Tezel, "Tüm dünyada ve ülkemizde insanlığın; yapılı, doğal ve kültürel çevrenin geleceği; iklim değişikliği, çevre sorunları, savaş ve çatışma, sömürü, açlık, yoksulluk, eşitsizlik ve ayrımcılık gibi nedenlerle tehdit altındadır" dedi. Sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşam hakkının korunmasının herkesin sorumluluğunda olduğunu belirten Tezel, "Bilime ve şehircilik ilkelerine uygun planlama ve nitelikli mimarlık hizmetleriyle şekillenen yaşam alanlarının oluşturulması; yapılı çevrenin sağlıklı ve kamu yararını gözeten politikalar çerçevesinde üretilmesi, kamu yönetiminin, merkezi ve yerel yönetimlerin, meslek mensuplarının, meslek kuruluşlarının ve ilgili tüm kesimlerin ortak sorumluluğudur. Ülkemizi ve tüm dünyayı etkileyen salgın hastalık ve afetlerin giderek arttığı; ekonomik krizle birlikte toplumsal ve siyasal kriz koşullarının ağırlaştığı süreçlerin etkileri en fazla, yoğun yapılaşma ve rant amacıyla planlanan yapılaşmaya öncelik verilen büyük kentlerimizde görülmüştür. Yoğun yapılaşma koşulları alınması gereken önlemlerin uygulanmasını neredeyse olanaksız hale getirmiş; tasarımdan uygulamaya her yönüyle sermaye ve tüketim odaklı politikaların bileşeni haline gelen “planlama ve mimarlık” uygulamalarının toplumun sağlığı konusunda önemli tehditler oluşturduğunu ortaya koymuştur" dedi. HABER MERKEZİ