Bu nasıl bir soru, vergilemede elbette eşitlik gereklidir dediğinizi duyar gibiyim. Vergileme de eşitlik gerekli ise vergi kanunlarında yapılması düşünülen yeni yasal düzenlemeler bu eşitliği sağlıyor mu yoksa daha da mı bozuyor bir bakalım.Bildiğiniz üzere geçtiğimiz günlerde Meclis Genel Kuruluna, vergi kanunlarında değişiklik yapılmasını öngören bir yasa teklifi gönderildi. Tasarıda, kamuoyunda yankı uyandıran en önemli düzenleme ise geliri düşük esnafa yani basit usulde vergilendirilen mükelleflere vergi muafiyeti tanınacak olması. Bu Kapsama Giren Mükellefler Kimlerdir?Basit usulde vergilendirilmede genel ve özel şartlar olarak iki tür şart aranmaktadır.Genel Şartlar, - Kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak (işinde yardımcı işçi ve çırak kullanmak, seyahat, hastalık, ihtiyarlık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak bilfiil işinin başında bulunmamak bu şartı bozmaz. Ölüm halinde, iş sahibinin dul eşi veya küçük çocukları namına işe devam olunduğu takdirde, bunların bilfiil işin başında bulunup bulunmamalarına bakılmaz),- İşyeri mülkiyetinin iş sahibine ait olması halinde; emsal kira bedeli, kiralanmış olması halinde yıllık kira bedeli toplamı büyükşehir belediye sınırları içinde 2021 takvim yılı için 12.000 TL'yi, diğer yerlerde 2021 takvim yılı için 7.600 TL'yi aşmamak,– Ticari, zirai veya mesleki faaliyetler dolayısıyla gerçek usulde gelir vergisine tabi olmamak,şeklinde belirlenmiştir.Özel Şartlar,- Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satanların yıllık alımları tutarının 2021 takvim yılı için 150.000 TL'yi aşmaması veya yıllık satışları tutarının 2021 takvim yılı için 240.000 TL'yi aşmaması,- 1 numaralı bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşanların bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatının 2021 takvim yılı için 76.000 TL'yi aşmaması,- 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde, yıllık satış tutarı ile iş hasılatı toplamının 2021 takvim yılı için 150.000 TL'yi aşmamak, şeklinde belirlenmiştir.Mevcut Yasal Düzenlemede Basit Usule Tanınan Ayrıcalıklar Nelerdir?- Diğer mükellefiyet türlerinde olduğu gibi defter tutma mecburiyetleri yoktur. Ancak alınan ve verilen yasal belgelerin kayıtları “Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesi” kapsamında meslek odası (Esnaf ve Sanatkarlar Odası) ya da mali müşavirler aracılığıyla Defter Beyan Sistemine kaydı yapılır.- Aylık dönemlerde KDV beyan mecburiyeti yoktur.- Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi vermezler (sigortalı çalışanları olanlar hariç). - Ticari kazancın tespitinde amortismana tabi iktisadi kıymet alışları ve satışları da dikkate alınmaz.- Üçer aylık dönemlerde Geçici Vergi Beyannamesi beyan etmekten muaftırlar.- Yıllık beyannamelerini verirlerken ticari kazanç istisnası, genç girişimci istisnası ve vergiye uyumlu mükellef indiriminden faydalanabilirler.Vergi Dışı Tutulmanın Hazineye Yükü Ne Kadar?Bu kadar vergisel avantaj sağlanan bir mükellef grubuna yapılacak düzenleme ile neden istisna getirilerek tamamen vergi dışında tutulmak istenmektedir? Elbette bu düzenlenmenin hem siyasi hem de ekonomik sebepleri bulunmaktadır.Eylül 2021 sonu itibari ile ülkemizde, faal gelir vergisi mükellef sayısı 2.209.221 ve basit usulde vergilendirilen mükellef sayısı da 835.943 dür. Basit usulde vergilendirilen mükellef sayısı toplam gelir vergisi mükellefleri içinde sayısal olarak ciddi bir orana sahip olsa da, toplam vergi gelirleri içinde basit usulde vergilendirilenlerin payı binde 3 bile değildir. Yani aslında tüm bu mükelleflerin vergi dışı tutulmasının devlete olan doğrudan maliyeti binde 3 bile değil. Ancak bu düzenlemenin doğrudan maliyetinin yanı sıra dolaylı maliyetlerinin neler olduğu ayrıca vergilemede eşitlik ilkesini göz ardı ettiği de hesaba katılmış mıdır?Yukarıda belirtilen hadlerin altında kalanların tamamen vergi dışında tutulması, zaten bozuk olan belge düzeninin daha da bozulmasına yol açacağı gibi bu hadleri aşanlarında bu hadlere inmek için kayıt dışına çıkmayı teşvik edeceği şüphesizdir. Bu durum sadece kayıt dışılığı körüklemeyecek aynı zamanda vergilemede eşitlik ilkesini de ortadan kaldıracaktır.Anayasadaki Eşitlik İlkesi Nerede Kaldı?Anayasamızın, Vergi Ödevi başlıklı 73. Maddesinde; herkesin, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır. Herkes mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlü ise mal alım satımı yapanlardan aylık cirosu 20.000 TL olanlar vergi dışı tutulurken, aylık 2.825 TL olan asgari ücretten vergi alınmasını eşitlik ilkesi ile açıklamak mümkün mü?Eğer belirli tutara kadar kazancın vergi dışı bırakılması düşünülüyor ise bunun tüm kazanç unsurları için geçerli olacak şekilde düzenlenmesi eşitlik ilkesinin bir gereğidir. Bunun için gelir vergisi tarifesinde vergi dışı bırakılmak istenen kazanç tutarına sıfır oranı uygulanmalıdır. Kazanç unsuru ve tutarı ne olursa olsun aynı oranlara tabi olmalıdır. Ancak böyle bir durumda hem vergilendirme ilkeleri hem de toplum vicdanı zedelenmemiş, Anayasamız ile teminat altına alınmış eşitlik de sağlanmış olur.Tüm okuyucularıma sağlıklı günler dilerim.