Gaziantep'te şu anda en çok konuşulan konu ne İktidar –Cemaat çekişmesi, ne Mart yerel seçimleri. Herkesin ortak noktası Gaziantepspor'un ne olacağı. Şunu hemen belirteyim ki, eğer bu gazete olmasaydı, hiç kimse kolay kolay yaşanan gelişmeleri öğrenemeyecekti. Ama her gün en doğru en hızlı haberleri sizlere duyurduk. Birde tabii köşe yazılarımla neler olabileceğini anlatmaya çalıştım. Tabii ilk başlarda tepki bile gördüm yaptığım öngörülerle. Ama ne söyleyip ne yazdı isek, hepsinin de gerçekleştiğine adım adım şahit olduk.

Maalesef Gaziantepspor ile ilgili olarak yaşanan gelişmeler yeni oluşum cephesinden bakıldığında tamamen iyi niyete dayalı. Ama üzülerek söylemeliyim ki işbilmezlik ağır bastı. Haliyle bu zafiyeti farkeden Kızıl kardeşler istedikleri gibi at oynattı. Bu durumlara gelişin tek nedeni, maalesef işbilmezliktir.

GEÇEN SEÇİMDE EL ÜSTÜNDE BU SEÇİMDE NEREDE?

Yeni oluşum dediğimiz ve Sayın Fatma Şahin'in önderlik ettiği insanların Gaziantepspor'u düştüğü sıkıntıdan kurtarmak için yaptığı hamleyi, aslında çok geç kalınmış olunsa da, yine de iyiye yorumluyorum. Ama yıllar boyu dile getirdiğim sorunlar dikkate alınıp, o zamanlarda el atılmış olunsaydı, şimdi Gaziantepspor'un bu kadar borç yükünün altında kalmayacağını da söylemek zorunluluğu hissediyorum.

Bunu söylüyorum, çünkü bir zamanlar kendilerine yapılan çağrılara, uyarılara ses çıkarmayan, görmek istemeyenlerin, yerel seçim yaklaşınca harekete geçtiklerini görmek, bana dürüstçe gelmiyor. Zorlayın hafızanızı ve bundan önceki seçimi hatırlayın. Şimdi İbrahim Kızıl'ı göndermek isteyenler, o zamanda İbrahim Kızıl'a ormanı yasal olmayan şekilde kapattırıp, orada adam tartaklamasına bile göz yummuşlardı. Tıpkı Gaziantepspor Kulübü'nde yasal olmayan her şeye göz yumdukları gibi.

Ve ne olduysa oldu, şimdi aynı değerli siyasetçilerimiz, o İbrahim Kızıl'ı yine bir seçim öncesi bu kez Gaziantepspor'dan uzaklaştırmak için harekete geçtiler. Ve O İbrahim Kızıl ise, çok akıllı bir strateji ile hepsiyle adeta dalga geçiyor. Kulübü o kadar borç yükünün altına sokmuş, ama pazarlık yapıyor ve bana 10 milyon 600 bin dolar parayı nakit verin gideyim diyebiliyor. Üstelik olağanüstü kongreye mali kongreyi de ekletip, kendisinin tamamen ibra edilmesini talep edebiliyor.

Size ters gelebilir ama gerçeği söylemek gerekirse, bana o kadar kötülük yapmalarına, iftiralar atmalarına rağmen, içimden bu Kızıl kardeşlere helal olsun demek geçiyor. Tabii birde teşekkürüm var Kızıl kardeşlere, tüm öngörülerimin doğru çıkmasını sağladıkları için. Hiç uzağa gitmeye gerek yok, bakın son 1 aylık köşe yazılarıma, ne öngördüysem hepsinin harfi harfine gerçekleştiğini göreceksiniz.

HALKIN YAŞADIĞI GERÇEKLERİ BİLMEK VE GÖRMEK GEREKİR

Aslında yeri gelmişken bazı şeyleri söylemenin tam zamanı galiba. Gaziantepspor'daki son gelişmeler bir kez daha göstermiştir ki, şehri yönetenler, şehir üzerinde söz sahibi olanlar, çok küçük bir çevre içine kapanıp kalıyorlar. Ve Gaziantep ile ilgili kararlarda kentin ve halkın gerçek sorunlarını göremiyorlar. Şehirde neler olup bitiyor anlamıyorlar. Çünkü fikir üretenler de, bilgi vermeye kalkışanlar da şehre kendi gözlükleriyle bakıyor. Halkın dilini anlayamıyor. Bunun içindir ki, aynı düşünce içinde hareket ettikleri için Gaziantepspor meselesinde bocaladılar. Bu konularda bilgi sahibi olanlara önem vermediler. Dikkate almadılar. Sadece ekonomik güce sahip olanları tercih ettiler. Arada bir iki arkadaş vardı elbette ama onlara da geniş hareket alanı tanımadılar.

Yine yeri gelmişken belirtmekte fayda var. Biliyorsunuz Sayın Fatma Şahin Bakanlıktan ayrıldı ve Büyükşehir Belediye başkanlığı için kolları sıvadı. Dün duydum, ilk olarak şehrin trafiği ile ilgili brifing almış ve kendilerince uzman dedikleri kişileri toplamış. Şöyle bir resme baktım, Fatma Şahin'in bilgi aldığı kişiler, ne yazık ki bu şehrin trafiğini içinden çıkılmaz hale getiren kişiler. Ve o an, bu işi tıpkı eğitimde Gaziantep'i 80'nci sıraya getiren Milli Eğitim'deki yetkili isimlerle eğitimin sorununu çözmeye kalkışanların durumuna benzettim. Elbette Sayın Fatma Şahin Bakanlık yapmış birisi. Deneyim kazandı ve artık eskisi gibi değil. Ama Bakanlığı döneminde de, Gaziantep ile ilgili bilgi aldığı kesimlerin şehrin yaşadığı gerçeklerden uzak bilgiler verdiklerini bildiğimden, işinin zor olduğunu burada belirtmek istiyorum. Bu konuda geçmişte yazdıklarım, şimdiki söylediklerimin çok geniş ayrıntılarıdır. Gazetemizin arşivi bunun için vardır.

BU BİLGİ HEPİMİZE LAZIM

Bir arkadaşım göndermiş.. Ve bana 'Ben kendi üzerime düşeni yaptım. Sen de yap'demiş. Yani bunu duyurmamı istemiş. Gerçekten de hepimize lazım bu bilgi. En yakınımızın başına her an gelebilecek bu bilgilere sahip olunca belki de hayat kurtaracağız. Gelin birlikte öğrenelim, birlikte bilgilenelim.

FELÇ TANISI

Barbekü esnasında Ayşe tökezledi ve düştü, onu temizlediler.

Biraz sarsılmış görünse de Ayşe akşamın geri kalanını eğlenerek geçirdi.

Ayşe'nin kocası daha sonra telefonla arayarak eşinin hastaneye kaldırıldığını söyledi (akşam 06:00'da Ayşe öldü.) Barbekü'de felç geçirmişti. Eğer felç'in işaretlerini tanımlayabilselerdi, belki de Ayşe şu anda aramızda olacaktı; bazıları ölmüyor, ama çaresiz ve ümitsiz bir durumda kalıyorlar!

Bir nörolog felç vakalarını inmenin geldiği zamandan üç saat içinde müdahale edebilse felcin etkilerini tamamen geri çevirebileceğini söylüyor.

PÜF NOKTASININ

felcin tanımlanması, teşhis edilmesi ve üç saat içinde hastanın medikal bakımının başlaması olduğunu söylüyor.

* FELCİN tanımlanmasında ÜÇ TEST:

'S.T.R.'

Bazen felcin semptomlarının tespit edilmesi zordur. Bilinçsiz olmak maalesef felakettir. Felç hastası, eğer yakınındaki kişiler tarafından felcin semptomları teşhis edilemezse, ciddi beyin hasarına maruz kalır.

Doktorlar yakında bulunan herhangi birinin ÜÇ BASİT SORU sorarak felci teşhis edebileceğini söylüyor:

S (Smile)

*Gülümsemesini söyleyin

T (Talk)

*Basit bir cümle kurmasını söyleyin

(örn. Bu gün dışarısı güneşli.)

R (Raise)

*Her iki kolunu kaldırmasını söyleyin.

Hasta bu görevlerin herhangi birini yapmakta zorlanıyorsa, derhal acil servis numarasını arayın ve semptomları almaya gelenlere söyleyin.

*Felcin yeni işareti:

Dilinizi çıkarın!

DİKKAT:

Felcin bir başka işareti şudur: Hastaya dilini çıkarmasını söyleyin.

Eğer dil kıvrılmışsa veya bir tarafa doğru yatmışsa bu da felç işaretlerindendir.

Hepinize iyi haftalar