Bayraktar, “Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak her zaman söylediğimiz gibi, biz üretmezsek Türkiye aç kalır. Bu bilinçle üreticilerimizin yanında olmaya, onların sesi olmaya ve toprağa emek veren herkesin hak ettiği değeri görmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
2025 AFET YILI OLDU
2025 yılının tarım sektörü için afet yılı haline geldiğini söyleyen Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şubat ayında Mersin, Adana ve Hatay başta olmak üzere birçok ilde zirai don afeti yaşandı, ardından nisan ayında 65 ilde etkili olan bir don afeti daha meydana geldi ve tarım ürünlerine ciddi zararlar verdi. Yaşanan zirai don hadiselerinde başta fındık, kayısı, üzüm gibi ihraç ürünlerimiz olmak üzere ekili ve dikili tüm ürünlerimiz zarar gördü. Akdeniz havzasında olması nedeniyle iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkelerden biri de Türkiye’dir. Ülkemizde 2011 yılında 324 olan doğal afet sayısı yaklaşık 4 kat artarak 2024 yılında bin 257’ye ulaştı. Çiftçilerimizin doğal afetlerle mücadelesi zirai donla da sınırlı kalmadı. Zirai don hadiselerinin ardından 3-4 Mayıs’ta Kahramanmaraş, Adıyaman, Şanlıurfa, Niğde ve Gaziantep illerimizde dolu afeti meydana geldi ve bu da tarımsal üretime ciddi zararlar verdi. Ziraat odaları olarak her doğal afette olduğu gibi bu zorlu süreçte de sahada çalışmalara katıldık ve çiftçilerimizin yanında olduk. 20’den fazla ilde yaptığım incelemeler neticesinde üreticilerimizin durumunu bizzat görmüş oldum. Üreticilerimizin kayıpları belirlenirken mağdur edilmemesi, hızlı hareket edilmesi ve ihtiyaç duyduğu desteğe geciktirilmeden bir an önce kavuşması en büyük temennimizdir."
BORÇLANARAK ÜRETİYOR
Çiftçilerin bunca zorluğun yanı sıra bir de pahalı girdilerle borçlanarak üretim yaptığına dikkat çeken Bayraktar, "Gübre, mazot, yem, zirai ilaç, elektrik, sulama, tohum ve işçilik maliyeti sürekli artıyor. Yüksek maliyetle üretim yapan çiftçilerimizin borçları da günden güne katlanıyor. 2025 yılının Mart ayında çiftçilerimizin bankalara olan borçları bir önceki yıla göre yüzde 50 oranında artarak 996 milyar 177 milyon liraya yükseldi. Çukurova’da buğday ve arpa hasadı başladı. Bu sezon küresel ısınmanın etkisiyle kış aylarında beklenen kar yağışlarının yetersiz olması, yağışların zamanında gerçekleşmemesi ve yaşanan doğal afetler buğdayda kaliteyi ve özellikle kıraç alanlarda verimi düşürdü. Sulama imkânı olan arazilerde ise başta sulama ve enerji olmak üzere çiftçinin yüksek olan maliyetini daha da artırdı. Buğday üreticilerimiz, üretimde yaptığı masrafların, verdiği emeğin ve döktüğü alın terinin karşılığını almak istiyor. Müdahale alım fiyatındaki artışın enflasyon oranının altında kalmaması ve ödemelerin gecikmemesi gerekiyor. 2025 yılı müdahale alım fiyatının maliyet ve refah payı gözetilerek hasat öncesi piyasa da oluşan fiyatların üzerinde açıklanmasını bekliyoruz" değerlendirmesini yaptı.
NÜFUS YAŞLANIYOR
Bayraktar, “Tarımda nüfus yaşlanıyor, kırsalda yaş ortalaması 59'u buldu. Gençlerimizi kırsalda tutmanın yollarını bulmalıyız, aksi takdirde gıda güvenliğini sağlayamayız. Gençlerimizi kırsalda tutmanın önündeki en büyük engel, üreticilerimizin gelecek kaygısıdır. Tarımda kayıtlı genç çiftçi oranı yüzde 5’in altına düştü, diğer taraftan SGK’ya kayıtlı çiftçi sayısı 2021 yılında 1 milyon iken, 2024 yılı sonunda 419 bine geriledi. 1,1 milyon çiftçi ise muafiyet belgesi alarak sistemin dışına çıktı. Tarımın sürdürülebilirliği ve kırsalda yaşamın devamı için çiftçilerimizin sosyal güvenlik sistemine dâhil edilmesi zorunludur. Bu nedenle Tarım Bağ-Kur primleri düşürülmeli, genç ve kadın çiftçilerimize yönelik özel sosyal güvenlik destekleri sağlanmalıdır."