Kayıt dışı çalışmanın gelecek hayatında olumsuzluklar oluşturacağını anlatan Uzun, “Kayıtsız istihdam sağlayan işverenlerin, haksız rekabete neden olur. Ekonomik düzeni bozduklarını ve kayıt dışının tespiti halinde ciddi para cezaları ile diğer hukuki yaptırımlarla karşı karşıya kalır” dedi.
Sosyal güvenliğin, bireyleri yaşamları boyunca karşılaşabilecekleri mesleki, fizyolojik ve sosyoekonomik risklere karşı korumayı amaçlayan politika ve sistemler bütünü olduğunu belirten Uzun, “Devlet tarafından yönetilen bu sistem; vatandaşlara sağlık hizmeti sunmak, asgari gelir düzeyini sağlamak ve yaşlılık, hastalık, malullük, işsizlik, iş kazası gibi nedenlerle çalışamadıkları dönemlerde onları koruyarak bu risklerin doğurduğu zararları telafi etmeyi hedefler. Ülkemizde oldukça gelişmiş bir sosyal güvenlik sisteminin bulunduğunu, bu sistemden faydalanmanın temel şartının kayıtlı çalışmak.
SOSYAL GÜVENCESİ OLMAYANLAR VAR
Bazı vatandaşların hala sosyal güvencesinin bulunmadığına dikkat çeken Uzun, “Kayıt dışı istihdamın, çalıştığı halde hizmetlerinin veya prime esas kazançlarının Sosyal Güvenlik Kurumuna hiç bildirilmemesi veya eksik bildirilmesi. Bu durumun hem çalışan hem işveren hem de devlet açısından ciddi olumsuzluklara yol açar. Sigortasız çalışanların, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık, analık gibi sigorta kapsamındaki yardımlardan yararlanamaz; yaşlılık, malullük aylığı, iş göremezlik ödeneği, işsizlik maaşı, kıdem ve ihbar tazminatı gibi birçok yasal haktan mahrum kalmaz. Kayıtsız istihdam sağlayan işverenlerin, haksız rekabete neden olur. Ekonomik düzeni bozduklarını ve kayıt dışının tespiti halinde ciddi para cezaları ile diğer hukuki yaptırımlarla karşı karşıya kalır. Devlet açısından kayıt dışı istihdamın, prim ve vergi kaybına neden olur. Çalışan-emekli dengesinin bozulduğunu ve gelir dağılımında adaletsizliğinin meydana gelir" dedi.