Terör suçlarında uygulanan tutukluluk süresini 10 yıla kadar çıkaran düzenlemeye tepki gösteren hukukçular, bu durumun hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu söylüyor.
Terörle mücadele açısından da özgürlük ve güvenlik dengesinin korunması gerektiğinin altını çizen Zirve Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Gülşen, “Kişinin, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar çok uzun bir süre tutuklu kalması, temel hak ve özgürlükleri koruyan ve güvence altına alan hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Tutukluluk süresinin aşırı şekilde uzatılması, kişi özgürlüğü ve güvenliği ile masumiyet karinesini önemli ölçüde zedelemektedir.” dedi.
SÜREYE DİKKAT
Gülşen, kamuoyunda bilinen Ergenekon, Balyoz ve KCK ana davası gibi davalar açısından bağımsız olan yerel mahkemelerin tutuklamaya devam etme veya son verme konusunda somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yetkisi bulunduğunu aktararak, “10 yıllık tutukluluk süresine ilişkin düzenlemeyi ölçülülük ilkesine aykırı bularak iptal etmek suretiyle yasama organına mesaj veren Anayasa Mahkemesi, henüz gerekçesini açıklamamakla ve bu iptal kararının yürürlüğünü bir yıl sonrasına bırakmakla birlikte, bu tür suç sanıkları hakkında 5 yılı aşan tutukluluk süreleri konusunda hakimler tarafından daha dikkatli olunması gerektiğine örtülü bir şekilde işaret etmiş olmaktadır.” dedi.
Terör suçlarında uygulanan tutukluluk süresini 10 yıla kadar çıkaran düzenlemeye tepki gösteren hukukçular, bu durumun hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu söylüyor. Terörle mücadele açısından da özgürlük ve güvenlik dengesinin korunması gerektiğinin altını çizen Zirve Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Gülşen, “Kişinin, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar çok uzun bir süre tutuklu kalması, temel hak ve özgürlükleri koruyan ve güvence altına alan hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Tutukluluk süresinin aşırı şekilde uzatılması, kişi özgürlüğü ve güvenliği ile masumiyet karinesini önemli ölçüde zedelemektedir.” dedi.SÜREYE DİKKATGülşen, kamuoyunda bilinen Ergenekon, Balyoz ve KCK ana davası gibi davalar açısından bağımsız olan yerel mahkemelerin tutuklamaya devam etme veya son verme konusunda somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yetkisi bulunduğunu aktararak, “10 yıllık tutukluluk süresine ilişkin düzenlemeyi ölçülülük ilkesine aykırı bularak iptal etmek suretiyle yasama organına mesaj veren Anayasa Mahkemesi, henüz gerekçesini açıklamamakla ve bu iptal kararının yürürlüğünü bir yıl sonrasına bırakmakla birlikte, bu tür suç sanıkları hakkında 5 yılı aşan tutukluluk süreleri konusunda hakimler tarafından daha dikkatli olunması gerektiğine örtülü bir şekilde işaret etmiş olmaktadır.” dedi.