GAZİANTEPSPOR GERÇEKLERİNİ

HERKES ÖĞRENMELİDİR

Gaziantepspor'u yönetenlerin kulübü nasıl kullandıklarının ve kendi sistemlerini nasıl kurduklarının belgesi niteliğindeki İddianameyi bu şehirde herkes okumalıdır.. Hatta sadece Gaziantep değil tüm ülke, daha da ilerisi tüm dünya, bir spor kulübü nasıl yönetilmiş, ne hallere getirilmiş mutlaka görmelidir.. Bu iddianame için yayın yasağı kalkınca sizlerle paylaşacağız. .Çünkü bizim bildiklerimizi sizlerin de bilme hakkınız vardır..

Gelelim bugün Gaziantepspor ile ilgili söyleyeceklerime.. Şehirde 7'den 77'ye herkes Gaziantepspor'u konuşuyor..Tabii ilk akla gelen şey, bundan sonra ne olacağı.. Bununla ilgili hergün çok sayıda insan beni arıyor, sosyal medyada sorular yöneltiyor.. Aslında gelişmeler o kadar hızlı oluyor ki, ben bile şaşırıyorum..

Şaşırdıklarımın en önemlisi ise, bu güne kadar bildiklerimin iddianameyi okuduktan sonra çok düşük düzeyde kalmış olması.. Oysa kendimi Gaziantepspor'da neler olup bittiğini en çok bilen birisi olarak görürdüm.. Ama o Maliye Bakanlığından gelen vergi müfettişlerinin 4 aylık müthiş araştırmasını ve incelemelerini bilirkişi olarak Başsavcılığa vermiş oldukları raporları ve sonradan hazırlanan iddianameyi görünce dondum kaldım.. Pes dedim, bu kadarı da olmaz dedim.. Dedim de dedim yani..

Biliyorsunuz süpriz bir gelişme daha oldu ve İddianameyi 2. Ağır Ceza mahkemesinin kabul etmesiyle birlikte, aynı mahkeme dernekler kanununun 32/1.f maddesi gereğince kulüp başkanı ve bazı yöneticileri görevlerinden geçici uzaklaştırma kararı aldı.. İşte Kızılca kıyamet de orada koptu.. Gaziantepspor olarak yerel gazetelere 3 gün boyunca ilanlar verildi, ticaret ve sanayi odaları ile muhabeciler ve mali müşavirler odasına çağrıda bulunuldu. Bunun kıymet-i harbiyesi olmadığını en önemli bilirkişi olan GSMMMO Başkanı Mehmet Nabioğlu söylemiş tabii.. Sanayi ve Ticaret Odaları ise muhatap bile olmamış..Çünkü bu raporu hazırlayanlar konularında uzman olan kişiler.. Herkes görüyor ki, Gaziantepspor mağdur edilmiş..

MEVCUT YÖNETİCİLER 500 VEYA 1'ER MİLYON

VERİP KULÜBÜN BORÇLARINI ÖDEMELİDİR

Peki şimdi ne olacak.. Gaziantepspor için neler yapılacak..Çünkü zaman dar, futbolcuların ödemelerinin yapılması lazım..Kulübe federasyondan digitürk'ten spor toto ve gençlik spordan gelen paralar şirketlere aktarılınca teknik adamın ve yardımcıların paraları ödenmemiş.. H.Karaman birşey açıklamıyor ama yardımcılarıyla birlikte Gaziantepspor'dan hem transfer ücreti hemde prim alacakları olduğunu biliyoruz. Ayrıca kulüpten alacaklı olanlar da panikte..İşte bu ortamda mevcut yöneticiler harekete geçmelidir.. Bu arkadaşlar madem Gaziantepspor'u seviyorlar, madem yapılanları içlerine sindiriyorlar, o zaman kulüpten alacaklı olan esnafın, firmaların, otellerin futbolcuların ve teknik adamların paralarını ödemek zorundalar..

Örneğin Ertuğrul Ahi, örneğin Akşam simit fırını sahibi İbrahim Aksu, örneğin Tunaş Helvanın sahibi Arif Çelik.. Borsa Başkanı Ömer Çelik.. Sanayici Adil Çatuk, Galerici Adnan Karakayış, Doktor Suat Özerbaş, Dövizci İlhan Yağız, Nakliyeci ve çiftçi Reşit Solak.. Sever İnşaatten Abdullah Devrim Sever, İsmail Selçuk, Mesut Karasu.. Şu anda yönetimin TFF'de temsile yetki verdiği Avukat Vedat Diler.. Bu arkadaşlarımızın hepsi şöyle 500 veya 1'er milyon lira verseler, hiç değilse piyasaya borç kalmaz, teknik adam ve futbolcuların paraları ödenir..Yöneticilik böyle zamanda belli olur..

PARA VERMİYORLARSA İSTİFA EDİP

KULÜBÜ KONGREYE GÖTÜRMELİDİRLER

Madem bazıları tarafından Gaziantepspor için Fenerbahçe örneği veriliyor, o zaman şimdi Fenerbahçe'de görev yapan yöneticilerin yaptıkları yapılmalı, kulübün parasal sorunu çözülmelidir..Mevcut yönetimdeki 13 arkadaş kulüp kasasına para koymalıdır.. Çünkü fedakarlık böyle zamanda belli olur.. Yok eğer bu yönetici arkadaşlar böyle zamanda Gaziantepspor'a karşı görevlerini yerine getiremiyor ise, o zaman çekilmeli ve kulübün olağanüstü kongreye götürülmesine yardımcı olmalıdır..Söylenecek başka söz yoktur..

AYYUŞ HANIM KONAĞI VE GÖRÜNMEYENLER

Çıkan yangın herkesi üzmüştür.. Şehirde sosyal yaşamın renkli yerlerinden birisi haline gelen bu mekanın yanması gerçekten üzüntü vericidir..Ancak ben olayın burasına değil arka tarafına bakmak istiyorum..Kavaklık bölgesi dediğimiz cennet gibi bölgenin içine yerleşen Ayyuş Hanım Konağı gibi diğer cafeler konusunda bu yangının bir ders olması gerektiğini düşünüyorum..Tabii Büyükşehir belediyesine de ders olmalı.. Buraya ruhsat verilirken yangın unsuru gözönüne alınmışmıdır.. Yangın tehlikesine karşı işletme ne gibi tedbirler almıştır, bunlar incelenmiş, denetlenmişmidir..

Bakın bir okurum mail atmış, bu durumu nasıl değerlendiriyor: 'Belediyenin mülkiyetinde olan 70 yıllık konağın kiralık olarak kullandırması denetlememesi anlamına gelmemeliydi. Konağın restorasyonu buram buram rant kokan daha fazla müşteri agırlamak için gitgide genişletildi ve konaktan zerre eser kalmamıştı. Doğu yönünde yapılan balkon genişletmesi yetmezmiş gibi güney kısmındaki genişletme bardagı taşırmıştır. Olan tarihi esere oldu. Gerçi o restorasyonla yangından sonraki durumu karşılaştırdıgımızda aynı sonuçları elde edebiliriz. Bize müstehak böyle'

Evet.. Okurumuz böyle konuşuyor.. Gerçekten de Ayyuş Hanım Konağının tamamen ahşapla donatılması böyle bir bölge için son derece riskliydi.. Dahası böyle bir yerin içine fırının konulmasıda tartışılmalıdır.. Kaldı ki tüm bunlara rağmen içerde ve dışarda eğer yangın tedbiri alınmış olsa idi, yani çevresinde yangın muslukları içeride söndürücüleri olsaydı, o güzelim yer yanıp kül olmazdı..

ASRİ MEZARLIK CAMİSİ VE CENAZE

TÖRENLERİNDEKİ İŞKENCE

Mezarlıktaki Bahattin Nakıpoğlu Camisinin yapımı, imarı, projesi ne varsa, kimse kusura bakmasın bu şehre yakışmıyor..Yazın sıcaktan kışın soğuktan durulmayan camii içinin verdiği sıkıntıyı herkes dile getiriyor.. Sadece bu değil insanların çektiği sıkıntılar..Cenaze namazları çıkışında yaşanan trafik keşmekeşi resmen işkenceye dönüşüyor..Hergün ortalama 3-5 cenaze namazı kılınıyor ve dünyanın arabası mezarlığa tek aracın geçebileceği yoldan girmek zorunda kalıyor..Bir rezillik, bir işkence ki, insanlar adeta isyan ediyor.. Ama bu şehirde insanlar ciddiye alınmadığı için artık onlarda teslim bayrağını çekmek üzereler. STK'lardan zaten umudum kalmadı. Eskiden bir Ali Peri'miz vardı, o da siyasete girince bu işleri bir kenara bıraktı.. Siyasi partiler sanırım böyle halkın meselesiyle filan uğraşmayı küçük işler olarak görüyorlar. Öyle olmasaydı Ali Peri'yi kim durdurabilirdi ki.. Tüm bu olumsuzluğa karşın biz yine de vatandaş olarak hakkımızı arayacak ve yetkililerden insanca davranış bekleyeceğiz..

Bu konuyu sakın kimse küçümsemesin..Çünkü bu mezarlık camiisi ve mezarlığa giriş yolu Gaziantep'e yakışmıyor.. Sayın Asım Güzelbey ne yapıp etmeli ve Camii'nin yenilenmesini sağlamalı.. Kimse 'olur mu yavv..'demesin..Pekala olur.. Kocaman bir bölge ama vatandaşların eziyet çekmesine göz yumuluyor..Camiinin içinde namaz kılarken çekilen sıcak ve soğuk eziyeti bir yana, mezarlığa girişlere kesinlikle bir çözüm bulunmalı.. Belediyenin teknik elemanları gitsin baksın ve incelesin.. Camiden çıkıştan Mezarlığa girişin birkaç yolla gerçekleşmesi sağlansın..Çünkü vatandaşlara bu kadar eziyet etmeye kimsenin hakkı yoktur..

DEMOKRASİ MEYDANI KÖY MEYDANINA DÖNDÜ

Vilayetin hemen yanıbaşında..Kocaman meydan..Burası Gaziantep'in tek resmi meydanı.. Bu meydanda sık sık etkinlikler yapılıyor.. Ama o etkinliklerde hoparlörlerin sesleri insanı çileden çıkartmaya yetiyor.. Birde o kadar keyfi işler yapılıyor ki, eline mikrofonu alan rastgele türkü söylüyor, uzun hava çekiyor, insanlarla dalga geçiyor, bağırıp çağırıyor.. Sanki Demokrasi meydanı değil köy meydanı.. Bir Allahın kulu yetkili de bu rezalete dur demiyor..İşin ilginci vilayetin hemen yanıbaşında. Öbür yanıbaşında ise hastane var üstelik.. Gürültüyü belki Vali bey duymayabilir ama yardımcıları ve vilayet personelinin duymaması imkansız.. Bu konudan kim yetkili, kim denetler inanın bizde bilmiyoruz. Büyükşehir Zabıtası mı, çevreyle ilgili müdürlükmü, kim ise, lütfen demokrasi meydanındaki etkinliklerde hoparlörlerin seslerinin kısılması sağlansın.. Gerçekten Gaziantep'e yakışmıyor..

HASTANELERDE GÜVENLİK KONUSUNA DİKKAT

Dr.Ersin Arslan hayatını kaybettikten sonra herkes hastanelerdeki güvenlik konusuna dikkat kesildi. Aslında biz gazete olarak sık sık dile getiriyor ve uyarıda bulunuyorduk.. Hatta bir keresinde hastaneye girerken güvenlikçilerin kapılarda durmadığını dursa bile hiç oralı olmadığını gözlemiş, taşıdığım tabanca ile rahatlıkla girmiştim.. Elbette hastaneler çok sayıda insanın girip çıktığı yerler.. Kontrol imkansız..Ama böyle diyerek boşverilmesi taraftarı değilim..Özel hastanelerde kapılardan girişler biraz daha ciddi..Ama özellikle şimdi Ersin Arslan olan devlet hastanesine giriş tam yol geçen hanı..

Bir ara hastane yönetiminin Sağlık Bakanlığına kapılara giriş için X-RAY için başvuruda bulunduğunu ama ciddiye alınmadığını duymuştum..Mobese için emniyet yetkilileriyle konuştuklarını ama oradan da olumlu yanıt alamadıklarını öğrenmiştim..Yani bakıldığında hastaneye yetkililerinin bazı çabaları olmuş ama hep karşılıksız kalmış..Geçtiğimiz günlerde yine bu hastaneye gittim değişen sadece tabela olmuş.. Herşey aynı.. Oysa bu kadar olay oldu, Gaziantep Emniyeti hiç değilse kapıya bir polis noktası koyabilirdi.. Ayrıca içerlerde hastane koridorlarında resmi kıyafet giyen polis veya güvenlikçiler dolaştığı takdirde bu görüntüler caydırıcı olacaktır..Kötü niyetle birisi hastaneye girerken polis ile karşılaştığında kesinlikle çekinir.. Rahat hareket edemez.. Beklentim, devlet hastanelerinde hatta Üniversite hastanelerinin girişlerine emniyetin polis kulübesi koyması yönündedir..

NOT: Gaziantep Valiliği İl Dernekler Müdürlüğünden vatandaşlık bilgi edinme hakkına dayanarak istemiş bulunduğumuz, Gaziantepspor tüzüğü Sayın Müdür Tuğba Çiftçi tarafından reddedilmiş ve gönderilen resmi yazıda hiçbir gerekçe gösterilmeksizin 'TALEP ETTİĞİNİZ BİLGİ CEVAPLANDIRILAMAMAKTADIR' denilmişti.. Gazetemiz bunun üzerine Gaziantepspor'un tüzüğünü, başka kanallar vasıtasıyla elde etmiş bulunmaktadır.. Eğer gerek gördükleri takdirde Gaziantepspor'un tüzüğünün bir kopyasını Gaziantep Valiliği İl Dernekler Müdürlüğüne de göndereceğimizi belirtiyor, Sayın Tuğba Çiftçi'ye bundan sonraki görevinde başarılar diliyoruz...

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR