Vali, esnaf ve sakal...

Vali Ali YERLİKAYA, Tekirdağdan Gaziantepe atandığında, Milliyet Gazetesinde birlikte görev yaptığım Tekirdağlı Gazeteci meslektaşımı, arkadaşımı arayıp,

-Nasıl bir Vali? diye sormuştum…

Herşeye muhalif meslektaşım, önce, Onu yıpratmak için çok fazla speküle edilen Cola-Fanta hikayesini anlatmış, ardından da çok şaşırdığım şu cümleleri sarfetmişti;

-Farklı bir VALİdir, değişik huyları vardır… Eleştiriyi hiç sevmez, tahammülü yoktur… Fazla ayrıntıcıdır, kentin Adan Zye herşeyiyle ilgilenir… Kolay kolay bir şeyi beğenmez… İlk geldiğinde Vali Konağını şehrin içinde kalıyor, ihtiyaçları karşılamıyor diye beğenmedi sattırdı, yeni vali konağı yaptırdı… Ancak içinde birkaç ay oturamadı… Özellikle haberlere ajansları çağırır, yereller eleştirir diye onları çağırmaz… Ulusal-yerel ayrımı yapar...

Başlangıçta arkadaşıma gülüp geçmiştim…

Abarttığını düşünmüştüm…

Ancak taki, o GÜNe kadar…

Milli Eğitim Müdürlüğünden okul müdürleriyle toplantı yapılacağı konusunda mail gelmiş, toplantıya katılacak mısınız? diye gazeteye telefon açılmış, dahası basın için Valilik önünden araç kaldırılacağı bildirilmişti...

Toplantı günü geldi, çattı…

Basın mensupları, Valilik önünden kaldırılan araçlarla toplantının yapılacağı Şehitkamil Kültür Merkezine gitti...

Salon ana-baba günüydü…

Okul müdürlerinin heyecanları ve tedirginlikleri gözlerinden okunuyordu…

Her türlü hazırlık tamamlanmış ve Vali YERLİKAYA bekleniyordu…

Nihayet salondan içeri teşrif etti…

Başı yukarıdaydı…

Yüzünden düşen ise bin parça…

Sağa-salo bakmadan, yürüdü ve yerine oturdu…

Program başladı...

Önce Saygı Duruşunda bulunuldu ardından İstiklal Marşı okundu…

Buraya kadar herşey normaldi...

Ne olduysa bundan sonra oldu…

Vali salonda kentisini görüntüleyen basın mensuplarını görünce, görevlileri yanına çağırdı…

Ve basının dışarı çıkartılması için talimat verdi…

Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin, ayıp olur, bir kere gelmişler, hem biz çağırdık sözlerine aldırış bile etmedi…

Mahçup yöneticiler, Valinin talimatını uygulamak zorunda olduklarını üzüntüyle dile getirdiler…

Ve az sayıdaki basın mensubu ŞKM önüne konuldu…

Vali Beyin bu tutumunu olayı yaşayan gazeteciler dışında ne yazıkki, eleştiren olmadı…

İşte o gün, Tekirdağlı gazeteci meslektaşımın sözleri aklıma geldi…

Evet, onun söylediği gibi, değişik bir Valimiz vardı…

Ve maalesef, aradan birkaç ay geçmişti ki, Tekirdağlı meslektaşımın bir tesbiti daha gerçek oldu…

Sayın Vali, kentimizin tarihinde bir ilke imza atarak, yerel-ulusal ayrımı yaptı…

Buna sebep ne oldu, Kimler oldu, bilinmez ama, bu tavır, basın camiasını derinden yaralarken, ne yazıkki, Gel, gel, ne olursan ol yine gel, diyen MEVLANA torununa hiç mi hiç yakışmadı…

ESNAFIN VALİ SEVGİSİ

Vali Ali YERLİKAYAnın Ahilik Haftası için yaptıkları alkışlanacak cinsten…

Etkinliğin her ayrıntısıyla tek tek ilgilendi…

Onun talebiyle, Ahilik Haftası ilk kez Demokrasi Meydanında kutlanmadı…

Ahilik Haftası için esnafın yürümesi de onun projesiydi...

Ömer KÜSBEOĞLUna günler öncesinden Sakal uzatacaksın... O gün ahi elbisesi giyeceksin, kravat, elbise yok demesi bile organizasyona ne kadar önem verdiğini göstermeye yetiyordu…

Valinin bu haftaya önem verdiğini gören Mehmet TAHMAZOĞLU, Karataş, Rıdvan FADILOĞLU sanayi sitesinde esnafa FİRİK pilavı dağıttı...

Esnaf temsilcileri bugünlerde Valiyi yere göğe sığdıramıyor...

Kime sorsak övgüler diziyor…

Yani YERLİKAYA, YEREL-ULUSAL ESNAF diye ayırmadığı müddetçe, esnafın gönlüne taht kurmuş durumda...

HAFTANIN SÖZÜ

Mühim olan yükseklere çıkıp hayata tepeden bakmak değildir; Mühim olan ne kadar yükselsen de her şeye eşit mesafeden bakabilmektir… ŞEMS-İ TEBRİZİ

Kalın Sağlıcakla...