Hafta başı için duygusal bir yazı, mimarlık bültenine yazmıştım nedense gazetede tekrar olsun istedim…
Benim gibi sevenlerini kahreden bu ayrılık, keşke hiç olmasaydı, bu anımı keşke hiç yazmasaydım. “Şu Çılgın Türklerin” çılgın mimarlarından ustam “M. Oktay Güzelbey…” 08.10.1941 yılında Cemil Cahit Güzelbey ve Saliha Güzelbey'in ilk oğlu olarak dünyaya gelen, ilk ve orta öğrenimini Gaziantep de başarıyla tamamlayan sevgili ustam… Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık fakültesinde hem “mimarlık” hem “Türk Talebe Birliği Folklor Kurumunun” kurucusu ve lokomotifi olarak 1964 yıllarında “Tozlu Yollar” adlı gösterilerle tüm Avrupa'yı dolaşan, benim çılgın ve usta mimarımı işte o yıllarda tanımıştım... İşte o yıllarda, Güzelbey ailesinin ikinci erkek evladı olan M. Ragıp Güzelbey ile İstanbul'da liseyi yatılı okurken tanımıştım, “benim ustam…” mimar Oktay Güzelbey'i…
1968 yılında okulunu bitiren ustam, kısa bir dönem Gaziantep de bir mimarlık bürosunda çalıştıktan sonra, çok ortaklı bir inşaat şirketi kurarak, yerelde ve genelde birçok yapıya imzasını atmıştır…
Kentimizin önemli noktalarında, konut, işyeri ve resmi inşaatlarını başarıyla uygulamış, mimarlığın o dönemine “ticari değil”, Gaziantep de mimarlığa örnek aynı zamanda örnek olabilecek eserler bırakmıştır…
Katılımlarıyla her kesimin temsil edildiği inşaat şirketinin, Gaziantep ve civarında, hatta yurt dışında, onlarca inşaatı bulunan mimar Oktay Güzelbey'in şirketinde, diğer meslektaşlarım gibi ücretli çalışanlardan birisi olarak bende görev yapmıştım…
Bu şirkette beraber olabildiğim dostlarımız, Mimar Zekai Dinçer, İnşaat Mühendisi Nuri Uğurluer, Mimar Orhan Uğurluer, “çok erken aramızdan ayrıldın Orhan” İnşaat Mühendisi Mustafa Yılmaz (o şimdi milletvekili) ve onlarca ortak. Muhasebe müdürleri ve diğer çalışanlar. Yanılmış olmayı istemem ama 1974 yılında elliden fazla personeli olan bir yap sat şirketiydi. (Taşeronlar inşaat ustaları haricinde.)
Yıl 1975 ve ilk kısa dönem “askerlik arkadaşım Oktay Güzelbey…”
Kimler yoktu ki, bu kısa dönem askerlikte, hani anlatsam roman olur derler ya. Bir zamanların “Beyaz Kelebekleri”, bizleri çok erken bırakan Tango Ustası “Esin Engin”… Ustamla beraber, “adam gibi adamlarla asker arkadaşıydık”. Mirza, İskenderunlu Aslan, Bizim Asker Atilla Karaduman ve diğerleri.
Roman olur bu anılar, duygusallığa kapılmadan, bu anılarım beni üzmese, yaralanmasam keşke daha da yazabilsem anıları;
Baba, “Cemil Cahit Güzelbey'i” anlatabilmek nasıl uzmanlık isterse,
Ustam Mimar Oktay GÜZELBEYİ anlatabilmek, “parça bölükte olsa bu anlatım”, bu geçmişi yazarken, gözyaşlarımın klavyede kurumasını beklemekle olacak… Yıllar sonra, yine beraber olduk ustayla, mimarlığın ayrılmazlarından ahşap işlerindeydik, adı mobilya sektörüydü.
Yine paylaşımcı ruhu ile birçok insanı bir araya getirmiş, o yıllardaki Türkiye'nin EN BÜYÜKLERİNDEN olan bir ağaç ürünleri fabrikasını Gaziantep de kurmuştu. Yine insanlar, yine aramızdan erken ayrılanlar, yine sanatçı dostlar, yine mimarlık, yine çılgın OKTAY…
Atatürk Bulvarı, Gaziantep Lisesi karşısındaki ikizler apartmanı, Gaziantep' in ilk ikiz binasıdır. Dönemin önemli “süslü konut” yapılarından olan bu yapının, yan balkon duvarlarını süsleyen Ressam Celalettin Arpacıoğlu da bu dönemin çılgın sanatçılardan birisiydi. Bu defa da hep beraber ağaç işlerindeydik. Kimler yoktu ki; kimler gelip geçmemişti ki;
İnşaat Mühendisleri Ayhan güzelce, İbrahim Akalın, Macit Yetkin ve mimar Tekin Dai (yön. Kurulu bşk.)
Başpınarda, Celalettin de bizimle beraberdi, ağaç ürünleri fabrikası Mosan Mobilyada. O dönemin Başpınarını anlatabilmek de bir romandır. Beslen Makarna, Düzbağ Sunta, Berk Cıvata, Mosan Mobilya, v.s.
Birde Adam gibi adamlardan, Celalettin'i, Orijinal Mustafa yı, Edip Sevindi'yi, Muharrem ustayı, Mustafa Sabancıoğlunu, Organize Sanayi Müdürlüğünde görevli Kazım Pişkineri, (Milletvekili) Mustafa Doğan'ı ve diğerlerini… Öğlen yemeği arası yapılan voleybol turnuvalarını, hiç unutamam… Ve ustam sana saygılar, yeri doldurulamayacak insandın... Gerçekten, folklor ustası, çılgın mimar, mimar gibi mimardın…
Benim için yerin doldurulamaz mimar, ama önce insandın… Rahat uyu; inanıyorum geriye kalan parçaların hayatları boyunca seni örnek alacaklardır… Ve çok önemli sevgili dostlar, ustam mimar Oktay Güzelbey Gaziantep mimarlar odasının ilk kurucularındandır ve bu günkü şube binasının satın alınmasına ilk harcı koyanlardan birisi olmuştur…
“Mimarlar odasının ilk temsilcilik binasının alınmasında ve ilk kurucu temsilcilik görevi yapanlardan birisidir o”.
Yüreğimizi derinden “çizip” gittin bu son çizgindi... Seni Saygıyla bir daha anıyorum... Bugünkü sorumuz…” Yumurtanın; niçin bir tarafı yuvarlak diğer tarafı sivridir? Dünün sözü: “nankör insan her şeyin fiyatını bilen fakat hiç bir şeyin değerini bilmeyen insandır…” oscar wilde Bu gazete ve her gazeteyi “okuduktan sonra” lütfen okunacak bir yere bırakın. Hiç bir yazının “son kullanma tarihi yoktur”. [email protected]