Bu ülkenin vatandaşlarından bazıları (ki bunlar 2000 civarında) Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğuna güvenerek Emniyet Genel Müdürlüğünün (EGM) açtığı ve ÖSYM tarafından yürütülen yazılı sınavla polis olmak istediler.

Bu sınavı kazananlar ayrıca bedeni kabiliyet ve mülakat sınavında da başarılı olmuşlardı. 4652 sayılı Yasanın Öğrenimlerini süresi içerisinde başarı ile tamamlayanlar, Emniyet Teşkilatı kadrolarına aday polis memuru olarak atanırlar. güvencesiyle polis olarak atanacakları günü iple çekiyorlardı.

EGM ile yapılan zımmi sözleşmeye uyarak, kendi yükümlülükleri olan öğrenimlerini başarıyla tamamladılar. Ancak, mezuniyetlerine çok az bir süre kala, bir sabah uyandıklarında, İçişleri Bakanlığı - EGM tarafından önlerine yeni bir sınav daha konduğunu öğrendiler.

Kamuoyunda İç Güvenlik Paketi olarak bilinen, 6638 sayılı Yasa ile -maçın son dakikasındaki kural değişikliği gibi- yeni bir sınav şartı daha getirilmişti: Maddenin yürürlüğe girdiği tarihte öğrenime devam edenler dahil, 3201 sayılı Kanun ve 4652 sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanunu gereğince, polis eğitim kurumlarında ya da EGM adına diğer yükseköğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin, EGM kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı rütbelerine aday memur olarak atanmaları için öğrenim süresini başarıyla tamamlamaları ve eğitim sonunda Polis Akademisi Başkanlığınca yapılacak sınavda başarılı olmaları şarttır.

Polis alımlarında objektifliği ve tarafsızlığı sağlamak için yıllardır yazılı sınavları yürüten ÖSYM de bu yasa ile devreden çıkartılmıştı, bundan böyle sınavları ÖSYM değil Polis Akademisi Başkanlığı yapacaktı.

Öte yandan EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KADROLARINA POLİS MEMURU VE KOMİSER YARDIMCISI RÜTBELERİNE ADAY MEMUR OLARAK ATANACAKLARA UYGULANACAK SINAV YÖNETMELİĞİ ile, sınav komisyonu kararlarına itiraz edilemez hükmü getirilerek haklarını aramaları da engellenmişti.

Polis olmak isteyen öğrencilere başta Anayasa ve İdare Hukuku olmak üzere derslerde Anayasanın 'yargı yolu' başlığı altındaki hükümle idarenin her türlü işlem ve eylemine karşı yargı yolunun açık olduğu öğretiliyordu. Böylelikle, geleceğin polisleri olarak idare adına yapacakları her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı denetimine tabi olacakları bilinciyle hukuka uygun davranmaları gerektiğini teorik olarak öğreniyorlardı.

Toplum olarak biz, herkes gibi polislerin de hesap verme bilinci ile hareket etmelerini beklemiyormuyduk!

Ancak, bir idari düzenleme olan, bu nedenle yasalara ve anayasaya uygun olması gereken Yönetmelik, sınav komisyonu kararlarına itiraz edilemez diyordu, yani hesap verilmez!

Peki:

1. Sınav Komisyonu İDARENİN UZANTISI değil mi?

2. Komisyon kararları bir İDARİ EYLEM VE İŞLEM değil mi?

3. Bu durum açıkça ANAYASAYA AYKIRILIK teşkil etmiyor mu?

4. Polis eğitim kurumlarında ve EGM adına diğer yükseköğretim kurumlarında öğrenim görüp mezun olma aşamasına gelmiş olanların, okula girdiklerinde ve hatta mezuniyetlerine kısa bir süre kala geçerli olan mevzuata göre aday polis olabilmeleri için öğrenimlerini süresi içinde başarı ile tamamlamaları yeterliydi. Ancak maçın son dakikalarında yapılan bir kural değişikliği ile, öğrenim süresini başarıyla tamamlamaları yanında Polis Akademisi Başkanlığınca yapılacak sınavda da başarılı olmaları şartı getirilerek KAZANILMIŞ HAK ihlal edilmiyor mu?

5. PMYO mezunu 1700 civarı kişinin başarısız olduğu sınavlarda; yazılı sınavda düşük puan alanlara mülakat sınavında yüksek puan verilerek polis yapıldığı, bunun yanında yazılı sınavda yüksek puan almasına rağmen mülakat sınavında düşük puan verilenlerin elendiği değerlendirmeleri SINAVLARIN OBJEKTİFLİĞİne gölge düşürmedi mi?

6. Mezuniyete kısa bir süre kala yapılan mevzuat değişikliğinde KAMU YARARI var mı?

7. Bu durum hukuka ve HUKUK DEVLETİNİN İLKELERİne ters düşmüyor mu?

8. Anayasaya göre Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve hukuk devletindeHUKUKİ GÜVENLİK vazgeçilemez bir şarttır. Polis atamaları ve buna dayanak olarak gösterilen 6638 sayılı Yasa ile çok sayıda kişi bir anda hukuki güvenlikleri ihlal edilerek mağdur edilmedi mi?

9. Bu mağduriyet Anayasanın 'ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK, BELİRLİLİK ve İDAREYE GÜVEN' ilkelerini ihlal etmiyor mu?

Cevap ne olursa olsun gerçek şu ki;

Atanamayan Öğretmenlerimiz gibi Atanamayan Polislerimiz de var artık, hayırlı olsun.

www.halilyilmaz.com.tr

facebook.com/halilyilmaztr

twitter.com/halilyilmaztr