Mahkemeye gönderilen raporda maktul Delen’in düştüğü esnada canlı olduğu belirtilirken, yüksekten düşme eylemi esnasında tellere olan temas nedeniyle düşüş pozisyonunda değişiklik olabileceği aktarıldı. Mehmet Kaplan’ın avukatı Enes Akbulut ise ölüme ilişkin Adli Tıp Üst Kurulunun hazırladığı raporun Kaplan’ın ifadelerini doğruladığını söyledi. Akbulut, “ATK Üst Kurulu raporu ile birlikte müvekkilim hakkındaki asılsız iddiaların hiçbirinin geçerliliği kalmamıştır. Yargılamada gelinen aşamada Mehmet Kaplan'ın tutukluluğunu gerektirecek bir neden kalmamıştır” dedi. RAPOR: DUYGU DÜŞERKEN CANLI Gaziantep’te erkek arkadaşının evinde şüpheli şekilde hayatını kaybeden Duygu Delen’in (17) ölümüyle ilgili Adli Tıp Üçüncü Üst Kurulu’nun hazırladığı rapor, Gaziantep 10 Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu. Mahkemeye gönderilen raporda maktul Delen’in düştüğü esnada canlı olduğu belirtilirken, yüksekten düşme eylemi esnasında tellere olan temas nedeniyle düşüş pozisyonunda değişiklik olabileceği aktarıldı. Davanın 4’üncü duruşmasında heyet tarafından Adli Tıp Kurumunda talep edilen rapor 7’nci duruşmanın ardından mahkemeye gönderildi. Raporda olay yeri inceleme ile otopsi raporuna, Prof. Dr. Hakan Kar ve Prof. Dr. Nadir Arıcan’ın hazırladığı raporla mahkeme heyeti tarafından hazırlatılan bilirkişi raporuna da yer veren üst kurul, raporun Delen’in ölümüne ilişkin hazırlanan adli ve tıbbi belgelerdeki verilerin değerlendirilmesiyle hazırlandığını belirtti.DÜŞTÜ MÜ ? Mahkeme heyeti ATK’ye, meydana gelen yaralanmaların hangisinin düşmeye bağlı gerçekleştiğini, düşüş anında bilincinin açık ya da kapalı olup olmadığını, maktulün kaza ile düşüp düşmediğini, kendisinin bilerek atlayıp atlamadığını, bir başkası tarafından itilmek suretiyle düşürülüp düşürülmediğini sormuştu.ÜST KURULDAN CEVAPDava dosyasında mevcut olan tıbbi belgeler ve otopsisinden elde edilen bulgulara göre Delen’in düşme esnasında canlı olduğu belirtilen raporda, olayın yaşandığı odadan alınan kan örneklerinin tamamının sanık Mehmet Kaplan’a ait olduğunu aktarıldı.30 UZMAN İMZA ATTI 30 uzmanın imzasının bulunduğu raporda, Delen’in ölümüne neden olan travmatik değişimlerin tamamının yüksekten düşme ile mümkün olduğu belirtildi. Yüksekten düşme eylemi öncesi ayrıca bir travmaya maruz kalıp kalmadığının bilinemediği aktarılan raporda, “Yüksekten düşme eyleminin kendi iradesi ile mi yoksa bir başkasının etkisi ile mi meydana geldiğinin mevcut verilerle bilinemedi. Çocuğun hangi pozisyonda düşmeye başladığının mevcut verilerle bilinemediği, otopsisinde sağ kol, sağ önkol ve sol bacakta ray şeklinde tarif edilen ekimozların yüksekten düşme sonrasında zemine çarpmanın etkisi ile oluşabilecek nitelikte olduğu, olayın gerçekleştiği dairenin bir alt katında bulunan çamaşır tellerine temas nedeniyle düşüş pozisyonunda değişiklik meydana gelebilir” ifadeleri kullanıldı.Raporda mahkeme heyeti tarafından sorulan diğer hususlar hakkında adli tıbbi değerlendirme yapılamadığı vurgulandı.AVUKAT KONUŞTU30 uzman hekimin imzasını taşıyan raporun Delen’in sağ kol ve sol bacağında oluşan ray şeklinde tarif edilen ekimozların yüksekten düşme sonrasında zemine çarpmanın etkisiyle olabileceğinin belirtildiğini paylaşan Enes Akbulut, “Oda içerisindeki kan örneklerinin tamamının müvekkil Mehmet Kaplan'a ait olduğu tespit edilmiştir. Yine üst kurul raporunda müteveffanın ölümüne neden olan yaralanmaların tamamının yüksekten düşmeye bağlı olduğu belirtilmiştir” ifadelerini kullandı.BİR NEDEN KALMADIOlayın başından beri vücuttaki ray şeklinde ekimozların düşme kaynaklı olduğunu söylediklerini paylaşan Akbulut, “Biz Savunma makamı olarak olayın başından beri müteveffanın düşerken bilincinin açık olduğunu, dolayısıyla olayın bir intihar olduğunu beyan ettik. Bu beyanlarımızı alınan ATK Üst Kurulu raporu ile birlikte yine dosya içerisinde bulunan Prof. Dr. Nadir Arıcan, Prof. Dr. Çağlar Özdemir ve mahkeme heyetinin belirlediği bilirkişi heyetince hazırlanan raporlar da teyit etmişti. Müvekkilim Mehmet Kaplan, olayın başından bu yana verdiği ifadelerde hiçbir değişiklik yapmamış, hep doğruları söylemiştir. Olaydan sonra delilleri karartma gibi bir düşünce içine girmemiştir. Sonuç olarak Adli Tıp Üst Kurulu tarafından verilen raporda, Mehmet Kaplan’ın bugüne kadar söylediklerini çürüten bir ifadeye yer verilmemiştir. Böylece ATK Üst Kurulu raporu ile birlikte müvekkilim hakkındaki asılsız iddiaların hiçbirinin geçerliliği kalmamıştır. Yargılamada gelinen aşamada Mehmet Kaplan'ın tutukluluğunu gerektirecek bir neden kalmamıştır” diye ekledi. İHA