KEPAZE , kemankeş olmak isteyenlerin ( demir yaylı ok atıcısı ), 1000 gün kadar kaslarını güçlendirmek amacıyla ok’suz bir şekilde boş boş çekmek zorunda oldukları yayın ismi.

Ok atmaya yaramadığı, boşu boşuna çekildiği için, kepaze olmak deyimine ilham vermiş.

Çekilen kirişin ismi de ÇİLE denirmiş.

Ne ilginç değil mi biz KEPAZE kelimesini rezil olmanın eş anlamlısı olarak biliyoruz.

Yani yapmış olduğumuz, yada yapmaya çalıştığımız işlerde, işi biliyormuş gibi davranıp beceremeyince Dosta düşmana gülünç duruma düşmemek olarak tarif ediyoruz.

Ecdat burada da askerini eğitirken bile günlük deyimleri kullanmış.

Çile çek emek harcaki kepaze olmayasın.

Günümüzde öylemi, eline yetki geçen herkes kendini usta, her şeyi kendine layık görüyor.

Olurunda giden her şeyin mimarının kendisi olduğunu düşünüyor.

Aslında insanoğlu emek harcamadan, hazıra konduğu için kazancında kayıpların da muhasebesini yapamıyor.

Mesela liyakatla değil de,sadakat veya itaatle makam kazanmış yönetici oturduğu koltuğa değer kazandırmak yerine o koltuğun kendisine vermiş olduğu yetkileri pervasızca kullanabiliyor.

Harmanda izi olmadığı halde harmanda her tarafında fır dönen Yöneticileri var onlar ayrı bir komedi,

Temsil ettiğinin sesi olmak yerine sahibinin sesi olmayı tercih ediyor...

Temsil dedim de aklıma geldi, geçenlerde bir sendikacı hem de ülkenin en çok üyesine sahip bir sendikanın başkanı,

Çocuğuna pantolon alamadığı için intihar ettiği iddia edilen bir vatandaşın ardından.

Eğitim camiasına hakaret edildiği gerekçesi ile yazılıp çizilenleri KEPAZELİK olarak tanımladı.

Sayın başkana göre; böyle bir iddianın olması eğitim camiasına hakaret, onları küçük düşürmekten başka bir şey değildi.

Yapılan haberler yalandı ve intihar pantolon yüzünden değil şahsın psikolojik sorunlarından kaynaklı idi.

Aslında sayın başkan eğitim camiasını savunmaya geçmiş, buradan hükümetin ve eğitim camiasının yıpratılmaya çalışıldığı malzemesini çıkartmıştı.

Misyonu gereği ikiside gayet normal sayılıyor.

Yani burada gerçek bir kepazelik vardı oda bir kişinin hangi nedenle olursa olsun intiharından siyasal malzeme çıkarımı yapmak.

“Bak bir baba parası olmadığı, çocuğuna pantolon alamadığı için intihar etti” ile “pantolon yüzünden intihar etmedi psikolojik sorunları olduğu için intihar etti” aynı, al birini vur ötekine...

Bir insanın ölümü üzerinden duygu sömürüsü yapmak neyse aksini yapmakta KEPAZELİKTEN başka bir şey değildi.

Oysa başkanın itiraz etmesi gereken o kadar KEPAZELİK vardı ki saymayla bitmez.

Hayat pahalılığı karşısında ezilen MEB Camiası ve Öğretmenler başta olmak üzere, Memur kesiminin zor durumda olduğuna bune KEPAZELİK diyerek sesini yükselte bilirdi.

2 yıl önce imzaladığı ve türlü komediler sahneledikleri TİS’te masaya yatırıp hayata geçirilmeyen maddelere ve o imzaladıkları maddeler sonrası maddi kayıplara itiraz edebilirdi.

Asıl kepazelik “Kabul etmiyoruz” deyip yarım puana razı oldukları, Memurun satıldığı sözleşme değilmiydi.

Hani başkan eğitimcileri savunuyor gibi yapıyor ya, kendilerinden olmayanlara yapılan haksızlıklar, diğer sendika üyesi eğitimcilerin müdür yapmamak için mülakatta haklarının göz göre göre yenilmesi KEPAZELİK değilmiydi.

Sayın başkan bir sendikacının karşı gelmesi, itiraz etmesi gereken konularda susup toplumsal, trajik bir olayı farklı yorumlamak kepazelik değil mi?

Peki sayın başkan sayenizde milyonlarca memur ve emeklinin maaşlarında ne kadar kayıp var, ücretler ne kadar eridi, bu konularla ilgilenmemeniz KEPAZELİK değilmi?

Ülkede herkes görevini layıkıyla yapsa hiçbir sorun kalmayacak.

Hepimiz değişik sıkıntılar içindeyiz, maddi konularda özellikle sabit gelirliler bunalımda.

Kredi faizleri yükselmiş, kredi kartları dolmuş, okul, kurban, elektrik, su derken herkes tıkanmış, insanlar bunalmış durumda.

Siyasiler bundan çıkış yolu bulmalı, STK’larda bu hususta kamuoyu baskısı yapıp, iktidarı bu yolda teşvik etmelidir.

Sanayi ve ticaret odaları devletten kolaylık beklerken, vergi ve enflasyon karşısında ezilen memurun emeklinin temsilcileri bu konulara yoğunlaşmalı başka KEPAZELİKLERE fırsat vermemelidir.

Kimse kendi beceriksizliklerini sunni gündemler oluşturasrak unutturma gayretinde olmasın.

Çünkü gerçeklerin ortaya çıkmasını kimse engelleyemez.....