Gaziantep yıllardır hep bir adım daha öteye giden,kendi sanayicisiyle,esnafıyla sanayi ve ticaretiyle ekonomik anlamda devlet desteği almadan kendi kendine yetebilen ender şehirlerimizden birisi…

İşsizliğin neredeyse sıfır olduğu,birçok etnik unsurun kardeşçe yaşadığı kentimizde ne olduysa oldu artık nazar mı değdi bilemem ama,son 1 hafta içinde iyice huzurumuz kaçtı…

Suriyeli bir mültecinin ev sahibini öldürmesiyle fitillenen olaylar zinciri,Ünaldı bölgesinden başlayarak şehrin birçok noktasına ulaştı,Gaziantepli vatandaşın sabrı taştı denilerek,Suriyelilere karşı bir düşmanlık,kin ne nefret bir anda doruğa ulaştı.

Bu olaylar bir provokasyon mudur,yoksa halkın kendi kendine örgütlenip isyanını dile getirmesi midir,orasını bilemiyorum ama şehrin içinde garip garip insanların gezindiğini hepimiz görüyoruz.Meskenler,iş merkezleri kiralanıyor,bazen tabelalarda yardımlaşma derneği adı altında,bazen de Birleşmiş Milletler çalışma ofisi gibi gösterilen buralarda,Amerikalısından tutun da İngilizine kadar türlü türlü insanlar şehrin her noktasında cirit atıyor…

Kimilerine göre Esada karşı olan kesimin örgütlenmesi,kimine göre de Esadın adamları,ama gerçekte kimler,neciler,kimsenin bir şey bildiği yok…

Gaziantep halkı 4 yıldır Suriyelilere kucak açan,onları kardeşi sayan,elinde avucunda ne varsa ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için can atan bir düşünceden ne oldu da son dönemlerde Suriyeli denince sinirlenir hale geldi? Bunu düşündünüz mü hiç,acaba bunu Sayın valimiz,belediye başkanlarımız,STKlarımız,şehrin önde gelenlerimiz düşündüler mi? Neden böyle oldu diyen oldu mu ? Çok merak ediyorum açıkçası…

Gaziantep Valiliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin bu konuda çalışmalar yapması için illa kan mı dökülmesi gerekiyordu? Sayın Fatma Şahine sözüm yok,yeni seçilen bir belediye yönetimi olarak olaylara hakim olamayabilirler,ama Sayın Valimiz Erdal Ata,bu şehirde devletin en yetkili temsilcisi olarak bu zamana kadar ne yaptı?

Aylardır çalışmalarını takip ediyorum, Suriyeli mültecilerin şehre entegrasyonu ve şehir düzeni ile ilgili bir tek çalışmasına şahit olmadım.Halihazırdaki kampların düzenini korumaktan başka,oralara gıda ve diğer ihtiyaç maddelerinin ulaşmasında asli görevini yerine getirmekten başka ne yapıldı? Bir şey yapıldıysa söyleyin, ben de bileyim…

Suriyelileri artık istesek de tamamen gönderemeyiz,bu saatten sonra bunu yapmak imkansız gibisinden bir açıklama yaptı Sayın Erdal Ata Beyefendi…

Gaziantep halkı,Suriyelilerin Suriyeye,savaşın ortasına gönderilmesini,onların göz göre göre ölüme salınmasını elbette istemiyor,ama şehrin düzeninin bozulmasını,huzursuz bir ortamda yaşamak da istemiyor,Gaziantepli vatandaş esasen Suriyelilere karşı değil,devlet gücünü elinde bulundurmasına rağmen,sadece Ankaradan gelen talimata göre şehri başıboş hale getiren devlet ve hükümet yetkililerine karşı protesto yapmalıdır.

Suriyelilerin ne suçu var ki,sen kapını açmışsın,şehirlerin her bölgesine girilmesine izin vermişsin,şehir ve nüfus planlaması denen şeyleri unutmuşsun, Suriyeli ne yapsın ki?

İnsanlar canlarını zor kurtarıp buralara gelmiş, çoğu sefalet içinde yaşamaya çalışıyor.Elbette zenginlik içinde,kendi lüksü için şehrin düzenini bozanlar yok değil.

Yarın bir gün, Suriyede olaylar dindiğinde Halep ile eskisi gibi geliş-gidişlerin serbest olduğu günler geldiğinde oraya bizden birisi gittiğinde siz bizim zor zamanlarımızda Gaziantepliler olarak,bizleri taşladınız,bizleri hor gördünüz dediklerinde,cevabımız ne olacak?

Buradan tüm Gaziantepli hemşerilerime seslenmek istiyorum,Suriyeli,şuralı,buralı diye bakmayalım,insana sadece insan olduğu için merhamet gösterelim,zor durumda olan insanlara sırf Allah rızası için kucak açalım,elbet bir gün yapılan iyilikler ahrette mükafatını bulacaktır…

Gelecek hafta yine bu köşede görüşmek ümidiyle,sağlıcakla kalın…