Türkçemize bir deyim olarak yerleşmiş bir teşhis vardır. Dost gibi düşman ya da dost görünümlü düşman deriz.Bu deyimi bir cevap anahtarı olarak Amerikan devletiyle ilgili bir sorunun üzerine yatırın, karşılığını dost görünümlü bir düşman olarak alacaksınız demektir.Türk - Amerikan karşıtlığının tarihsel kökleri Sevr'e kadar uzanır. Zira Amerika Sevr'i büyük bir iştahla ve en başta imzalayan ülkelerden biridir.Ne garip bir tecellidir ki, Lozan'a en çok direnen ve bu anlaşmayı ise diğer taraf ülkelerden yıllar sonra kabullenmek zorunda kalan ve en son imzalayan ülkedir.Türk - Amerikan ilişkilerinin temel çelişki derinliğindeki toplum ve siyaset bilimciler tarafından idrak edilmemiştir.Bir tarafta dünyanın fosseptik çukuru haline gelmiş yapay ve suni bir devlet, diğer tarafta ise mazlumların alarmda ilk toplanma bölgesi haline gelmiş bir diğer devlet.Siyahla beyaz, melek ve şeytan gibi, her türden zıtlığı bir arada barındıran zorlama ilişkiler yumağı.Kızıltepe'nin karşısına Derbesiye bölgesine yığılan Amerikan askeri varlığı bizi şaşırtmamalı.Zira Irak'ta Türk askerinin başına çuval geçirende Amerikaydı, Kobani'de PYD'nin yanında saf tutanda Amerika.Daha gerilere giderek hafızalarımızı tazelemeyi deneyelim.Cudi dağında PKK'lılara yardım paketleri bırakanda yine aynı Amerikaydı.Dünden bugüne değişen bir şey yok. Türkiye Amerika içinde, Avrupa içinde, etinden sütünden istifade edilmesi gereken, ancak biricik çıkarları sarsıldığında ise kirli bir mendil gibi buruşturulup atılması gereken bir ülke sayılıyor.1984 yılında PKK'nın ilk kanlı eyleminden bu yana Türk Amerikan savaşı gizli ve örtülü olarak yürütülüyordu. Türkiye'nin PKK üniformalı ABD'ye karşı verdiği savaş artık iyice alenileşti ve Kuzey Suriye sınır hattı boyunca Amerikan Bayraklarıyla donatılan askeri birlikler buzdağının görünen yüzü oldu.Bugün Ortadoğu'da gelinen durum, tarih boyunca sürekli ertelenerek bu zamana kadar gelen Türk - Amerikan savaşının tarihsel bir gerçeklik olarak miadının dolduğunun da bir göstergesidir.