Bu sezon PTT 1. liginde belki de Gaziantep Büyükşehir Belediyespor kadar kadrosuna yatırım yapan bir ikinci takım daha yoktur. Bu kadar emeklere, masraflara ve isteklere rağmen ne yazık ki sezon başında yaşanan hüsranların ardından devre arasında önemli ölçüde revizyon yapıldı.

Tüm bunların karşılığında Gaziantep Büyükşehir Belediyespordan istenen ise maçların kazanması ve play-offtan bir üst lige çıkmasıydı ama ne yazık ki bunu da beceremediler. Hedeflerinin oldukça uzağında kaldılar.

Dün Kamil Ocak stadyumunda oynanan maçta Denizlisporun forvet oyuncusu Erçağ Evirgen fotoğraf çektirir gibi gol attı, ikinci golde Veli Acarın serbest vuruşu da aynısı oldu. Savunma hataları yenilir yutulur değil. Orta saha Alanzinhonun dışında oldukça isteksiz, forvetler ise gol atsam ne olacak atmasam ne olacak havasında. Gaziantep Büyükşehir Belediyespor küme düşme hattında ki Denizlispor karşısında, ne pasları pas, ne şutları şut oynanan futbol evlere şenlikti. Zaten bu oyun karşısında da tribünlerin boş olmasının nedeni de bu olsa gerek. Dedikodular ve şaibeye mahal vermemek adına önemi olan bir maçı hiç olmadık bir biçimde kaybedeceksin. Kahrolduk. Yıkıldık. Üzüldük. Bunu size hiç yakıştıramadık. Bu maç bu şekilde bitmemeliydi.

Hedefin tamamen dışında kalmasını formanın yükünü taşıyamayan futbolculara bağlıyorum.

Bazı futbolcularımız 'burası kurum takımı, ne yaparsam yapayım kimsenin sesi çıkmaz düşüncesinde.
Yok, öyle yağma arkadaşım. Burası Gaziantep, aldığın paranın karşılığını damla damla terleterek, giydiğin formanın hakkını ede ettiğin galibiyetlere vereceksin. Vermiyorsan defolup gideceksin. Futbol üç ihtimallidir, her karşılaşma üç ihtimalden biriyle bitiyor. Biz bu ihtimallere her zaman saygı gösteririz. Ancak bizi bile bile de ateşe atanları asla affetmeyiz. Ben buradan yönetime seslenerek, size zarar veren bu insanlara forma yüzü göstermeyin. Sizin ciddiyetinizi anlamayan ve neler yapmaya çalıştığınızın farkına varamayan bu insanların bence bu takımda işi yoktur.
Biz özel bir şehiriz ve öyle de kalacağız. Bizim kurallarımız bellidir. Çıkarsın terinin son damlasına kadar savaşırsın ve yenilsen de bu taraftar seni alkışlar. Çıkarsın sahada sürünürsün iyi giden işleri kötüye sürüklersin bu taraftar seni sahadan yuhalayarak uğurlar.
Bizde böyledir. Bunu kabul edenin başımızın üstünde yeri var, yok ben buna gelemem diyene de güle güle der geçeriz.