Yedi Başak, saldırılar nedeniyle zor durumda olan Gazze’deki ve Filistin’in diğer bölgelerindeki mazlumlara acil sağlık, tıbbi malzeme, gıda, giyecek yardımı yapmaya devam ediyor. Yedi Başak İnsanı Yardım Derneği, yaklaşık bir aydır İsrail'in yoğun saldırısı altında bulunan Filistin halkının yaralarını sarmak için yoğun çalışmalar yapıyor. Saldırılar nedeniyle yüzlerce insanın şehit olduğu, binlercesinin de yaralandığı Filistin’in yaralarını sarmaya çalışan Yedi Başak, bölgedeki çalışmalarına hız verdi. Saldırılar nedeniyle Gazze ve Filistin’in diğer bölgelerin yaşam koşullarının çok kötü durumda olması nedeniyle harekete geçen Yedi Başak Derneği, mazlum halka Türkiye'den yardımları ulaştırmaya devam ediyor. Bölgede saldırıların başladığı ilk günlerde bölge halkına iftar ve sahurluk sıcak yemek ve gıda kolisi dağıtan Yedi Başak, özellikle tıbbı malzeme yardımlarına da ağırlık verdi.Enerji sistemi iyi işlenmeliHasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Mühendislik Fakültesi’nin Kalyon PV Solar Akademi, Kalyon Ar-Ge ve KALİTTO (Kalyoncu İnovasyon ve Teknoloji Transfer Ofisi) ile birlikte düzenlediği “Yenilenebilir Enerjide Yeni Konuşmalar” konferans serisinin son konuğu "Yenilenebilir Hidrojen Ekosistemi" üzerine söyleşi yapan Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Midilli oldu. Midilli, Türkiye’nin dünya enerji politikalarına yön verebilecek potansiyele sahip olduğunu hatırlatarak, ülkemizde yenilenebilir hidrojen ekosisteminin oluşturulması gerektiğini söyledi. Moderatörlüğünü HKÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Halil Güzelbey’in yaptığı çevrim içi söyleşide Prof. Dr. Adnan Midilli, yenilenebilir hidrojen teknolojileri, güneş enerjisi uygulamaları, temiz yakıt teknolojileri, sürdürülebilirlik, inovasyon yönetimi, enerji sistemlerinin yönetim ve bilişimi konularını detaylarıyla anlattı. DÜNYA HİDROJEN KONFERANSI 2022’DE TÜRKİYE’DE DÜZENLENECEK Türkiye’de hidrojen konusunda neler yapıldığını ayrıntılı olarak anlatan Midilli, “2022 yılında Dünya Hidrojen Konferansı Türkiye’de düzenlenecek. Bu oldukça önemli bir kazanım. Türkiye’de hidrojen teknolojileri konusunda gerek TÜBİTAK gerek özel sektör gerekse ulusal ve uluslararası kurumlar veya üniversitelerin BAP projeleri kapsamında yapılmış olan birçok proje var. Bunların çalışmaları devam ediyor, bu sevindirici bir durum. Araştırmacılarımız ve öğrencilerimiz üniversitelerde yaptıkları bu projelerin sonucunda elde ettikleri verilerden yararlanarak patent üretiyorlar. 2019 -2020 yılı itibariyle ülkemizde hidrojen konusunda 130 adet patent alınmış. Az bir sayı değil. Bu da hidrojen konusunda ülkemizde ne kadar başarılı çalışmaların yapıldığını özetliyor” dedi. ENERJİ ALANINDA BAŞARI HİKAYESİ YAZMAYA İHTİYACIMIZ VAR Türkiye’de Yenilenebilir Hidrojen Ekosistemi’ne ihtiyaç olup olmadığına da değinen Midilli, “Ülkemiz son dönemlerde özellikle yenilenebilir enerji alanında da çok büyük atalımlar gerçekleştirdi. Bizim, hep birlikte, enerji alanında özellikle hidrojen odaklı bir başarı hikayesi yazmaya ihtiyacımız var. Çünkü Avrupa Birliği’nin yapmış olduğu çalışmalara baktığımızda şu anda Avrupa, dünyanın birçok ülkesi, Avustralya, ABD, Japonya, Kore gibi ülkeler, özellikle pandemiden sürecinde hidrojen çağına geçtiler. Hidrojen teknolojilerine yatırımlar oldukça arttırıldı. 2030 yılına kadar AB’nin hidrojen konusunda yapacak olduğu yatırımlar bu dönem 450 Milyar Euro’ydu daha sonra 600 Milyar Euro’ya çıkarıldı. Hatta 2040 yılına kadar bu rakamın 1 Trilyon Euro olacağı söyleniyor. Avrupa’ya baktığımız zaman, ciddi anlamda hidrojen aktiviteleri gerçekleştiriliyor. O zaman bizim de burada bir başarı hikayesi yazmamız gerekiyor. Biz bu başarı hikayesini yazabilmek için gençler, sanayiciler birlikte araştırmaya, üretmeye, geliştirmeye, tüketmeye, kalkınmaya ihtiyacımız var” diye konuştu.ÜLKELERİN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİRi: SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMAHidrojenin aslında bir enerji kaynağı olmadığını vurgulayan Midilli, “Hidrojen bir enerji taşıyıcısı. Aynı zamanda hidrojen bir yakıt. Özellikle hidrojen esaslı sentetik yakıtlar ve yeşil hidrojen, temiz hidrojen, yenilenebilir hidrojene hem bizim hem de dünyanın ihtiyacı var. Dünya bütün yatırımlarını buraya yapıyor. Bizim ülkemizde de bu konuda başlatılmış çalışmalar var. Bu çalışmalar hızlandırılıyor. Ülkelerin en önemli sorunlarından birisi; Sürdürülebilir Kalkınma. Sürdürülebilir Kalkınmayı temin edebilmek için sürdürülebilirliği sağlamak gerekiyor. Bütün gelecek nesiller için sürdürülebilir bir dünyanın inşasına ulaşmamız gerekiyor. Bu sürdürülebilir dünyanın inşası da karbonsuz yakıtlarla olacak. Karbonsuz, karbondioksitsiz, küresel ısınmaya etkisi olmayan yenilenebilir enerji destekli teknolojilerle, temiz enerji teknolojileriyle birlikte olacak. Bu nedenle bizim, gelecek nesiller için sürdürülebilir bir dünya, sürdürülebilir bir ekosistem inşası yapabilmemiz için öncelikle politik sürdürülebilirlik ardından ekonomik sürdürülebilirlik, ardından tarımsal sürdürülebilirlik, endüstriyel sürdürülebilirlik, enerji sürdürülebilirliği nihayetinde çevresel sürdürülebilirliği sağlamamız lazım. Bütün bunları sağladığımızda sosyal sürdürülebilirliği temin etmiş olacağız ki o zaman Sürdürülebilir Kalkınmayı başarmış ve gelecek nesillerimiz için yeni bir dünya inşa etmiş olacağız. Pandemi süreci bizlere temiz hava, temiz gıda, temiz enerji ve temiz su kullanmak zorunda olduğumuzu hatırlattı. Gelecek nesiller için bu alanları kurmak zorundayız. Bu alanları oluşturmanın yolu yenilenebilir enerjiden geçer. Bunun yolu yenilenebilir enerji destekli hidrojen teknolojilerden geçer. Türkiye’de şu anda yenilenebilir enerji ekosistemi oluştu. 10 yıl öncesi ve şimdiyi kıyasladığımızda, güneş enerjisinde ülkemiz inanılmaz bir patlama yaptı. Güneş enerjisinde bugün dünya ile rekabet edebilecek Konya’da bir firmamız oluştu” dedi. HABER MERKEZİ