Öyle bir yasa düşünün ki bütün vergi mükellefleri, vergi kanunlarını suistimal eden birer mükellef olarak değerlendirsin ve bu temel veriye dayanılarak düzenlensin.Elbette modern çağımızın kanun hazırlama teknikleri dikkate alındığında; toplum düzenine aykırı davranışlarda bulunanlara engel olmak ve hatta cezalandırmak için kanunlar yapılmaktadır.Yasal düzenleme yapılacak vergisel konular ile ilgili olarak, bu yasaya tabi olacak vergi mükelleflerinin tamamının, peşinen yasaları çiğneyeceği varsayımıyla hareket edilerek yasal düzenleme yapılması hem kabul edilemez hem de vergi kanunlarına uygun olarak hareket eden vergi mükelleflerini sadece yasaya uydukları için cezalandırmaktan öte başka bir şeye hizmet etmez.Konuyu somutlaştırmak gerekirse, geçtiğimiz günlerde yürürlüğe giren 7194 sayılı kanun ile faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, işletmelerin kiraladıkları veya iktisap ettikleri binek otomobillerin giderlerinde kısıtlamalara gidilmiştir.Yasanın gerekçesinde;Mevcut yasal düzenlemede, işletme aktifine kayıtlı olup kazancın elde edilmesinde kullanılan binek otomobillerinin amortisman başta olmak üzere bütün giderleri (motorlu taşıtlar vergisi hariç) kazancın tespitinde gider olarak kabul edilmektedir.Ancak söz konusu düzenlemenin vergi mükelleflerince suistimal edilebildiği ve şahsi ihtiyaçlar için kullanılan binek otomobillerine ait giderlerin de gelir veya kurum kazancından indirilebildiği görülmektedir.denilerek, mevcut yasal düzenlemeye gerekçe oluşturulmaya çalışılmıştır.Gerekçeden de anlaşılacağı üzere, yasaya uymayan mükelleflere gerekli yasal işlemleri yapmak yerine, yasaya uyan dürüst mükelleflerde dahil olmak üzere bütün mükellefler nezdinde kısıtlamaya gitmenin, vergilemede adalet ilkesi ile bağdaşmayacağı açıktır. Binek Otomobillerin Kira Bedellerine Getirilen Kısıtlamalar; Yapılan düzenleme uyarınca; ticari kazancın ve serbest meslek kazancının tespitinde, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 TL’ye kadar olan kısmı vergi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir. Aşan kısmın ise Kanunen Kabul Edilmeyen Gider (KKEG) olarak dikkate alınması gerekir.Diğer taraftan, Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun “İndirilemeyecek Katma Değer Vergisi” başlıklı 30’uncu maddesinin (d) bendi uyarınca, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen ve yüklenilen KDV, indirilecek KDV olarak dikkate alınamaz. Dolayısıyla, her bir binek otomobil için aylık 5.500 TL’yi aşan kira tutarlarına ait KDV’nin de indirime konu edilmeyerek, KKEG olarak dikkate alınması gerekir.Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerin aylık kira bedellerine ilişkin olarak getirilen kısıtlama, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarından itibaren uygulanmaya başlayacaktır. Bu nedenle, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillere ilişkin kısıtlama, 2019 yılında ödenen ve tahakkuk eden kira giderlerini kapsamamaktadır. Bununla birlikte, kiralama sözleşmesi maddenin yürürlük tarihinden önce yapılmış olsa dahi, bu araçların kira giderleri için de söz konusu kısıtlama 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarından itibaren geçerli olacaktır. Binek Otomobillerin Kullanım Giderlerine İlişkin Kısıtlamalar; 7194 sayılı Kanunla GVK’da yapılan düzenlemelerle getirilen bir diğer kısıtlama ise binek otomobillerin kullanım giderlerine ilişkindir. Buna göre, ticari kazancın ve serbest meslek kazancının tespitinde, binek otomobillere ilişkin kullanım giderlerinin (yakıt, tamir, bakım, sigorta, kasko vs.) en fazla % 70’i vergi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecek olup, aşan kısmın KKEG olarak dikkate alınması gerekir.Ayrıca KDV Kanununun 30/d maddesi uyarınca, KKEG olarak dikkate alınan binek otomobil giderlerine ait KDV, indirilecek KDV olarak dikkate alınamayacaktır. İndirilecek KDV olarak dikkate alınamayan söz konusu tutarların da, vergi matrahının tespitinde KKEG olarak dikkate alınması gerekir.Binek otomobilleri getirilen kısıtlamaların yürürlük tarihinden önce aktife alınmış olsa dahi, bu araçların giderleri için söz konusu kısıtlama 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarından itibaren geçerli olacaktır.Binek Otomobillerinin Alımında Ödenen ÖTV ve KDV ne Getirilen Kısıtlamalar;Vergi Usul Kanunu uyarınca, binek otomobilin alımında ödenen ÖTV ve KDV dönem kazancının tespitinde doğrudan gider olarak dikkate alınabildiği gibi, ilgili otomobilin maliyet bedeline de dâhil edilmek suretiyle amortisman yoluyla da gider yazılabilir. Mükellefler söz konusu seçim konusunda serbesttirler.Diğer taraftan, yapılan düzenleme ile ÖTV ve KDV tutarlarının doğrudan gider olarak dikkate alınabilecek kısmı belli bir tutarla sınırlandırılmıştır. Bu düzenleme uyarınca; ticari kazancın ve serbest meslek kazançlarının tespitinde, binek otomobillerin iktisabına ilişkin ÖTV ve KDV’nin toplamının en fazla 140.000 TL’ye kadarlık kısmı vergi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir. Aşan kısmın ise KKEG olarak dikkate alınması gerekir.Binek otomobillerin iktisabında yüklenilen ÖTV ve KDV’ye getirilen kısıtlama, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarından itibaren uygulanmaya başlayacaktır. Dolayısıyla, 2019 yılında gerek Kanunun yayımından önce ve gerekse yayımından sonra iktisap edilen binek otomobillere ilişkin ÖTV ve KDV tutarlarının vergisel açıdan gider olarak dikkate alınmasıyla ilgili herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır.Binek Otomobillerin Amortisman Giderlerine Getirilen Kısıtlamalar;7194 sayılı Kanununla getirilen bir diğer kısıtlama ise binek otomobillerin amortisman giderlerine ilişkindir. Yapılan düzenleme uyarınca, ticari kazancın ve serbest meslek kazancının tespitinde;- ÖTV ve KDV hariç ilk iktisap bedeli 160.000 TL’yi,- ÖTV ve KDV’nin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde, amortismana tabi tutarı 300.000 TL’yi,aşan binek otomobile ait ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı, vergi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir. Aşan kısmın ise KKEG olarak dikkate alınması gerekir.Yürürlüğe giren yeni düzenleme suistimallere yönelik çözümler üretmek yerine, genelleme yaparak dürüst mükellefler de dahil bütün mükellefleri kapsadığından vergilemede adalet ilkesinin zedelenmesine yol açacaktır. Umarım bu düzenleme vergi kanunlarında benzer gider kısıtlamalarının yapılmasına emsal teşkil etmez.