Bağımlılıkla mücadele, çok yönlü ele alınması gereken bir kavram. Sadece önleyici tedbirler yetmiyor. Mücadelenin sosyal ve kültürel boyutlarına da eğilmek lazım. Son dönemlerde sosyal bir yara olarak gündeme gelen ve kamuoyunda 'metruk binalar olarak yer bulan metruk ne demektir, önce okuyucularımıza bir tanımlayalım; 'Metruk kelime anlamı olarak bırakılmış şeyi ifade ediyor. Aynı zamanda terk edilmiş ve kullanılmayan anlamında da kullanılıyor. Metruk sözcüğü en çok metruk bina şeklinde; terk edilmiş, yıkık dökük binalar için kullanılıyor. Hukuki bir terim olarak metruk ne demektir sorusunun yanıtı ise; Terk olunmuş bir taşınmazın menfaati ve ondan yararlanma hakkının bir topluma bırakılması durumudur. Toplum sağlığı konusunda duyarlı okuyuculardan gelen yoğun şikayetler ışığında toplumsal bir sorunu işaret edip hem vatandaşları uyarmak, hem de yetkilileri de uyarıp, harekete geçirmek de hem sosyal sorumluluk hem de vicdani bir borç. Geçtiğimiz günlerde Edirne, Ankara, Çorum, Adana, Samsunun Bafra, Zonguldakın Ereğli, İstanbulun Gaziosmanpaşa ve Esenler ilçelerinden haber ajanslarına yansıyan haberler yine yürek burktu. Haberlerin ortak noktası 'metruk binalarda hayatını kaybeden ya da baygın halde bulunan madde bağımlısı gençlerin dram idi.

Halk arasında 'metruk tabir edilen eski ve harabe evler ne yazık ki, suçluların ve madde bağımlısı şahısların mekanı olmuş durumda. Bilhassa geceleri bu binaların yanından geçmek bile insanı ürküten bir durum.

O halde madde bağımlılığı ile kararlı bir mücadelede en önemli hususlardan birisi de metruk ve harabe evlerin yıkılmasıdır. Peki, bu kendi kaderine terk edilen, tehlike arz eden binalar neden yıkılamıyor. Bu konuda hukuk ve yasalar ne diyor? Konuyla ilgili yaptığımız araştırmalarda şu gerçekler karşımıza çıkıyor. Binaların metruk kalmasının çeşitli nedenleri var. Araştırmacı Yazar Murat Edinin belirttiği gibi: 'Kaderine terk edilen binaların bir kısmı mirasçılar arasında anlaşmazlık. Bina sahibinin ilgilenmemesi, Yeni yapı yapılmak üzere boşaltılan binanın maddi veya hukuki sebepler yüzünden yıkılamaması ve yeni binanın inşaatına başlanamaması.

Binanın eskimesi ve tamir için gereken kaynağın bulunamaması. Bilhassa İstanbulda binden fazla metruk bina olduğu tahmin ediliyor. Tatlıcı Kuleleri, Büyükada Rum Yetimhanesi, Sirkecideki Alman Bankası, Barbaros üzerindeki köşkler gibi çok sayıda metruk bina akıbetini bekliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı atıl ve metruk binalara 'turizm amaçlı kullanılabilir' belgesi verecekti. Ancak bu uygulama hayata geçmiş değil. Yapı Denetim ve İmar Kanununda yapılacak değişiklikle, yapı denetim firmaları, teknik müşavirlik kuruluşlarına dönüştürülecek. Teknik müşavirlik kuruluşları bünyesindeki turizm uzmanları, Türkiyenin her köşesinde incelemelerde bulunarak, metruk yapılar dahil, yılın her döneminde tam kullanılmayan binaları tespit edecek. Tespitler sonucunda, kullanım amacı değiştirilecek turizm amaçlı binalar için 'atıl konut sertifikası' verilecek.

Ayrıca yapıların mevcut durumu, getirilebilecek yeni fonksiyonlar belirlenerek rapor oluşturulacak. Çalışmanın ardından, eski özellikleri bozulmayan atıl ve metruk yapılara, yapı ruhsatı, yapı kullanma izni, yapı denetim belgesi, enerji kimlik belgesi ve turizm belgesi verilebilecek. Suça zemin hazırlayan metruk binalarla ilgili Antalya Emniyet Müdürlüğü web sitesinde bu konuda kamuoyunu bilgilendirici bir açıklama yapmış. Duyurmak da bize düşüyor:Antalya Emniyet Müdürlüğümüzce polis sorumluluk bölgemizde meydana gelebilecek suçları işlenmeden önlemek, oluşabilecek suçları azaltmak, suç korkusunu ve güvensizlik endişesini gidermek amacıyla yürütülen çalışmalar kapsamında; uzun süreden beri kullanılmayan, terk edilmiş, yıkılma tehlikesi bulunan, vatandaşın can güvenliğini tehlikeye düşüren, içlerinin kirli olması nedeniyle hastalık tehlikesi oluşturabilen ev, bina depo gibi metruk binaların olduğu tespit edilmiştir.

Tespit edilen metruk binaların, fuhuşa zemin hazırlayan insanlar, madde bağımlıları, alkol alan şahıslarca zaman zaman suça mekan teşkil ettiği ve küçük çocuklar tarafından oyun alanı olarak kullanıldığı görülmektedir.

İlimiz merkezinde bulunan ve suça mekan teşkil eden metruk binaların sahiplerini tespit eden Merkez İlçe Emniyet Müdürlüklerimiz ve Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğümüz görevlilerince, bina sahipleri ile iletişime geçilerek gerekli tadilatların yaptırılması ve ilgisiz şahısların girişlerini engelleyecek tedbirlerin alınması konusunda bina sahiplerine uyarıda bulunulmakta, uyarıları dikkate almayarak gerekli onarımı yapmayan ve tedbir almayan şahıslara ait yerlerin yıkımlarının yapılması hususunda ilgili belediyeler yazılı olarak bilgilendirilmektedir.2013 yılı içerisinde tespit edilen (17) adet metruk binaya yönelik sorun, ilgili belediyelere bildirilerek ortak çözüm üretilmiştir.

Kış aylarında bu türden binalar, fuhuşa zemin hazırlayan insanlar, madde bağımlıları, alkol alan şahıslarca barınak olarak kullanılmakta iken yaz aylarında ise çoğunlukla çocuklarımız tarafından oyun alanı olarak kullanılabilmektedir. Aralarında tarihi yapılarında bulunduğu metruk binalar ile ilgili olarak sorumlu tüm kurum ve kuruluşlar, başta çocuklarımız olmak üzere vatandaşlarımızın can güvenliğini açıkça tehdit eden ve suça mekan hazırlayan bu tür yerlere karşı gerekli önlemleri almalıdır. Antalya Emniyet Müdürlüğü olarak başta okulların çevresinde bulunan metruk binalar olmak üzere ilimiz genelinde bulunan metruk binalara yönelik kontrollerimiz ve çalışmalarımız artarak devam edecektir. Vatandaşlarımızın metruk binalar konusunda dikkatli ve duyarlı olmaları konusunda bir kez daha uyarıyor ve binalarda görülen olumsuzlukları en kısa zamanda ücretsiz olan 155 Polis imdat telefonuna bildirmeleri gerekiyor.