Yaklaşık 2-3 ay önce FETÖ’den dolayı gözaltı furyalarını bir hatırlayın.. Peşpeşe açığa alınan akademisyen ve eğitimcileri... Emniyet Mensuplarını.. Hakimleri ve savcıları.. Bürokrat ve kamu çalışanlarını.. İş adamları ve sanayicileri.. Ve daha sonra gelen tutuklamaları.. Sadece şehrimizde değil tabii, tüm ülkede yaşananları..…Ve şimdiki tablo… Tahliye edilen Akademisyenler.. Görevlerine geri iade edilen eğitimciler.. Yine denetimli serbestlik adı altında serbest bırakılan iş adamları ve sanayiciler..Çok merak ediyorum, bu insanlar için FETÖ’cü deyip isimlerini verenler, ihbar edenler, kurulan komisyonlarda bu insanları acımasızca isimlendirip cezaevine gönderilmesine sebep olanlar, bu tahliyeler ve serbest bırakılmalar karşısında ne yapıyor acaba.. Örneğin vicdanları rahatmıdır.. Dahası bu isimleri verenler, o insanların ailelerini, çoluk çocuklarını, eşlerini, abilerini, ana ve babalarının neler çektiğini düşünmüşlermidir..HAK EDENLER KESİNLİKLE CEZASINI ÇEKMELİDemem o ki, eğer gerçekten FETÖ ile işbirliği yapanlar, onların içinde olanlar, ülkemize darbe indirmeye kalkanlar mutlaka cezasını görmelidir.. Hatta Cemaat-İktidar birlikteliği sürürken, astığı astık, kestiği kestik emniyet ve yargı içinde olup, çok can yakanlar, milli eğitime sızanlar, Gaziantep eğitimin geri kalmasına yol açanlar kesinlikle cezalandırılmalıdır.. Bunlara dokunulamayan bazı siyasiler, iş ve sanayi dünyasının önde gelen isimleri dahil olmak şartıyla tabii..Ne yazık ki, bu konuda kamu vicdanı rahat değil.. Bilinenlere dokunulmadığı, hatta iktidar partisinin içinde bile bu nedenle büyük homurdanmaların yaşandığı şehrimizde, bu uygulamalara özellikle sosyal medyada çok net biçimde tavır konulduğu apaçık ortadadır.. Bu arada Cemaat yapısı altında oluşturulan birçok dernekler ile, AK Partinin il ve ilçe teşkilatlarındaki bazı yöneticiler için de ciddi eleştiriler yapılmaktadır..BU KOMİSYONDAKİLERE HESAP SORULABİLİR Mİ ?Tüm bunları genel olarak ele aldığımızda, son tahliyeler ve göreve iadeler, kamuoyunda farklı yorumlara yol açmaktadır.. Öyleki, özellikle Gaziantep Üniversitesinde açığa alınanlar, tutuklananlar ve mesleklerini yapamayacak duruma getirilenlerin, FETÖ’cülükten öte, mevcut idareye muhalif oldukları için Cadı avına kurban edildiği iddialarını güçlü kılmaktadır.. Bu isimleri belirleyen Komisyonun, eski ve yeni Rektörün etkisiyle, biraz da hissi hareket ettiği savı ciddi manada değer bulmaktadır.. Eğer bu iddialar doğruluk kazanırsa, o zaman asıl bu komisyondan hesap sorulması gerekmiyordu diye düşününlerin sayısı oldukça fazla gözüküyor..Aynı durum Milli Eğitim için de geçerli.. O kadar eğitimcinin açığa alınması ve görevlerinden uzaklaştırılmasına sebep olanların yaptıkları sorgulanmayacakmıdır diyenler buna cevap arıyor.. Sahi kimdir bunlar.. Okul Müdürleri mi, eğitim içindeki şube müdürleri mi, müfettişler mi.. Ama her kimse ise bunlar, suçladıkları, haftalar boyu o eğitimcilerin ailelerine hayatı zindan ettirenler, bunun hesabını vermelidir diyenlere kulak vermek gerekiyor diye düşünüyorum.. Çünkü genel kanaat, isim vererek vilayeti ve bakanlığı yanıltanların yaptıkları yanına kar kalmamalı yolunda şekilleniyor.. Burada Gaziantep Valisinin, bu tahliyeler ve serbest bırakılmalar ile görevlerine tekrar iade edilen Akademisyen ve eğitimciler için rapor düzenleyen isim belirleyen kim varsa, onlar hakkında inceleme yaptırması gerekiyor diye düşünenleri de eklemeliyim..FATMA ŞAHİN VE EKİBİNİN ÇABASINA HERKES DESTEK OLMALIBiliyorsunuz, Sayın Fatma Şahin’in “Şimdi Gaziantep’e gitme zamanı”projesinin bu şehir için çok önemli olduğunu belirtmiş ve gazete olarak destek verdiğimizi haftalar önce yazmış, elimizden geldiği kadar bu projeye destek verdiğimizi dile getirmiştim.. Şimdi bu söyleyeceklerimi lütfen dikkate alın..Sayın Fatma Şahin’i bir çok konuda eleştirelim, eksiğini yanlışını söyleyelim.. Ama bazı gerçekleri de dile getirmekten çekinmeyelim.. Bir kere bu konuda kimsenin ağzını kapadıkları yok.. Üstelik bizim gibi olanların kalemine dokundukları filan da yok.. Şahsen şu ana kadar kimse bana yazdığım yazılar ve yaptığım eleştiriler nedeniyle baskı filan uygulamadı. Çünkü çok iyi biliniyor ki, ne yazıyorsam Gaziantep için yazıyorum.. Tıpkı ne yapıyorsam Gaziantep’in menfaatleri için yaptığım gibi.. Gazetemizin konumu belli, üstlendiğimiz misyon belli.. Çünkü bu gazete kişiler için değil, kentin menfaatleri için var..SIKINTILAR VE ŞİKAYETLERİMİZ VAR ELBETTEMadem bu şehirde yaşıyoruz, madem bu şehirde öleceğiz, o zaman bazı gelişmeleri ve yapılanları yanlış bulsak da, şehrimizle alakalı konularda hissi değil sorumlu davranacağız.. İşte bu noktada Sayın Fatma Şahin’in bu çabasına sonuna kadar destek veriyoruz.. Çünkü bu şehre yerli- yabancı herkes rahatça gelebilmeli.. Gaziantep’i tanımalı, tarihi ve kültürünü öğrenmeli, havasını koklamalı, yemeğini yemeli, baklavasını,şöbiyetini, kadayıfını tatmalı.. Nihayetinde bundan hepimiz fayda göreceğiz..Elbette kentte yaşayanlar olarak sıkıntılarımız var.. Trafikte, ulaşımda, güvenlikte, hatta sık sık kesinti yapılan elektrik ve su meselesinde.. En önemlisi sürekli olarak meclislerde yapılan imar tadilatlarında.. Adam kayırmacılığında.. Olur olmaz yerlere o bölgenin alt yapısını ve ulaşımı riske atacak nitelikte konut yapılmasında.. Tabii bu konular sadece Fatma Şahin’i ilgilendirmiyor elbette.. Biz de bunları zaten sürekli olarak dile getiriyoruz.. Ama Gaziantep’i yaşanılır kılacak, kentin ekonomisine nefes aldıracak, esnafıyla, sanayicisiyle hareket kazanacak unsurları da mutlaka gözönünde bulundurmalıyız..GAZİANTEPLİLER DE GAZİANTEP’İ TANIMALIİşte bu yönde Fatma Şahin gerçekten inanılmaz çaba gösteriyor.. Ekibi de tabii.. Hafta içinde Hürriyet grubunun Gaziantep’e gelmesi çok önemli bir hamleydi.. Tursab ile ortaklaşa yapılan bu organizasyona kimlerin emeği geçmişse ellerine sağlık.. Kim ne derse desin Hürriyet’te yazılan her satır, insanların Gaziantep’e gelmesini teşvik edici niteliktedir.. Sadece Hürriyet gazetesi değil elbette bu konuda etkili olan.. Birçok şehirlerde bilbordlarda Gaziantep adının yazılması, oralarda yaşayan insanları ciddi manada etkiliyor.. Bu tür tanıtımlar, eğer doğru biçimde yapılacak olunursa, mutlaka semeresini göreceğiz..SON SÖZ; Bunun için diyorum ki, aynı şeyi kendimize de yapalım.. Gaziantep’a çağırdığımız yerli ve yabancılara önerdiklerimizi kendimize de uygulayalım.. Onun için diyorum ki; HAYDİ GAZİANTEPLİLER, ŞİMDİ KENTİMİZİ TANIYALIM, EŞİMİZİ, ÇOLUĞUMUZU ÇOCUĞUMUZU ALIP GAZİANTEP’İ GEZİP GÖRELİM.. Bu sözlerim elbette, Gaziantepli olup da hala Gaziantep’i yeterince gezip görmeyenler içindir..Hepinize iyi haftalar