Hayata hep boş tarafından bakmış, hep acı yüzüne değinmişim bunca zaman. Halbuki kendimi Polyanna sanırdım bir zamanlar.. Büyümek böyle bir şeymiş demek ki...Ama ne olursa olsun en kötü günümde bile bana hayatı sevdiren şeylerin de var olduğunu neden sonra farkettim. Biraz geç oldu ama zararın neresinden dönülse kardır diye düşünüyorum. İçten bir gülüş, bir dost, birşeyler paylaşabileceğin birileri, kulağa hoş gelen bir müzik, sürükleyici bir roman, düşünüldüğünü bilmek, sevildiğini bilmek, sevmek, özlendiğini bilmek, özlemek, var olmak...Kısacası hayata umutla bakmamı sağlayan herşey...İşte sırf bunlardan sebep bu sıralar herşeyi seviyorum herşeye "seni seviyorum" diyesim var.. Onu da seviyorum, bunu da seviyorum, şunu da seviyorum ki ben en çokta hayatı, yaşamayı seviyorum şekerim. Çünkü içimde umudum var iyi şeyler olacağına dair evet sevgili okurlarım güzel günler göreceğiz, güneşli günler..

Anlayacağınız mutluyum bu sıralar Allah nazardan saklasın. Artık sabahları nedensiz güne gülümseyerek başlamalarım, sürekli dilimde değişen şarkılarım insanlara umutlu yaklaşımlarım var. Ne kadar güvenim azalsa da evet evet bir umut var içimde. Sanırım ruhun meyvesi, insanın yaşama sebebi sadece ve sadece umut aslında. Geriye dönüp baktığım zaman umudumun kırıldığı anlardı en çok mutsuzluklarım. Olumsuzluklar, vurgunlar, imkansızlıklar, yolunda gitmeyen herşey umudumu azaltmıştı. Herşeyi sorgulayan agresif bir tipe dönüşmüştüm ki beklenmeyen olaylar dizisi içinde buldum kendimi. Daha yeni yeni toparlıyorum, yeni yeni anlıyorum olanları.

Çok klişe belki ama ne olursa olsun umudunu kesmemeli insan. Hayatın herkese her daim bir süprizi olduğunu unutmamalı insan,çünkü hayatın bazen kötü ya da iyi olması gerçekten bir anlam ifade etmiyor. Eninde sonunda hayırlısı olduğunu, olacağını bilmeli insan ve bundan sebep hep bir kıvılcım olmalı içinde insanın. Bir çocuk gülümsemesiyle alevlenecek...