Tam 5 yıl olmuş…

Ayıntap Kültür ve Sanat Derneği bünyesinde, Orhan Uslunun liderliğinde Gaziantepliyi Gaziantepliye anlatan,Gaziantep kültürünü,şivesini,tiyatro sahnesinde sahneleme hayalinin gerçekleşeli tam 5 yıl olmuş…

Çeled Uşaklar yokken Gaziantepli tiyatronun önünden fazla geçmezdi.Devlet tiyatrosunda devlet eli ile sahnelenen oyunlar,bir iki sıra oyuncuya sahnelenirdi.Gerçi şu an da öyle,Çeled Uşaklar dışında çok ünlü oyun ve oyuncular gelmediği takdirde tiyatro oyunları boş koltuklara oynanıyor…

Bize tiyatroyu sevdiren,koskoca şehre tiyatro kültürü getiren,hayatında hiç tiyatroya gitmemiş kişileri hınca hınç dolu salonlara çekmeyi başaran değerli Orhan Uslu ve ekibine sonsuz teşekkürler etmeyi bir görev biliyorum.

Onlar çıktıkları bu yolda ne kimsenin adamı oldular,ne de birilerinin arka bahçesi…

Sadece ve sadece Gaziantep aşkıyla,herhangi bir çıkar gözetmeksizin,yapmacık olmayan tavırlarla,bizi bize anlatmaya,unuttuğumuz kültürümüzü hatırlatmaya,tarihimizi,ecdadımızı her daim hatırlamamıza vesile oldular.Bazen oldu,sırf bir konuya dikkat çekebilmek adına,kaybolan değerlerimizi hatırlatmak adına ücretsiz oyunlar sahnelediler.Bazen oldu oyunlarını sahneleyecek salon bulamadılar.5 Yıllık gayretli çalışmanın ardından tam olarak hak ettikleri yere gelmeseler de,Gazianteplinin kalbinde taht kurmayı başardılar.

En önemlisi de nedir,biliyor musunuz? Çoğu sanatçı şöhret basamaklarını çıkmaya başladıkça kendini halktan soyutlamaya başlar.Ama Orhan Uslu ve diğer bu işe gönül vermiş sanatçı kadromuzla kimi zaman çarşıda,kimi zaman da şehrin başka bir noktasında karşılaşmak,onlarla sohbet etmek,onlara istediğimizi söylemek,sosyal medya üzerinden doğrudan bağlantı kurabilmek gibi imkanlara sahibiz.Çünkü onlar her yerde kendilerinin de bizlerden birileri olduğunu söylüyorlar,kendilerini halktan soyutlamıyorlar.

Kimi zaman Anteplinin okul hayatını,kimi zaman sahre geleneğini,düğünlerini,örfünü adetini,hayatta karşımıza,birebir yaşadığımız olaylara biraz mizah,biraz mesaj ve içine bolca kahkaha ekleyerek bizlerin beğenilerini,takdirlerini kazanmayı başardılar.

İnşallah bu güzel insanlarla,nice 5 senelere daha erişmek bizlere nasip olur diyerek başka bir konuya geçmek istiyorum.

2 Hafta önceki yazımda Gaziantebimizin çevre sorunlarına değinmiştim.İl çevre ve şehircilik müdürlüğünü göreve çağırmıştım.Sakın yanlış anlamayın,il müdürlüğümüzden bir geri dönüş filan olmadı.Köşe yazımı okuduklarını bile pek sanmıyorum.

Tekrar soruyorum,bu şehirde çevre ve şehircilik il müdürlüğü ne iş yapar? O koskoca binada onlarca memur,bürokrat ne ile meşguldür?Bir vatandaş olarak bir kez daha soruyorum.Şu an yazımı yazarken penceremden dışarıya bakıyorum.50 Metre ilerisini puslu şekilde görüyorum,yoğun duman salımı Gaziantepin üzerine hiç geçmeyen,kalıcı bir sis misali çökmüş durumda.

2 Hafta önceki yazımı okuyan bazı değerli okurlarım,sosyal medya üzerinden kampanya başlattılar.Fazla duman atan araçların plakalarını,mevkilerini il çevre ve şehircilik müdürlüğüne,çevre ihbar hattına ihbar edelim demişler.Acaba bu gibi olayları ihbar etsek bir işe yarayacak mı,hiç sanmasam da,yazımı okuyup harekete geçen okurlarımı görüyorum görmesine de,bir türlü bu çevre ve şehircilik müdürlüğümüzün,bu şehrin havası,suyu için bir çalışma yaptığını göremiyorum maalesef.

Klasik bir Antep deyimi vardır,bu gibi durumlarda “Eyi olur zaar”deriz.

Haydi bir kere daha diyelim.

“Eyi olur zaar…”