Son günlerde Asım Güzelbey, -'Neden aday olmayı düşünmüyorsunuz?' diyenlere aşağıdaki sözleri okuyor; -Körler çarşısında ayna satma, sağırlar çarşısında da GAZEL atma... -Erken emekli ol ama, hayattan değil, emeklilik yılların için HAZIRlıklı ol... -Emekliliğe daha çok zaman var DEME, zaman su gibi akıp geçiyor... -Kendine yeni hobiler keşfet, emeklilikte HOBİlerine ihtiyacın olacaktır... -Kimse sana işe YARAMAZ demeden, sen çok işe yaradığın bir anda bırakmayı bil... -Genç yaşta emekli ol ki, hayatın başka limanlarına yelken açabilesin... -Sakın ZORla emekli edilipde sonra işsizlikten sıkılıp ERKEN ölenler arasına katılma... -Geç emekli olursan, yaşayacak vaktin kalmaz... -Erken emekli olursan çok şey GÖRebilirsin... -Kendinle YETİNmeyi öğren... -İş DÜNYAsının dışında da varolmayı anlamlı ve luzümlu olmayı KEŞFET... Sakın, huysuz bir ihtiyar olma, yaşlılığın tadını çıkar, tecrübelerini konuştur... -Kaybetttiğinde değil, VAÇGEÇildiğinde yenilirsin... Asım GÜZELBEY'i dinleyince, benimde işi gücü bırakıp, bir kenara ÇEKİLesim geldi. Gerçekten Güzelbey'in okuduğu kitapta altını çizdiği bazı sözler, her siyasetçiye, her işadamına, her eve lazım... Zor olsa da, insanlar ZİRVEde iken, sevildikleri anda, arandıkları bir zamanda bırakmasını bilmeliler... DOLU... Geniş tarım arazileri, dillere destan çiftçiliği ile bilinen Reslan TABUR'a, son DOLU olayından sonra kendi köylülülerinin yanısıra, komşu köylülerinin hayranlıkları bir kat daha artmış.... Nedeni, DOLUnun, Reslan Tabur'un arazileri hariç, köyü yıkıp geçmesi... Bir anda bastıran DOLU Kayalıpınar'da (Mülk) bağ,bahçe, fıstık, zeytin, arpa,buğday koymamış... Ancak dolu ne hikmetse, Tabur'un bir tek dal fıstığına, zeytinine, bir milim arpa bugdayına zarar vermemiş... DAHNİ, HAMEYLİ, GANTARA, KAYALIPINAR'ı etkisi altına alan dolu, Tabur'un arazilerine gelince durmuş... Dolu dinip, zarar ziyan ortaya çıkınca, köylüler bir taraftan sigortasız arazilerinin zararının karşılaması için devlet babaya koşarken, diğer taraftanda bu işin sırrını merak edip duruyormuş... Sadece köylüler değil, TABUR da bu işe hayret ediyor... Tabur, elinden düşürmediği tesbihiyle, bakın dolu faciasından kurtuluşunu nasıl yorumluyor: "Dolu BES benimkine değmemiş. Köyün kıblesine (güney) 200 metreden geçmiş. İyiliğime herhalde... Cenabı Allah yukarıda hazır ve nazır. Köyü tolu vurursa, ama senden SAVIŞır kor giderse, başka ne düşünürsün? Yalanı varmı? Dolu öbür adamları mahvetti, vurdu yok etti. Allah'ın HİKMETi. Bu işe herkeste hayret etti. 'Senin ne iyiliğin vardı da tolu vurmadı?' diyorlar. Ben de 'O hazır nazır diyorum'. diyorum." AŞİRET... Büyükşehir Belediyesi Kanunu'yla birlikte siyasi partiler gözlerini köylerdeki oylara dikti... Zira, İlçeleri kazanmanın yolu köy oylarından geçiyor... Ancak köy oylarını kazanmak da öyle kolay değil... Çünkü, çoğu köyde oylar AŞİRETlerin kontrolünde... Örneğin OĞUZELİ'nde, BARAK köylerinin oyları ALTIN değerinde... Oğuzeli'nin merkezde 2 Bin oyu varsa, bu köylerin 5 bin oyu var... Bunun farkında olan siyasi partiler ve aday adayları köy köy geziyor. TORUNLAR, TÜRKMENLER, DAMALHA, NAİM, TABURLAR, TİRYAKİLER Barak'ın büyük aşiretlerinden birkaçı... Aşiretlerin bir çoğunun, parti gözetmedikleri söyleniyor... A Partisi, kendi canlarından birini meclis üyeliğine aday göstermişse, sadece kendi aşiretleri değil, yakın aşiretlerin oyunu da kolayca alıyor... ACI ama, GERÇEK...
  • DEMOKRAT BATI!
Bir Müslüman ülke daha, demokrasi baharının kan gölünde boğuluyor... ÇAĞDAŞ Batı! sayesinde Mısır'da yüzlerce ölü, binlerce yaralı var... UYGAR batı, Bin Ladin ve Saddam'dan ders almayan İslam alemiyle, yine kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor.. İşine gelince demokrasi, işine gelince diktatörlük diyen batı, umarım bu iki yüzlü politikasıyla bir gün, kendi DEMOKRASİSİ'nde boğulacaktır... Kalın Sağlıcakla...