Gaziantepspor'un ali menfaatleri neyi gerektiriyorsa o yapılır… Koca bir yalan! Öncelikle şunu ifade edeyim. İsmail'in için alınacak parayı duydum. Eğer doğru ise diyecek hiçbir söz yok. Ancak tahsil edilebilirse! Ama asıl olan kimsenin Gaziantepspor'u samimi olarak sevmemesi. Büyük düşünmek ve büyük takım olmak ancak eylem ile olur. Elinde tutarak ve büyüterek gerçekleşir. Geleceğin yıldızlarını satarak değil! Gaziantepspor herkesin gemisi. Rüzgarını alan ona biniyor ve yelkenini doldurup uçuyor! Asalak gibi yapışmışız üstüne emdikçe kanını emip duruyoruz. Kimisi basamak olarak kullanıyor, kimisi şan şöhret peşinde, bir diğerinin kompleksi var, bazıları ise egosunu tatmin ediyor. Zavallı takımım ise konu mankeni olarak ortada! Küçükken gözyaşları içinde seyrettiğim Altındağ maçını hatırladım birden. O atmosferi, o heyecanı, o aşkı… Yolları, sokakları, bayrakları… Bitmiş her şey! Hatır gönül işleri olmuş. Niye satarsın İsmail'i? Demirören ile çok iyi bir hukukun var öyle mi? O zaman ekranlara boy boy çıkıp kaç kere kimseyi satmıyorum diye neden dedin? Bir dönem Gaziantepspor ile Fenerbahçe arasında yaşanan yalan aşk şimdilerde BJK ile yaşanıyor neden? Çünkü başkanlarımızın kiminle arası iyiyse o takım kankamız oluyor doğal olarak. Ya da başka bir deyişle başkanlarımızın asıl tuttuğu takımlar ile alışverişimiz daha fazla oluyor. Yarın ortalığı kasıp kavuracak gencecik bir fidanımız var İsmail, ağaç gövde tutmadan kesiyoruz! Şimdi bize BJK eskisi üç papazı yollarlarsa ne yapacağız? Bunlardan bir çivi alınmaz. Acaba İsmail karşılığında ne aldık? Bir Topuz parasından fazla etmeli bence. Ben futbolcu satılmasına karşı falan değilim. Bazen ayakta durmak için budam yapılır. Ama işin şekli bu değil. Niye satmıyorum diyorsun neden iki arada bir derede yangından mal kaçırır gibi bodrumlarda iş yapıyorsun. O zaman ortaya çık İsmail satılık de pazarı kızıştır. Bak Kayseri ne yaptı, Topuz satılık, parayı veren düdüğü çalar dedi. İşi bitirdi. Demirören köşeye sıkışmış, Topuz'u kaçırmış, ZAN altında kalmış, İsmail'i kurban istiyor. Postu ucuza deldirmemek lazım! Bas bıçağı al parasını. Zaten Demirören bir çıkış yolu arıyor. Koca bir şehrin sevgisi bir adamın iki dudağı arasında. Sen ne kadar İsmail'i sevsen de, bırakmak istemesen de bir yazlıkta denize karşı kalemini kırıyorlar… Ahbap çavuş ilişkisi! Aldım, verdim… Üçüncü dünya ülkesiyiz! Hıs boğum iş ediyler, mademiz almey, hösmeyler bi de ambel beter garşımıza geçip bizi kerç ediyler. Biri de sormey ammi bu İsmayil neçiye getti deyn! (Antep Ağzıdır bir bilene sorsunlar bu adam ne demek istiyor acaba diye? Nerede yaşıyor ve nasıl yaşatılıyorsak!)