Geçenlerde bir yazı yazmıştım "Herkes evinin önünü süpürürse dünya gülistana döner!.." sözünün açıklaması gibiydi... Yazımda Şahinbey Parkı'nın az ilerisindeki benzin istasyonunun karşısındaki, adı bir şehidimize ait olan parkın sulanma biçimiyle ilgiliydi. Hortumla sulama değil de sanki şebeke suyunun içinde yüzdüren bu sulama biçimine isyan etmiştim. Zannettim ki her şey değişecek ve artık güneşin alnında ve bol bol su harcanarak değil de gece sabaha karşı sulama sistemli bir hayata geçilmek için yetkililer açıklama yapacak ve harekete geçeceklerdi... Ne kadar saçma bir düşünceye sahip olduğumu sonradan anlayabildim... 126. Cadde Gaziantep'in en işlek caddelerinden birisi. Üniversitenin önünden Karataş Bölgesine çıkan cadde. Hanı şu tam da üniversitenin önüne gelinde ucu huni gibi olan cadde var ya işte tam da orası... Buranın mimarını bir görsem bu çılgın düşünce için tebrik edeceğim. Nasıl böyle mükemmel bir proje yaptınız diye hayranlığımı ifade edeceğim... Neyse konumuzu dağıtmadan, işte bu 126. Caddede ev aldıktan sonra bazı şeyler daha fazla gözüme batar oldu. 20 yıldır Gaziantep'teyim ilk kez sivrisineklerle tanıştım. Her gece ısırıyor mübarekler. İlaçlama yapılmıyor mu diye aklınıza gelebilir elbette yapılıyor. Ancak 126. Caddenin doğu tarafında yani meşhur Şahinler Vadisi'nin karşısındaki evlerin iki tanesi hariç diğerlerinde kanalizasyon yokmuş... Meğer bu pis sular hemen alttaki dereye akıyormuş. Duyunca inanamadım. Ancak gittim baktım hortumların hepsi dereye yönelmişti... Yani sivrsinek, karasinek ve bol hastalık anlamına gelen bu durumu sanırım yetkililerimiz biliyorlardır. Yanıldık oradan bir ev aldık. Sanatçıları balkondan rahatlıkla dinleriz dedik ancak tozdan topraktan herhangi bir şey izlemek pencereleri açmak ne mümkün... Şehrin en işlek caddesinin kenarında yapılması gerek park yapılmadığı için hala pencerelerimiz kapalı ve hala toz toprak içindeyiz... Yetkililere de ulaştık ancak çözüm olmadı... Park isteğimizi yok saymadılar Allah var kimsenin hakkını yemeyelim. Hatta "yaparız" da dediler. Ancak daha yapılmadı. Ara sokakların asfalt yapılmasıyla bir nebze soluklansak da toz yutmaya devam ediyoruz... Bu yazıdan sonra yetkililer koşarak orayı park yapacak da değiller, ancak ben yazmazsam yüreğime dert olacak. Şahinler Vadisi'nin karşısında şehrin en işlek caddesinde park yapımının neden bu kadar uzun sürdüğü, birilerinin dikkatini çeker diye düşünüyorum. Belki bu kadar önem arz edilen yerin hemen 20 metre ilerisinde neden kanalizasyon olmayıp insanların kötü kokular, sivrisinek ve karasinekle cebelleştiğini birileri duyar diye düşünüyorum. 13 katlı devasa binaların tozunun toprağının bu evleri nasıl rahatsız edip edemediği ile birileri ilgilenir diye düşünüyorum. Bütün binaların en fazla 5 kat olduğu bir yerin tam da ortasında 13 katlı devasa binaların neden yapıldığını sorgulayacak yetkimiz zaten hiç yok... 126. caddenin neden sadece 2 şeritli olduğunu pardon üniversitenin önünde tek şeride düşüyor yanlışlık olmasın; yeni bir yerleşim yerinde yani üniversitenin önünden otobana çıkana kadar ki bölümde yapılmış 8 adet trafik ışığını da sorgulamaya da hakkımız yok... Eminim yetkililerimiz bu durumları bizden daha iyi biliyorlardır. Eminim şehir planlamacıları bu durumun farkındadırlar... Tramvay hattının daralttığı yollarda kırmızı ışıkta bekleşen arabaların ekonomiye maliyetini hesaplasalar ne kadar çıkar acaba neyse onu da biliyorlardır, uzatmayalım... 126. Cadde bir film adı değil elbette... İnanıyorum ki bu işle kim ilgileniyorsa burası için bir önlem alacaktır... Almazsa eğer gerçekten bir film senaryosu olabilir... Sağında eğlence; solunda işkence denilebilir mesela... Sözün özü güzel ve yaşanabilir bir şehirde yaşamak herkesin hakkıdır. Ancak kentsel dönüşüme gerek olmadan çağdaş kentler kursak ve ekonomimizi bu kadar darboğaza sokmasak olmaz mı?