Tüketici Hakları Derneği Gaziantep Şube Başkanı Bülent Yılmaz, trafik güvenliğini doğrudan tehdit eden birçok ihlalin görmezden gelindiğini öne sürdü. Yılmaz, “Şerit takibi yapmamak, sinyal kullanmamak, makas atmak, ön camı, farları ve plakasını kapatacak şekilde simsiyah film çeken araçlar, ters yönde gitmek, telefonla konuşarak araç kullanmak gibi ciddi ve ölümcül riskler neredeyse denetlenmemektedir” iddiasında bulundu.
KAZALARA DAVETİYE ÇIKARIYOR
Trafik güvenliği düşünüldüğünde yalnızca radar ve hız cezalarının merkeze konulduğunu belirten Yılmaz, “Oysa ülkemizde her gün yüzlerce kez işlenen ve trafik güvenliğini doğrudan tehdit eden birçok ihlal neredeyse tamamen görmezden gelinmektedir: Şerit takibi yapmamak, sinyal kullanmamak, makas atmak gibi ciddi ve ölümcül riskler neredeyse denetlenmemektedir. Yolcu indirme-bindirme işlemlerinin yol ortasında, sinyal vermeden yapılması hem trafik akışını bozmakta hem de kazalara davetiye çıkarmaktadır. Ön camı, farları ve plakasını kapatacak şekilde simsiyah film çeken araçlar, özellikle gece saatlerinde adeta görünmez hale gelerek trafik güvenliğini tehdit etmektedir” diye konuştu.
DENETİM YETERSİZ
Trafikte bazı denetimlerin yetersiz olduğunu ileri süren Yılmaz şunları söyledi:”Ters yönde gitmek, kırmızı ışıkta geçmek, emniyet şeridini işgal etmek, telefonla konuşarak araç kullanmak gibi yaygın ve tehlikeli ihlallere karşı radar benzeri bir sistematik denetim yoktur. Ticari araçların ağır yüklerle hız sınırlarını aşması, dinlenme sürelerine uymaması, kazaların temel sebepleri arasında yer alırken denetim yetersizdir. Yayaların ve bisikletlilerin korunmasına yönelik altyapı ve uygulama eksikliği, trafikteki en savunmasız grupları sürekli risk altında bırakmaktadır.
RADAR TUZAK OLMAMALI
Bütün bu sorunlar görmezden gelinirken, sadece hız denetimi üzerinden vatandaşa ceza kesmek, trafik güvenliğini değil, devletin gelir hanesini önceleyen bir uygulamadır. Bu nedenle biz diyoruz ki:Radar tuzak değil, bilinçlendirici bir araç olmalıdır. Denetim, tüm trafik ihlallerini kapsayıcı ve adil olmalıdır. Tüketici cezayla terbiye edilmez; bilinçlendirme, eğitim ve hak temelli bir sistemle güvenliği sağlanır. Aksi takdirde radar uygulamaları, devletin vatandaşına kurduğu ekonomik bir pusudan başka bir anlam taşımaz.
GÜVEN DUYGUSU İNŞA EDİLMELİ
Çağrımız nettir;Radar uygulamaları bilimsel veri ve kaza yoğunluğu analizlerine göre planlanmalı;Tüm trafik ihlalleri bütüncül şekilde denetlenmeli, sadece hız değil, her tür tehlikeli davranış caydırılmalıdır;Ceza değil, önleyici, eğitici ve şeffaf bir trafik politikası benimsenmelidir;Devlet, vatandaşının güvenliğini sağlarken ekonomik yük değil, güven duygusu inşa etmelidir.” Meral KINACLAR ERBEKTE