İkisi de tanıdık…

Biri eski komşumuz, diğeri CHPnin neferlerinden BEY Mahallesi muhtarı…

İkisinin de ikinci evliliği…

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle bir süre önce boşanmak için dava açtılar…

Ancak hakim boşamıyor…

Çünkü, ikisi de 70e merdiven dayadı…

Mağdur olan taraf bu kez ERKEK…

Eşinden ayrılmak istediğini, bunun için dava açtığını anlatan Muhtar YEŞİLYURT, mahkeme sürecinin bittiğini, mahkemenin boşanma isteklerini reddettiğini belirterek şunları anlatıyor;

Ablam, eşimle ayrı yaşıyoruz. Tapular kendinin üzerinde…

Eşim beraber aldığımız malların kiralarını alıyor, ben ise alamıyorum. Oysa Kanun diyorki, evlendikten sonra edinilen mallar müşterek sayılır. Fakat beraber aldığımız mallara el konuldu, ne kiradan, ne müşterek mallardan faydalanamıyorum. Böyle kanun böyle nizammı olur? Benim kiralardan pay almam lazım... Ben niye müşterek mallardan yararlanamıyorum?

Muhtar YEŞİLYURT, yaşadığı olayların suçlusu olarak EŞİni değil, KANUNu görüyor…

Dertli Muhtar isyanını şöyle dile getiriyor;

Ablam, bu kanunla eşini döven de, dövmeyende mağdur…

Hem bazı kurnaz kadınlar işin yolunu da öğrenmişler…

Kadında darp izi yok, adam bir fiske vurmamış, yasaya güveniyor ve…

eşim beni dövdü diyerek iki tane YALANCI şahit götürüyor, zavallı adam hakkında işlem başlatılıyor…

Ondan sonra sen haksız oluyorsun, üstelik ŞAHİT orada bile oturmuyor...

Yeni bir MODA daha var;

Kadın eşinden şiddet görmemiş, ancak en ufak bir tartışmada tanıdık bir DOKTOR buluyor, psikolojim bozuldu diye rapor alıyor…

Hakim sormalı,

Darp izi varmı, rapor aldın mı? diye…

Ama bunlar yok, vurdu, dövdü, öldürdü diyorlar…

Sen adamı bir, iki, üç ay evden uzaklaştırıyorsun. Peki bu adam nerede oturup, nerede yatacak?

Ne oluyor, adamın psikolojisi, dengesi bozuluyor…

İnsanı gayri meşru yollara itiyorlar…

Eşim benim kazancımı alsın yesin, bende sokakta aç-susuz gezeyim, bu nasıl iş, bu nasıl adalet?

Erkeğin evden uzaklaştırılmasına karşıyım. Adamlar perişan oluyor, çileden çıkıyor…

Bu kanunlarla aile düzeni, toplumun ahlakı bozuldu…

Devlet yapıcı, birleştirici olmalı, hakkaniyetli olmalı…

Adamın ikinci bir evi yoksa, belli bir yaştan sonra BABA evine dönmektense, öyle olacağına böyle olsun, gider hapiste yatarım, hükümet beni besler diyerek daha bir ŞİDDETleniyor…

Kadına imkanlar tanındı YA, artık eşine itaat etmiyor, kocasını tanımıyor…

Evde yemek yok...

Bu sohbet toplantısı senin, bu sohbet toplantısı benim geziyorlar...

Vallahi bu kanunlar milleti perişan etti, kadına şiddeti daha da körüklüyor…

Muhtar YEŞİLYURTun anlattıklarının üzerinden çok uzun bir süre geçmemişti ki,

Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün muhtarlara yönelik bir semineri oldu...

Seminerde çocuk gelinler konusu öne çıkarken, bazı muhtarların evden uzaklaştırma konusundaki benzer sözleri dikkatlerden kaçmadı…

KAYMAKAM gelmedi diye çoğu muhtarın salonu erken terkettiği toplantıda, bir çok muhtarda aynı konuda serzenişte bulundu…

Evden uzaklaştırmaya karşı olduklarını söyleyen muhtarlara, salondan epey destek tezahüratları yapıldı…

Kadına şiddete olduğu kadar, yalan söyleyen ve söyleten kadınlara da fırsat vermemek gerek...

HAYIR VE MEVZUAT…

Bu kentte, bu ülkede bürokrat olmak zor…

Koltuğunuzda kalma süreniz, seçtiğiniz ve ANKARAya gönderdiğiniz kişinin RUH haline bağlı…

Koltukta uzun süre kalmak istiyorsanız, HAYIR ve MEVZUAT kelimesini unutup,

MİNARE ve KILIF kelimesinden şaşmayacaksınız…

Son örneği tarım il müdürüydü...

Maalesef bu zihniyet yeni bir zihniyet değil…

80li yıllardan sonra artarak doruğa ulaşan, o yılların siyasetçilerinin sahneye çıkmasıyla yeniden ve daha da palazlanan bir zihniyet…

Üstelik memlekette herkes siyaset yapmaya kalkıyor…

Ne çekiyorsak da aslanı kurda boğduran siyasi zihniyetten çekiyoruz…

ENTELLEKTÜEL GAZETECİ

Saygı duyduğum, entellektüel Gazeteci büyüğümüz, GÜZELBEYin beyin takımı başlıklı köşe yazımla ilgili köşesinde yorumda bulunmuş…

Üzüldüm...

Belediyeciliğin okulu yok…

Bu alanda yetişmiş adamın olmadığı biliniyor…

Yalan ve yanlışım yok, çoğu Celal DOĞAN döneminden kalma büyükşehir personeline gerçekten teklifler yağıyor…

Hatta köşe yazımdan sonra çok sayıda belediye personeli aradı;

Meral Hanım, Mustafa KARAKUZAyı unutmuşsunuz,

GASKİ Genel Sekreter Yardımcısıydı, aynı görevle Maraşa gitti dediler.

Ha bu arada, ÇAKILI KADRO olayından dolayı, (5 yıl nakil yasağı) çok sayıda personel teklifleri kabul edememiş…

Ne diyeyim…

Usta Gazetecinin yorumuna saygı duyuyorum...

Oscar Wilde ne güzel söylemiş;

Herkes düşünceme katılırsa, yanılmış olmaktan korkarım. Kalın Sağlıcakla…