"Bu yasama döneminde hem yargı reformu strateji belgesinde hem de insan hakları eylem planında kanunla düzenlenmesi gereken alanların yürürlüğe gireceğine inanıyoruz. Yargı milletin yargısıdır. Yargı asla el uzatılacak bir yer değildir" dedi.Adalet Bakanlığı tarafından bir otelde düzenlenen 'Bölge Değerlendirme Toplantısı'na Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş ve yargı mensupları katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Gül, "Dünyada insan ve toplum hayatında değişmeyen tek şey değişimdir. Zaman geçer, devran döner, toplumlar değişir ve gelişir. Kanun sözü yerli yerinde dursa bile o sözün tekamül ettiği sosyal gerçekler bambaşka bir yere evrilir. İlkeler ve değerler elbette zaman ötesidir. Ne olursa olsun ilkeler ve değerler tabi ki yerinde kalıcıdır ama onların dışında kalanlar gün gelir zamana yenilir. Zamanın akışı, toplumsal ihtiyaçları öncelik ve hassasiyetleri de değiştirir. İşte bu değişime ayak uydurmanın yolu reformlardır, yeni bir dinamizmdir. Çağı ve toplumsal beklentileri yakalamaktır. Bu sebeple insanınıza dokunan her konuda vatandaşımızın hukuk standartlarını daha yukarıya taşıyacak her alanda reform irademizi ortaya koymaya devam ediyoruz" diye konuştu.'ADLİYELER ADALETİN KAPISIDIR'Vatandaşların adaletin kapısından huzurlu dönmeleri gerektiğini kaydeden Bakan Gül, "Reform irademizin kaynağını ise milletimizin talep ve beklentileri oluşturmaktadır. Bu beklentilerin en başında da elbette yargısal adalet gelmektedir. Adalet yeryüzünün kurulduğu günden beri en kadim, en kıymetli arayışıdır. Bu kutlu arayışın adresi adliyelerdir. Adliyeler adaletin kapısıdır. Adliyede adaletin kapısını sonuna kadar açacak olanlar da sizlersiniz. Bu durum sizlere sorumluluk yüklemektedir. Bu sorumluluk adliyenin kapısından giren herkesin hakkına erişeceği hususunda bir tereddüt dahi yaşatmama mesuliyetidir. Kayseri Adliyesi'nin kapısından giren bir vatandaşımız, 'ben burada adalete erişeceğim, hiçbir tereddüdüm yok diyerek' diyerek o kapıdan girmeli ve o kapıdan duygusuyla girip yeniden o kapıdan aynı duyguyla çıkmalıdır. Yine herkesin insan onuruna yaraşır bir şekilde muamele görmesini sağlama mecburiyeti de bu sorumluluklardan birisidir. Türk milleti adına karar veren yargının düşüncesi, yaşam tarzı, siyasi felsefesine bakmadan herkesin saygın bir şekilde muamele görmesi en temel hakkıdır. Bunu da elbette sizler yerine getiriyorsunuz. Bu adalet kapısından herkesin evine, iş yerine dönerken memnun ayrılmasını temin etmek gibi bir sorumlulukları var. Bu çerçevede özellikle bizler de çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı.ADALET, HIZA KURBAN EDİLEMEYECEK BİR KAMU HİZMETİDİRTürk yargısının, Türk milleti adına karar verdiğini, milletin de yargıdan 2 temel beklentisi olduğunu aktaran Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletimizin ‘benim kararımı gecikmeden ver, benim mağduriyetimi gecikmeden gider, benim gözyaşımı, benim haksızlığa uğrama duygumu gecikmeksizin telafi et ve verdiğin kararda adil bir karar olsun’ diye çok net bir şekilde iki talebi vardır. İşte bu talebi de yerine getirecek olan, bu haklı beklentiyi de yerine getirecek olan elbette sizlersiniz. Yargıda hedef süre uygulamasını bu düşüncelerle hayata geçirdik. Hedef süre ile makul süreyi teminat altına alırken aynı zamanda adil bir karar almayı da koruyacak şekilde tasarlandı. Çünkü aynı zamanda adalet, hıza kurban edilemeyecek bir kamu hizmetidir. Makul süre ile adil bir karar verilmesi, biri diğerine tercih edilecek olgular değil aksine birbirini tamamlayan süreçlerdir. İşleri belli bir zaman planı dahilinde kısa yoldan adaletten ödün vermeden çözmek, zaman yönetiminin amacıdır. Hakim-savcı ve avukatların birlikte yürüteceği zaman yönetimi makul sürede yargılamaya katkı sunacaktır. Yargı da hedef sürenin amacı işte bu iş disiplinidir. Yargıda hedef süre, çabuk karar vermek için değil makul sürede adil bir karar için vardır.” AA