Hani bizler dolar düştü fiyatlar niye düşmüyor diye bağırıyorduk ya… Valla sesimizi gerçekten duymuşlar. Basit bir hesap yapalım. Hani Dolar 18 TL iken Benzin 11 liraydı ya, şu anda Dolar 13’ler de, benzin ise şaka gibi 13 lira oldu. O kadar karmaşık ki, bu işler neyi hesaplayacağımızı şaşırmış durumdayız. Bakın işte, tam da yeni yıla girmişken 1 dakikada Türk lirasıyla hepimizi zamma boğdular. Vergi, ceza ve harçlara yüzde 36.20, MTV'ye yüzde 25, Emlak Vergisi'ne yüzde 18.10 zam gelirken; elektriğe yüzde 50-125 arasında, doğalgaza yüzde 15-50 arasında zam yapıldı. Öte yandan 2022 yılında benzin, motorin, LPG ve köprü-otoyol geçişlerine fiyat artışına gidildi. ZAMLI MAAŞLAR BUHAR OLUP UÇTU Bir şey hatırlatayım size, asgari ücretin 4 bin 253 lira yapıldığı ilan edilmişti ya. İşte o günden itibaren şöyle geriye dönüp bir bakın. Ne kadar zam yapıldı her şeye. Peki o zam hangi tarihte uygulamaya geçecek? Şubat 2022 de. Yani daha zamlı maaşlar elinize geçmeden konulan zammın ötesinde iğneden ipliğe zam yapıldı zaten. Hele elektrik. Hele Doğalgaz… Kara kara düşünmeye başladık bile şimdiden. Bu gidişle Padişah fıkrasına dönecek ülkemiz. Bu fıkrayı bilenler vardır mutlaka ama ben yine de hatırlatayım isterseniz. ‘‘Padişahlardan biri, yeni vergiler koyduğunda ya da mevcut vergileri artırdığında, sadrazama;
- Git bakalım, halkın arasında bir dolaş. Vergilere alışmışlar mı? Dermiş. Sadrazam da halkın arasında dolaştıktan sona padişaha;
- Padişahım, halkın suratı biraz asık, canı da sıkılmış durumda ama işlerine devam ediyorlar...
Dediğinde padişah da şu şekilde yorum yaparmış.
- Tamam, demek ki sorun yok. Alışırlar alışırlar...
Bir süre sonra yine vergiler artırıldığında, padişahın talimatı üzerine sadrazam halkın arasında dolaşır ve izlenimlerini aktarırmış;
- Padişahım, bu kez suratları çok asık. Merhaba desen, yüzüne dik dik bakıyorlar. Sonraki her an kavga edecek gibiler. Suratlarından düşen bin parça. Galiba bu kez vergileri çok artırdık.
- Yok yok. Merak etme sen. Önemli bir şey gözükmüyor. Alışırlar, alışırlar...
Bu böyle devam etmiş gitmiş.
Günlerden bir gün, yine yeni vergiler getirildiğinde, sadrazam halkın arasına karışmış, dolaşıp geldiğinde şaşkın bir vaziyetteymiş.
- Padişahım hiç sormayın. Bu kez kafam karmakarışık. Çünkü hiçbir şey anlamadım. Herkes çok neşeli, gülüyor hatta sokaklarda dans ediyorlar, oynuyorlar... ‘Aman' demiş padişah.
- Eğer halk oynamaya başladıysa, demek ki durum çok kötü. Hiçbir şeyi umursamıyorlar demektir. Galiba vergileri çok artırdık. Hemen vergileri indirelim. Yoksa perişan oluruz...’’
Görünen o ki, bu gidişler hepimiz oynamaya başlayacağız… SABAH KARANLIĞINDA OKULA GİTMEK ZORUNDA BIRAKILAN ÇOCUKLARIMIZ Kıymayın bu çocuklarımıza dedik hafta arası. Bilemiyorum ama hangi ülkenin milli eğitimi, sabahın karanlığında 06.30 da yani sabah ezanı okunurken küçücük yavruların uykuya doymadan zorla okula gitmek zorunda bırakabilir ki. Maalesef bizde uygulanıyor ve o yavrular karanlık sokaklarda okula gitmek zorunda kalıyor. Bu çocukların o karanlıkta sokaklarda yürürken nasıl bir psikoloji içinde olacağı bile hesaplanamıyor. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki birçok ailenin özel arabası da yok, çocuğuna servis tutacak gücü de. İşte bu kategorideki hangi anne baba her gün bu endişeyi yaşamaz. İşte karar vericiler bunu bilmezden ve görmezden geliyor. Dahası onların hepsinin çocuklarının öyle bir derdi yok. Zaten bütün mesele de burada yatıyor. Hadi saat uygulamasını Suudi Arabistan ile aynı tutuyorsunuz, o zaman hiç değilse Gaziantep gibi öğrenci enflasyonu yaşayan okul fakiri iller için formüller üretin. O çocukların ders saatlerini kısaltın, hiç değilse çocukların saat 6 buçukta kalkmak zorunda kalması yerine 7,5 - 8 de uyanıp daha zinde daha aydınlıkta okula gitmesini sağlayın. Tabii bu işin Gaziantep Milli Eğitimiyle ilgisi yok, bakanlık yetkilileri karar veriyor. GAZİANTEP'TE OKUL TADİLATLARI YAPACAK FİRMA YOK MU Kİ Bir şey daha, Gaziantep Milli Eğitiminin ilgisinin ve yetkisinin olmadığı… O da şu okullardaki tadilat meselesi. Geçmiş dönemlerde okul tadilatları yaz dönemi tatillerinde yapılır, eğitimin döneminde o okullar öğrenime hazır hale getirilirdi. Ama son yıllarda bunları göremiyoruz artık. Niye? Diye araştırdım elbette. Maalesef şu anda tam 13 tane okulun tadilatı bitirilemedi. Haliyle o okullardaki öğrenciler başka okullara yönlendirildi. Bunun sebebi nedir biliyor musunuz, Millî Eğitim Bakanlığı Gaziantep’teki okul tadilatlarını başka illerde faaliyet gösteren müteahhitlere veriyor. Onlar da çeşitli gerekçelerle her resmi kurum ihalelerinde olduğu gibi uzatıyor, bin tane gerekçe sunarak yapımları geciktiriyor. Ne acı ki Gaziantep’teki okulların tadilatları bu vurdumduymazlık, biraz da fırsatçılık nedeniyle zamanında bitirilemiyor. YEREL İNŞAAT FİRMALARI VE ODALAR NİYE SESLERİNİ ÇIKARMAZ Şimdi bu ihaleler ki, basit ihaleler bunlar. Gaziantepli inşaat firmalarına verilmiş olunsaydı, bu kadar gecikme yaşanır mıydı, elbette mümkün değil. İşte burada durup düşünmek gerekiyor. Niye benim memleketimde bu tür ihaleler yerel firmalara verilmiyor? Ve o yerel firmalar bunlara ses çıkarmıyor? Hadi onlar birey olarak sessiz kalıyorlar, peki odalar niye suskun kalır. Bu kenti yönetenler ile temsil eden Bakan ve Milletvekillerimiz niye bu sorunun üzerinde durmuyor. Acaba bunlardan haberleri mi yok, orasını bilmiyorum elbette. Bildiğim tek şey, yaz mevsiminde bitmesi gereken ve tespit edilen çok sayıda okulun tadilatlarının bitirilmeyişi. YENİ TERMİNAL BİNASINDA TRAJİKOMİK OLAY Havaalanının yeni Terminal binası çok şükür açıldı. Gaziantep’e hiç yakışmayan eski terminal binasından kurtulduk çok şükür. Daha son halini gidip görmedim ama mutlaka eskisinden bin katlı iyi olmuştur. Ne var ki, daha işin başında şikayetler gelmeye başladı. Henüz sistem oturmadığından olacak, bagajlar konusunda sıkıntı yaşanıyor maalesef. Yolcular kendileri gidiyor ama bagajlar burada kalıyor. Çünkü elektronik sistemde sıkıntı yaşandığı için bagajlar uçağa taşınamıyor. Yolcular da bu durumdan haberdar edilmeyince örnek İstanbul’a indiğinde bagajların arıza nedeniyle Gaziantep’te kaldığını öğreniyor. Şöyle bir empati yapın ve aynı durumda siz ne yaparsanız bu mağduriyeti yaşayan yolcular da aynısını yaparak büyük bir şok yaşıyor. Konuştum bu durumu yetkililerle. Onlar da üzgün tabi. Ama elektronik sistemde bazı sıkıntılar olduğunu, bir de bu yönde eğitimli görevlilerin yeterince tecrübesi olmadığı için valizlerin uçağa taşınma işleminde sıkıntı yaşandığını dile getirirken, bunların geçici olduğunu ve düzeleceğini belirttiler. Elbette çoğumuz bagaj sorunu yaşadık, bir noktada makul karşılayabiliyoruz. Ancak hiç değilse bagaj sisteminin arıza yaptığı ve uçağa valizlerin alınamadığı yolculara duyurulsaydı hiç değilse bu kadar mağduriyet yaşanmazdı. Anlayacağınız yeni terminalde ilk yolculuğunu yapan ama bagajları Gaziantep’te kalan birkaç uçağın yolcuları için kötü bir talihsizlik olmuş. Umarım çözümü bulunur ve bir daha tekrarlanmaz. Bu arada yeni terminale gidip de sorun yaşayanlar ile eksiklik görenler varsa benimle paylaştığı takdirde bunları dile getirebiliriz. HEPİNİZE İYİ HAFTALAR