Mustafa Kemal'in oğullarının ve kızlarının omuzlarına ağır sorumlulukların ve görevlerin yüklendiği tarihi bir süreci yaşıyoruz.
Bu manada tarihi yeniden yazabilmenin kıyısındayız. Bugünlerde göstereceğimiz basiretli bir dik duruşla, düşünce ve doğrultu tutarlılığı, toplumu oluşturan diğer katmanları da derinden etkileyecektir.
Belki de bu yolla toplumu bir arada tutan moral bağlar daha da güçlenecek ve emperyal güçlerin hızla çözmeye çalıştığı Türk toplumu yeniden millet olabilme kavgasından galip çıkacaktır.
Cumhuriyet Devletini oluşturan temel felsefeye, kurucu ve devrimci inşaa sürecine, hiç te yabancı olmadığımız, aydınlanmacı devrimlere koyduğumuz enerjiyle, sabitken, tarih bize ateşle imtihana koyulduğumuz yeni bir süreci dayatıyor.
Öncü ve önder güçlerin Ergenekonun şereşi adıyla, olmayan bir terör örgütüne yamandığı hayasızlık ise başlı başına birer ibret fotoğrafı.
Kimileri yetmişinde, kimileri sekseninde, insan yaşı fikir yaşıyla oranlanmayacak kadar diriliğini ve tazeliğini korumayı başarmış olan Mustafa Kemal'in gencecik oğulları ve kızları alınıp götürüldüler.
Polisiye güçlerin kollarına girerek, sürüklercesine gözaltına aldığı bu yetmişlik ve seksenlik delikanlıların tek suçları Mustafa Kemal Devrimlerine olan inançlarıydı.
Emekli paşalar, bilim adamları, gazeteciler, aydınlar ve sesini yükselten hemen herkes ..
Bunlardan biri de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Türkan Saylan'dı.
Saylan, bütün ömrünü daha çağdaş bir yaşam ülküsüyle, devrimlere adamış bir bilim insanıydı.
Ağır hastalığına rağmen bütün enerjisini yeni kardelenlerin aydınlatacağı bir Türkiye özlemi için sarf ediyordu.
Sağlığını hiçe sayarak bitmekte olan son enerjisini ve son günlerini dahi şahsına değil, bu kavgaya ayırıyordu.
Okyanus ötesinden gelen emir komuta zincirinin gereği hastalığının son evresine aldırış edilmeden, gözaltına alınanların arasında o'da vardı.
Giderek bir zulüme dönüşen gözaltılar, trajikomik bir yargı süreciyle adeta adeletsizliğe dönüşüyordu.
VE Türkan Saylan, 18 Mayıs 2009 tarihinde yükselen Cumhuriyet kaidesinin üzerinde derin ve kalıcı izler bırakarak aramızdan ayrıldı. Ölümünün üzerinden tam 2 yıl geçti. Türkiye'nin kader çizgisinde değişen bir şey olmadı.
Türk basınının amiral gemisi sayılan Hürriyet'in onun ölümünü duyuran sür manşeti manidardır.
Güle güle Mustafa Kemal'in kızı.
Evet Mustafa Kemal'in oğullarından ve kızlarından biri olmak zor ve meşakkatli, ancak Ergenekon sürecini kurgulayan zemberekli oyuncaklardan, çok daha namuslu ve erdemlidir.