Zaman zaman kendimi bir ülkenin başbakanı olarak düşünüyorum da işin içinden çıkamıyorum. Ülkede neler önceliğim olurdu, neye nasıl katkı sağlardım diye hayal kurarken gecelerce uykusuz kaldığım zamanlar oldu.. Hayır yani, çocukken de aynı hayalleri kurardım ama o zamanlar işim sanki daha bir kolaydı. Şimdi hayale daldığımda darmadağın olan kanunları toparla ki toparlayabilirsen ne ala!! Satılmış topraklar, özelleştirilmiş yerler derken elde kalan bir şey de yok, anasını satayım.. Yine de içki ve sigaraya bu kadar yüklenmez, etin kilosu kırk lira, peynirin kilosu yirmi lirayken asgari ücreti de bu kadar düşük tutmazdım. Hani, asgari ücret doymaya yetiyor içki ve sigaraya da para ayırmasınlar desen yok oda değil..Eee, o zaman, hani dini bütün genç nesil yetiştirmek amacındayken, aynı zamanda da sigara ve içki içen olgun nesle de öyle yada böyle bir şekilde ayar çekiliyor. Bana göre bunun başka bir açıklaması da yoktur.. Hani işin içinden çıkamıyorum derken, hayallerimde başbakan oluyorum dedim ya bazı zamanlar, bakın şu noktaya hiç gelememiştim. Herşeyi yapmışım etmişimde dizilere kadar uzanmışım!! Oha! Sanki herşeyi halletimde diziler kaldı. Yok arkadaş hayallerimde bile bu kadarına cesaret edemediğime göre benden "Başbakan" olmaz! "Muhteşem Yüzyıl" dan sonra "Çocuklar duymasın" dizisi de "Aşağılık bir dizi" olarak tanımlanıyor şu sıralar! Muhteşem Yüzyıl çıkartmasından sonra içki ve sigaraya gelen zamlar halkı galeyana getirmedi, bakalım Çocuklar Duymasın"dan sonra önümüze ne çıkacak, merak içinde beklemekteyiz! PIRLANTANIN KDV'Sİ YOK, ETİN PEYNİRİN SÜTÜN VAR Yazımla çok alakası yok ama yazmak istedim yinede..Pırlanta nedir? Yenilir mi? Bir bebeğin gelişimi için gerekli midir? KDV'si "sıfır", yani "0", iyi mi... Etin, sütün, peynirin KDV'si var, yumurtanın falan, pırlantanın yok! Niye? Bir sorun, bi zahmet, niye? Memur zamları açıklandı, ayarlamalar da yapıldı bu adamlar, bu kadınlar ne yer, ne içer? Bu adam ve kadınların çocukları nerede okur? Kaç liraya okur? Dedim ya hayallerimde başbakan olduğumu ve gözümdeki uykunun kaçtığını, hah işte! Dizi mizi ile uğraşamazdım, ne vakit ne de nakit yeterdi, anlamsız ithalatı azaltırdım, yerli malı üretimine destek verirdim ki yabancının çiftçisi, işçisi yerine ülkemizin çiftçisi, işçisi kazansın diye! Para kendi ülkemizde, kendi vatanımız içinde dönsün yabancıya neden aksın! Tütün ülkesiyken tütün öldürüldü, Amerikalılar ülkedeki tütünün başı oldu! Hayır yani; sigara sağlığa zararlıysa bırakın da buna halk kendi karar versin! Hem ülkenin tütün ihracatını yok edip, hem de Amerikalılara devredip, hem de zam üstüne zam koymak aklı selim bir davranış olmamakla birlikte sigara içen bir topluma yapılan ciddi bir peşkeştir! İçki keza... Bu toplum deli gibi içki tüketen bir toplum değildir lakin ısrar ve itina ile "Yasak" zihniyeti ile tüketime yönlendirilip aynı zamanda vergi üstüne vergi bindirilerek, özellikle, belli bir kesimden ciddi bir kazanç sağlanması amaçlanıyor gibi gözüküyor ki bunun da en geçerli gerekçesi "Sağlık" ve "Müslümanlık!" Ki hepsinden geçtim sağlık konusunda sigara ve içkiye gelene kadar bir litre süt ne kadar onu düşün bi..!! Hatırlarsanız okullara süt verildi, çocuklar zehirlendi, çocuklar alışık olmadığından denildi ve geçiştirildi. Bizler ne kin ile ne de nefret ile büyüdük; kimsenin ne malında ne de mülkünde gözümüz olmadığı gibi ne dinsel ne de cinsel durumlarına burnumuzu sokmadık!...Ciddi anlamda "Her koyun kendi bacağından" asılır atasözünü kulağımıza küpe ettik.. Hal böyle olunca da yok başbakan sizlerin hepinizden sorumlu, bir kuzu melese bilmem nerede başbakanımız içlenirmiş falan...Hayır yani; onca uykusuz kalıp da nasıl bir başbakan olurdum diye kurduğum hayaller arasında vallaha meleyen her bir koyunun sorumluluğunu almayı akıl edemedim! Akıl etmekle kalmayıp cesaret de edemezdim; ola ki aklıma gelseydi! Haa belki dağda meleyen koyuna yetişemezdim ama bir dağda koyun güden adama yetişebilir ona destek veripte ithal et getirtmezdim mesela.. Saman ithal da ettirtmezdim; ülkenin kaynaklarını elaleme peşkeş de çekmezdim zaten! Fındık dahi ithal etmeye başladık ya artık ne diyeyim.., ki yazık ki ne yazık! Ama ben olsam ettirmezdim! Öyle çok birşey değil senden beklenen ya sadece yerli malını değerlendir yeter arkadaş. Değerlendiremedin mi satma yahu satma, bırak üreticin satsın engel olma yeter.. Yakınınızda hiç mi yoktur yarım kilo peynir, yarım kilo et, bir kilo elma, bir kilo portakal almaya tereddüt ile yaklaşıp da cebindeki parasını çaktırmadan sayan? Sorgulamadığınıza göre yok, oysa benim çevremde, ben dahil, çok! Demek ki asgari ücret, memur maaşları, emekli zamları gibi konuların kendisini ilgilendirmeyen ciddi bir kesim var ki ne ses ne seda! Dağda meleyen koyuna ses verenler çoğunlukta demek ki; bayırda yaşamaya çalışan insanlara el uzatsanız, mesela, vallaha, koyunlardan daha çok sevap alırsınız!