Gaziantep,yaklaşık 2-3 yıldır Suriyeli mültecilerin en büyük barınağı haline geldi.Artık nereye gidersek gidelim,en az bizim kadar Suriyeli görüyoruz.Bu durum biz Gazianteplilere sıradan gelmeye başladı.Onları benimsedik, şikayetçi olsak da her ortamda dile getirsek de, onlar şehrimizin bir parçası oluverdiler.

Kendi memleketlerinde görmedikleri hizmeti, ülkemizde, şehrimizde gören Suriyeli mültecilerin, iç karışıklık sona erdiğinde ülkelerine dönecekleri ihtimalini düşündüğümde, hiç de umutlanmayalım, adamlar bizim ülkemizde bizden daha üst bir kimlikle, tabiri caizse ekmek elden su gölden zihniyetiyle yaşıyorlar.

Zabıta ekiplerimiz, kolluk kuvvetlerimiz eskiden çarşı pazarda kaçak sigara vb. ürünler satanların tezgahlarını kaldırırlardı.

Bu işlere müsaade etmezlerdi.

Ama şu an şehrimizin birçok noktasını bizzat gözlemlediğimde şunu görüyorum ki, çoğunluğunu Suriyelilerin oluşturduğu bu seyyar tezgahları engellemeyi bırakın, bunlardan alışveriş yapanları bile görmek,beni kahretmeye yetiyor…

3 Aydır şehrin muhtelif noktalarındaki Suriyeli seyyar satıcıları ve esnafı takip ediyorum.Adam önce 3-5 paket kaçak sigarayla başlıyor, bir de bakıyorum ki 1 ay sonra tezgahı büyütmüş, adeta bir tekel bayi gibi şehrin en işlek, en kalabalık noktasında hiç de çekinmeden bu kaçak sigaraları satıyor.

Suriyeli işçiler meselesinde Sosyal Güvenlik Kurumu,yok denecek kadar az denetim yapıyor. Halk arasında dolaşan söylentilere göre,yapılan denetimlerde Suriyeli işçi görseler bile cezai işlem uygulanmadığını birçok işveren ve esnafımızdan duyuyoruz.

Asgari ücretin 850 lira olduğu ülkede 300-400 liraya günde 12 saat çalışan Suriyeli mültecilerden, halkın olduğu kadar yetkili kurumlarımızın başındaki yöneticilerimizin de haberi vardır elbette…

Başbakan Erdoğan,diline bir ara alt kimlik,üst kimlik tanımlamalarını dolamıştı.Bu ülkede kimse üst kimlik veya alt kimlik değildir demişti.Evet,bu ülke vatandaşlarında öyle bir kimlik ayrımı yok ama Suriyeli mültecilere üst kimlik muamelesi yapılmadığının tersini kimse iddia edemez.1 Lira borcu olan bağkurlu vatandaşımız sağlık hizmetinden yararlanamazken, Suriyeliyim diyen birisi,sorgusuz sualsiz her hastanede hizmet alabiliyor. Buradan prim borcu olan vatandaşlarımıza şöyle bir tavsiyem var,gidin hastanelere, birkaç Arapça kelime kullanın,sizi de Suriyeli sansınlar,muayene etsinler.

Suriyeli sığınmacılar,hayatta kaldıklarına şükretmeleri gerekirken,burada şehrin trafiğinden tutun da,her noktada vatandaşımıza olumsuzluklar yaşatan bu kişiler,olağanüstü bir pişkinlikle,şahsen benim bile kullanamadığım tüm imkanlardan güzelce yararlanıyorlar.Çarşıya indiğimde Türk’ten çok Suriyeli görünce acaba ben Halep’te miyim diye sormadan edemiyorum.Bari şehrimizin ismini değiştirelim,GaziHalep yapalım da,hem biz kurtulalım hem onlar…

Güvenlik zaafiyeti…

Geçtiğimiz pazar günü MHP lideri Devlet Bahçeli, yeni il teşkilatına ve Oğuzeli Belediyesi’ne hayırlı olsun ziyaretinde bulunmak üzere Gaziantep’e geldi. Şehir merkezine yolum düştü, gidip il teşkilatında bu ziyareti biraz gözlemleyeyim dedim. Oldukça kalabalık olan partililer il başkanlığında heyecanla genel başkanlarını bekliyorken, alınan güvenlik önlemleri gözüme çarpıverdi.

2 Ekip aracı ve içindeki 3’er kişilik polis dışında hiçbir güvenlik önlemi alınmamış. Elimi kolumu sallayarak, Devlet Bey’in yanına kadar girebildim, nihayetinde tokalaştım da…

Ya amacı kötü olan birkaç kişi de benim gibi Devlet Bey’in yanına kadar sokulabilseydi? Türkiye’de en çok oy alan 3. partinin, bir sözüyle yüz binleri etkileyen bir siyasi partinin lideri için alınan, daha doğrusu alınmayan güvenlik önlemleri çok garibime gitti…

Acaba başbakan gelseydi, böyle mi güvenlik önlemi alınırdı diye sormadan edemiyorum…

Gelecek hafta görüşünceye dek,hoşça kalın…