Toprağın en büyük düşmanının anız yakma olduğunu belirten Başkan Sakar, anız yakmanın telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracağının altını çizdi.Sakar, “Anız yakmak toprakta verimliliği düşürürken doğanın yapısını ve dengesini bozuyor, organik maddeleri yok ediyor, toprağın biyoloji, fiziksel, kimyasal özelliklerine zarar veriyor. Kısacası telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açıyor ” dedi.BÜYÜK SORUNLAR ORTAYA ÇIKARIYORHasat döneminden sonraki en önemli olayın anız yakılmaması olduğunu anlatan Sakar, “Bölgemiz başta olmak üzere ülkenin birçok yerinde hububat hasadı bittikten sonra, yabancı ot tohumlarının, bitki artıklarının kolayca temizlenmesi ve sürümün kolaylaştırılması için anızları yakıyorlar. Halbuki bu çok yanlış bir yöntemdir. Çünkü anız yakmak topraktaki canlı mikroorganizmaların ölmesine, toprakta sürdürülebilirlik için önemli olan biyolojik, fiziksel ve kimyasal özelliklere zarar veriyor. Ayrıca anız yakmak sadece havaya, çevreye, meraya, ormana, toprağa ve topraktaki canlılara zarar vermesinin kontrolden çıkan anız yangınları, köy, kasaba ve şehirlerdeki yerleşim yerlerine de zarar verebilir. Yani hem ekonomik hem de çevreyle ilgili sorunlar ortaya çıkabilir” ifadelerini kullandı. CEZALAR BEKLİYORAnız yakan çiftçileri büyük cezaların beklediğini kaydeden Yavuzeli Ziraat Odası Başkanı Bekir Sakar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biçerdöver hububatı toprağın yüzeyine yakın biçer ve artıklar ne kısa kalırsa bir sonraki ekim zamanında toprak anız yakılmadan daha kolay işlenebilir. Bu şekilde bir yöntem ile toprağın su tutma kapasitesi artacağı gibi çiftçilerimizde anız yakmaktan yani, toprağa zarar vermekten vazgeçmiş olacak. Bunun için anız yakılmaması konusunda çiftçilerimiz, toplum kadar devletimizi de büyük düşmektedir.” HALİL ŞARKLI