Tezel, "Yaşananlardan ders alınmadığını görüyor, konunun bileşenleri ile yeterince tartışılmadan alınan kararların yeni felaketlere davetiye çıkarmakta olduğunu üzülerek takip ediyoruz" dedi. Zeminle ilgili çalışmaların gerekli bilimsel ve teknik kriterlere uygun olarak yapılması konusunda yüksek hassasiyet gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Tezel, "Yapılan çalışmaların ilgili mühendisler tarafından yerinde denetimi mutlaka yapılmalı, bu konuda mevzuatta gerekli eklemeler ivedilikle yapılmalıdır. Kentsel Dönüşüm” gibi “Kırsal Dönüşüm” projesinin de yaşama geçirilmesi gerekmektedir" mesajını verdi. DEPREM ZEMİN İNCELEME MÜDÜRLÜKLERİ KURULMALI "Deprem risklerini azaltmak için zemin etüt çalışmaları, arazide ve sonrasında rapor incelemesi şeklinde ofiste kontrol edilmelidir" diyen Tezel, "Bunun için her il ve ilce belediyesi Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlükleri kurarak, jeofizik, jeoloji, inşaat mühendislerini zorunlu olarak bulundurmalı ve bir kontrol teşkilatı oluşturmalıdır. Bu doğrultuda gerekli yasal mevzuat çıkarılmalıdır. Arazide kontrol edilmeyen zemin etüt raporlarından ötürü vatandaş ile yüklenici (müteahhit) baş başa bırakılmaktadır. Kâğıt üzerinde tüm standart ve yönetmeliklere uygun hazırlanan projelerin, yerinde uygulanmadığı her büyük depremde yaşadığımız yıkımlarla ortaya çıkmaktadır. Öte yandan Yapı Denetim mevzuatında da “Parsel Bazında Zemin Etüt çalışmalarının ilgili mühendisler tarafından yerinde denetimi zorunluluğu getirilmelidir"HASAR RİSKİ Aslı Tezel, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Hasar görebilirlik, yapısal hasar riskinin doğrudan insana bağlı olan ana unsurudur. Bu bağlamda, içinde yaşayacağımız veya çalışacağımız binamızın yapısal hasar riskini en aza indirmek için, binamızın bulunduğu yerdeki deprem tehlikesini göz önüne alarak binamızın taşıyıcı sistemini, depremde hasar görebilme olasılığı, yani hasar görebilirliği en az olacak şekilde projelendirmemiz ve inşa etmemiz gerekir"ENKAZ YÖNETİMİ ÖNEMLİ "İnşaat ve yıkıntı atıkları; konut, köprü, yol ve benzeri yapıların tamiratı, yenilenmesi, yıkımı ve doğal afetler sonucu oluşan atıklardır. Bu atıklar, kullanılan malzemelerin cinsine bağlı olarak değişmekle birlikte genel olarak betonarme, beton, sıva, tuğla, ahşap, cam, metal parçaları, kiremit, plastik, asfalt ve doğal taş malzemeleri içermektedir. Deprem sonrası ortaya çıkan enkaz , doğru bir şekilde bertaraf edilemediği takdirde yeraltı sularına, tarım arazilerine, bitki örtüsüne, çevre ve insan sağlığına zarar vereceği aşikardır. 6 Şubat 2023 Depremlerinden sonra ülkemizde afet yönetimindeki eksiklikler bir kez daha ve en acı şekilde gözler önüne serilmiştir. Afet bölgesindeki yıkılan binaların atıklarının önceden bir planlama olmadığı için kontrolsüz bir şekilde boş arazilere döküldüğü gözlenmiştir.YUMUŞAK ZEMİNLERE YAPILAN EVLERTezel, ""Tarım toprakları üzerine, zeytinliklere, kayısı bahçelerine ve yumuşak zeminlere kurulan yerleşimler, sanayi tesisleri gibi yapılar depremdeki can ve mal kayıplarımızı artırmıştır. Sürecin uzun soluklu bir yol olacağı düşünülerek eşgüdüm çerçevesinde çalışmaların yapılması gerekmektedir. Fiziki hasarların yanında aynı zamanda sosyal, kültürel ve ruhsal açıdan da bölgeye destek verilmesi yararlı olacaktır. Çiftçilerimizin üretimlerini terk etmesine yol açacak bir duruma izin verilmemelidir. Üretimin terk edilmesi gıdanın azalması, arz güvenliği ve beraberinde fiyatların artmasını; aynı zamanda ithalatın artmasını ve tarımın gerilemesini getirecektir. Tarımsal üretim, bakım, girdi tedariki, hasat, depolama, işleme, pazarlama, nakliye gibi faaliyetlerin sürdürülebilmesi için gerekli desteklerin çiftçilere verilmesi son derece önemlidir. Bölgedeki en önemli sorun göç olarak değerlendirilmelidir. “Kentsel Dönüşüm” gibi “Kırsal Dönüşüm” projesinin de yaşama geçirilmesi gerekmektedir. “Kırsal Dönüşüm” de çiftçi desteklenmeli ve yeni projeler çerçevesinde mevcut çiftlik, ahır ve depolar yenilenmeli ve bunun sonucu olarak da daha sağlam ve güvenli bir yapıya kavuşacak alanlarda çok daha verimli üretimler yapılması sağlanmalıdır."