edecekleri gibi birçok alanı kapsayan ciddi bir tedavi, terapi, rehabilitasyon ve eğitim sürecine dahil edilmeleri olmazsa olmaz bir zorunluluktur. Gerek denetimli serbestlik uygulamalarına, gerekse de bağımlının kendi isteğiyle başladığı tedavi süreçlerine ailelerin dahil edilmesi, gerekli mevzuat düzenlemeleriyle zorunlu hale getirilmelidir. Aile Hekimlerinin bu tedavi süreçlerine dahil edilmeleri mutlaka değerlendirilmelidir. Çare arayışı en yakın olanaklardan başlıyor. Toplum, Aile Hekimlerinin böyle bir bilgiye sahip olmadığını düşündüğü için ilk adım olabilecek bu kurumlardan yardım istemiyor.