Ulus devlet en çok küresel sermayeyi ve bölücüleri rahatsız ediyor. Bölücü için bir kitle belirtmek istedim ancak şu an kimin bölücü kimin yapıcı olduğu belirsiz... Koro halinde ULUS'a, ULUSALCILIĞA tabiî ki MİLLİYETÇİLİĞE MİLLİYETÇİLERE bir saldırı bir linç girişimi var... Bu saldırıların altında sadece IRKÇILIĞA indirgenmiş bir MİLLİYETÇİLİĞE karşı duruş yok... MİLLİ kelimesi dahi batıyor birilerine... Hani TÜRK Kahvesi deseniz IRKÇI ilan edileceğiniz bir döneme gelindi. Bu dönemlere ilk defa şahit olmuyor bu millet... OSMANLININ son zamanların bazı hükümetler zamanında Gayri Müslümlere öyle tavizler verilmiş ki; halk arasında "gavura gavur demek yasak oldu" söylemleri yaygınlaşmaya başlamış. Günümüz Türkiye'sinde PKK'lılara, bebek katillerine terörist denilmesinin yasaklanacağının sanılması gibi... Bazı kesimler "Ulus devletten, Milliyetçilerden, Milli Devletten" neden bu kadar rahatsız dersiniz... Çünkü Ulus devletin temelinde kendi öz kaynaklarını oluşturmak, bu kaynaklarla halkına en iyi hizmetleri sunmak, onu en iyi şekilde yaşatma arzusu, SOSYAL DEVLET ilkesi vardır. Ulus devlet sömürülmeye karşıdır. Halkının emeğinin, ekmeğinin, devletinin yer altı ve yer üstü kaynaklarının çalınmasına razı olmaz. Bölünmeye karşıdır her türlü bölücülük karşısında birlikten, bir arada yaşamaktan, mücadele etmekten yanadır... Ulus devletin varlık sebebi kurum kuruluşları vardır kanun koyucu MİLLET MECLİSİ, Milli Güvenliğin teminatı askeri polisi, geleceğin mimarı MİLLİ EĞİTİMİ gibi, bu kurumlar onu koruyan kollayandır, bağımsızlığının simgesidir... Ulus devletin MİLLİ RUHUNU terk ettiği alanlarda IMF, Dünya Bankası, OECD gibi uluslar arası SÖMÜRÜ KURULUŞLARI ve AB, BDT gibi bölgesel kuruluşların belirlediği kurallar geçerli olur. Kendi çıkarlarına zarar gelmemesi için günahlarından bile vazgeçmeyen bu sömürgecilerin kimlere hizmet ettiğini ve girdikleri yerleri nasıl talan ettiklerini hepimizin malumu.... Gümrük Birliği anlaşmasını imzaladığımız tarihten bu yana TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ olarak kazanıp kaybettiklerimizi düşünürseniz bunu daha iyi anlayacaksınız diye düşünüyorum. Günümüzün en moda tabiri ile KÜRESELLEŞME denen bu soygun düzeni dünya kaynaklarının % 3 ile geriye kalan % 97'ye hükmediyor, yani dünyanın tüm kaynakları her ülkede bağlantıları olan 3-5 uluslararası şirket ya da onları yöneten ailenin emrinde. Bu soyguncuların karşılarındaki en büyük potansiyel tehlike Milliyetçi-Ulusalcı gruplar. Bunlar her şeyi beleşe bağlamışlar, dünyanın efendileri olmuşlar, tüm imkanlar onların emrinde, gittikleri yerlerde "bakın size teknoloji getiriyorum, adam çalıştıracaksınız, ihracat yapacaksınız" gibi onlarca yalanla teşvik isterler, ayrıcalık isterler, vergi vermezler, elektirikleri suları neredeyse beleştir. Doymazlar ne versen onu isterler valla kaz gibi yolarlar gittileri yeri, gittikleri yerlerdeki elamanları, işbirlikçileri onlar gelene kadar her şeyi hazır eder... Ellerini kollarını sallayarak gelir çuvallarla dolu paraları ve iliğine kadar sömürdükleri halkın vebaliyle çekip giderler.... Bunlara, düzenlerine ve senaryolarına dünyada uşaklık etmeyen, karşı duruş sergileyen herkes onlar için ideolojik anlamda IRKÇIDIR, MİLLİYETÇİDİR, ULUSALCIDIR... Altın yumurtlayan tavuğu kesmemek, sömürülerinin devamlılığı hatırına halkla fazla karşı karşıya gelmezler onların yerine kendi atadıkları elemanları konuşur, işbirlikçileri hesap sorar, asar keser onlara her yol mübahtır... Bu uğurda kılıktan kılığa girer çalmadık kapı rol bırakmazlar, işi öyle ileri götürürlerki; sanırsınız onlar öncesi ülke savaştaydı da onlar geldi kurtardı. Hızını alamayıp bir türlü olamadıkları Türk Milletinden olma vasfından dahi istifa edenlere rastlarsınız. Halkın menfaatlerini savunuyormuş gibi görünürler... osyal haklar, sosyal güvence devlet tarafındandır ama onlar karşılıyormuş gibidir görünen... Bulgur, simit, kömür makarna dağıtarak pekiştirirler hallerini halktan dua istemedikleri kalmıştır. Bir onun yerine de cedi cedlerine okkalı dualar gönderilir Her ne kadar isyan etsek, istemesek de hepimiz bu küresel sermayeye hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Bu şartlarda el mahkum çünkü cebren veya hile ile memleketin tüm kaleleri zapt edilmiş, tersanelerine girilmiş, orduları dağıtılmış bilfiil memleketin tüm makamları işgal edilmiş durumda, memleketi yönetenler gaflet delalet içinde mi bilmem ancak bizim görevimiz her türlü durum ve olay karşısında TÜRK İSTİKBAL ve CUMHURİYETİNİ korumak kollamak, kurtarmaktır... Her ne kadar bankalarımız, borsamız, büyük işletmelerimiz onların elinde, çok güvendiklerimiz bileonların hizmetinde ise de, ordu komutanlarımız, subay, astsubaylarımız terörist muamelesi görüyor... Vatan Millet diyenlerle dalga geçiliyor olsa da biz mücadeleden vazgeçmeyecek MİLLİ KİMLİĞİMİZİ ve MİLLET DEVLET özelliklerimizi, birlik ve bütünlüğümüzü koruyup kollamaya devam edeceğiz...