Haydi sor sor dediğinizi duyar gibiyim. Küçüklüğümüzde bir bisküvi firmasının reklam sloganıydı. Ee tabi çocuk aklımızla fazlaca da hoşumuza giderdi. Ama şimdilerde toplumu oluşturan bireyleri çocuk yerine koymak için kullanmak herhalde daha doğru olur. Bir kişi soracağım şimdi sizlere, bakalım bilebilecek misiniz? Bu kişi öyle bir kişi ki, o kadar önemli bir kişi ki onun aylığına ülkemizde tam 158 müsteşar çalışıyor. Onun bir adedi tam 172 genel müdüre, 413,7 şube müdürüne, 666 tane memura, geleceğimiz dediğimiz çocuklarımızı ve gençlerimizi eğiten 500 tane emeklilik seviyesine gelmiş ortalama 25 yılını bu işe vermiş _ kademesinde öğretmene, 134 tane vali, 261 tane kaymakama karşılık geliyor. Bitmedi devam ediyorum. O öyle bir adam ki 353 tane baş komiser idame edeceğinize onu tek başına idame edin yeterli. 414 polis yerine sadece onu alın, çünkü ona vereceğiniz paraya, asayişi sağlama adına yeri geldiğinde canını ortaya koyarak 414 polis çalışıyor. Memlekette onun bir ayda aldığı paraya tam 414 doktor ettiği yemin doğrultusunda, doğuda batıda türlü zorluklara göğüs gererek çalışıyor. Yeni üniversiteler kuruldu, bırakın yeni üniversiteler kurulduktan sonraki süreci var olanlarda bile öğretim üyesi eksikliğinin bulunduğu biliniyor. Ama aldığı paraya tam 200 profesör, 500 araştırma görevlisi çalışıyor. Ve belki de en önemli kısım. Bu ülkede asgari ücret 517 YTL. İnsanlar evlerine son zamlarla 350 YKrş olan ekmeği bütün olarak götürmek için bu paraya belki de herhangi bir sosyal güvenceleri olmadan tam 30 gün çalışıyor. Ve bu önemli adamın aldığı ücret tam 1161 asgari ücretliye, ömrünün geri kalan kısmında rahat etmek isteyen ancak yaşam koşulları sebebiyle yine çalışmak zorunda kalan 1333 emekliye tekabül ediyor. Peki kimdir bu bilgisiyle, birikimiyle, tecrübesiyle ülkemizin bu parayı hak eden değeri? Tabi bu aynı zamanda uzunca ifade ettiğimiz bilmecemizin de cevabıdır. Bu değerimiz İbrahim Tatlıses. Sizlerinde son günlerde şahit olduğu gibi ben 65 bin YTL'ye çıkacak adam değilim diyerek program başına 150 bin YTL ve aylık toplam 600 bin YTL'ye TRT ile anlaştığını açıklayan İbrahim Tatlıses. Ve ne yazık ki ona bu parayı veren kurum TRT. Kimdir TRT dediğiniz kuruluş. Devletin televizyonudur. Bütçesinin yüzde 70'ine yakını halk tarafından sağlanan televizyondur. Kendi internet sitesinde de açıkça ortaya koyduğu gibi Türkiye'nin kamu yayıncılığı yapmakla görevlendirilen tek yayın kuruluşu. Halkın geri bildirimine önem veren açık, dinamik, üretken ve en önemlisi cumhuriyet ilkelerine bağlı, tarafsız yayıncılığı hedef edinmiş olan yayın kuruluşudur. Aslında burada önemli olan olaya diğer pencereden bakabilmektir. Halkın penceresinden. TRT bütçesinin yüzde 70 ‘ine yakınına katkı koyan halk ne halde ona bakmak lazım. Pirinci daha ucuza almak için metrelerce kuyruk oluşturan halk. Vergiler altında ezim ezim ezilen halk. Yüzde 14'lere varan işsizlik oranıyla boğuşan halk. Pirinç yerine 5 kilosu 5 YTL olan patatesi tercih eden halk. Dağıtılan üç kuruş yardım için birbirini ezen, hatta sıra kavgası yüzünden bıçakla birbirinin üzerine yürüyen halk. Kendini yönetenlerin, egemenlik haklarını kullananların kendileri ve çocukları yağ için ballı börek olarak yaşarken, günde 17,2 YTL, ayda toplam 517 YTL asgari ücrete çalışıp evine, çoluğuna çocuğuna ekmek götüren halk. Şu hal ve şartta insani yaşam koşullarını sağlayamayan, ancak çay-simit hesabıyla, işsiz adamın enflasyonunun yüzde 100 olduğunu hesaba katmadan, tamamen işgüzarlık içersinde her şeyin iyiye gittiğini söyleyen ve üstüne üstlük 3 çocuk yapma talimatı veren Başbakan'ın yönettiğini zannettiği halk. İşte İbrahim Tatlıses'e verilen para bu halkın parası. Bu zor koşullarda yaşamını idame ettirmeye çalışan halkın parası. Bu listeyi uzatmak, devam ettirmek mümkündür. Ha bu kadar eziyet çeken halk bir günde olsa “kara üzüm habbesine” oynamayı hak etmiyor mu derlerse bana,belki de haklılar. Ancak, halkın parası sokağa atılmamalıdır, kamu kaynakları “devletin parası deniz, yemeyen domuz” felsefesiyle kullanılmamalıdır. Birileri buna dur demelidir. Dur demezlerse sırada Hülya Avşar var, herkesin haberi ola.