Ancak tüm katılımcılar kara bir tablo çizdi ve tünelin ucunun gözükmediğini vurguladı. Moderatörlüğünü İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Burhan Akyılmaz’ın yaptığı panele, Gaziantep Ticaret Odası Başkan yardımcısı Uğur Acıoğlu, Gaziantep Üniversitesi, Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Giritlioğlu, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Soner Bacaksız ve Türkiye Otelciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Mete Akcan katıldı. Dikkat çeken mesajların verildiği panelde İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Burhan Akyılmaz, "Avrupa'nın en çok turist çeken 4. ülkesi olan Türkiye'de otellerin normaldeki doluluk oranları yüzde 70 ile 100 arasında seyrederken, Covid-19 salgını sonrası bu oran nisan ayı sonu itibariyle yüzde 10’lara kadar geriledi" dedi. Acıoğlu'nun hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı mesajı verdiği panelde Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Soner Bacaksız en fazla zararın turizm sektörü olduğunu söyledi. Türkiye Otelciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Mete Akcan, "Bu salgın hepimiz için beklenmedik bir durumdu. Salgınla beraber turizm hareketliliği bizi umutsuz bir hale getirdi" dedi. Gaziantep Üniversitesi, Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Giritlioğlu da " İnsanlar artık hijyen ve sterilizasyona çok önem veriyor. Bunları gördüğünde daha rahat ortaya çıkabilecekler. Bir de yakın coğrafyaları hedef Pazar yapmamızın yanında etkin bir sosyal medya perspektifi yapmamız gerekiyor. Farklı sosyal medya mecralarına farklı stratejiler geliştirmeliyiz. Bakıyoruz işletmeler buna hazır mı maalesef değil" dedi. KÖTÜ GÜNLER GEÇİRİYORUZAkyılmaz, Koronavirüs salgınının tüm dünyayı etkisi altına aldığı şu günlerde karantina ve seyahat kısıtlamaları sebebiyle dünya ekonomisinin yüzde 10'una tekabül eden ve yaklaşık 9 trilyon dolar işlem hacmi olan turizm sektörü zor günler geçirdiğini söyledi. Akyılmaz, “Dünyanın en çok turist çeken ülkeleri, ekonomisi büyük ölçüde turizme dayalı olan ülkeler modern tarihlerinin turizm açısından en kötü sezon başlangıcını yaptılar. Avrupa’da son 80 yılın en kötü turizm sezonu yaşanmakta. Kamuoyunda her gün Turizm ile ilgili yenilikçi girişimler, sanal turlar gibi mobil yazılımlarla sanal turizm kavramını konuşmaya başladık. Kim bilir daha hangi inovatif gelişmelere önümüzdeki dönemde tanık olacağız.” ifadelerini kullandı.BACAKSIZ: DEĞİŞİME UĞRAYACAKTürkiye Seyahat Acenteleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Soner Bacaksız da “Covid 19 salgınından dolayı turizm sektörü en fazla zarar gören sektörlerin başından geliyor. Takdir edersiniz ki, turizm sektörü dünyada en fazla kırılgan sektör olarak bulunuyor. Hizmet sektörü olmasından dolayı insanların ilk kısacağı sektörlerin başında geliyor. Covid 19 sonrası bütün sektörlerde olduğu gibi turizm sektöründe de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Nasıl olacağı konusunda bir öngörüde bulunamıyoruz. Dünyada uygulamaların başladıktan sonra biz de ülkemizde yapılacak uygulamaları net bir şekilde görebileceğiz. Ancak şunu net olarak görebiliyoruz ki turizm, bu süreçten sonra değişime uğrayacak. Özellikle ulaşım, seyahat acenteliği ve konaklama sektörleri bunların başında geliyor. İnsanlar artık uçaklarda yan yana oturamayacak, otellerde belli bir kapasite konaklayacak” dedi.ACIOĞLU: HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAKGaziantep Ticaret Odası Başkan yardımcısı Uğur Acıoğlu ise “söyleyecek çok şey var; ama bunların hepsi öngörü. Çünkü dünya daha önce böylesini yaşamadı. İnsanların korunması artık bir yaşam tarzı haline geldi. İnsanlar ailesinin sağlığından endişe duyduğundan dolayı hayat tarzlarını değiştirdiler. Virüs temizlenmeden insanların yeme-içme işletmelerine güveni değişmeyecek. İşyerleri açılsa da personel ve diğer giderler olsun kısa vadede düzelmeyecek. Hükümetimizden ve ilgili bakanlılarımızdan tedbirler kontrollü olarak geliyor bilgilerini alıyoruz. 15 gün sonra kontrollü bölüm açılacak turizmle ilgili, ardından gastronomiyle ilgili açılacak. İşletmelerde kalabalık ortamda bulunmama, masalar arası mesafe gibi düzenlemeler bekliyoruz. Tabi artık hijyene önem veren uygulamalar göreceğiz. Kısacası hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Buradan hareketle bu süreçte online hizmetlerin Gaziantep’te hatta Türkiye’de ne kadar yetersiz olduğunu görmüş olduk. Bu saatten sonra online hizmetlere hızlı şekilde geçiş yapılması gerekiyor. Artık donanımlı, kalifiyeli ve yeteri kadar eleman çalıştırmak zorunda kalacağız. Sağlıklı yemek yaptığımızı ilan etmek zorunda kalacağız. Çok çeşit yerine az ama kaliteli ürünler yapacağız. Daha çok yöresel ürünlere ağırlık verilecek. Gıda mühendislerinin tavsiyelerine uymak zorunda kalacağız. Yemek saatleri kısalacak. Peki bu ne zaman olacak, önümüzdeki iki hafta neleri gösterir bilmiyorum, ama bu iki haftadaki gelişmeler bu süreci belirleyecek diye düşünüyorum. GTO olarak elimizde pandemi sonrası için elimizde bir eylem planı var; ama önümüzdeki 2 haftayı görmek zorundayız.” şeklinde konuştu.AKCA: SERTİFİKASYON SİSTEMİNE GEÇMEYİ PLANLIYORUZTürkiye Otelciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Mete Akcan, “Bu salgın hepimiz için beklenmedik bir durumdu. Salgınla beraber turizm hareketliliği bizi umutsuz bir hale getirdi. Salgının başlamasıyla beraber oteller kendini korumaya almıştı. Ama salgın boyutu büyüyünce konaklama sektörü hızlı bir şekilde bu süreçten etkilendi. Etkilenmesi de normaldi; çünkü insanlar dışarı çıkmıyor. Turistik faaliyetler azaldı. Bu süreçte en büyük sıkıntımız çalışanlarımız. Bu çalışanların büyük çoğunluğu evlerde. Çalışan oteller var, çalışmayan oteller var. Çalışan otellerde kapasite çok düşük. Bunu devam ettiriyoruz, çünkü tesislerin durmaması gerekiyor. Turizm açısından baktığımızda bölgemiz krizlere alışık bir bölge. Lakin bu salgının etkisi çok daha fazla. Bu dönemde verilen desteklerden kısa dönem çalışma ödeneğinden faydalandık. Bu bir nebze olsun en büyük giderlerimizi karşılıyor olmamıza bize destek oldu. Umarım bu süreç uzamaz biz de faaliyetlerimize başlarız."” dedi. GİRİTLİOĞLU: ALGILANAN RİSK ALGISINI AZALTMALIYIZGaziantep Üniversitesi, Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Giritlioğlu da Dünya’da ve Türkiye’de iç akılda olmayan bir süreç yaşadıklarını kaydederek şunları söyledi: “Öncelikle algılanan risk algısını minimuma düşürebilirsek bunun azalacağını düşünüyorum. Bir de çok önemli bir parametre gelişmeye başladı. İnsanlar artık hijyen ve sterilizasyona çok önem veriyor. Bunları gördüğünde daha rahat ortaya çıkabilecekler. Bir de yakın coğrafyaları hedef Pazar yapmamızın yanında etkin bir sosyal medya perspektifi yapmamız gerekiyor. Farklı sosyal medya mecralarına farklı stratejiler geliştirmeliyiz. Bakıyoruz işletmeler buna hazır mı maalesef değil. TRC1 özelinde düşünürsek Gaziantep, Kilis ve Adıyaman’a göre daha iyi ama Gaziantep’te de etkin kullanılamıyor. Geçtiğimiz yıllarda bir araştırma yapmıştı. Unesco Yaratıcı Ağına giren Zahle, Napoli ve Gaziantep arasındaki üç şehrin web sitesi içeriklerini araştırdık. Araştırmada Gaziantep’in gride olduğu sonucuna ulaşmıştık. Bu önemli bir bulguydu. Gaziantep’te sadece konaklama değil de konaklamayla beraber günübirlik veya yarım günlük profesyonel veya paket turlar geliştirebilirler. Bunun çekiciliği artıracak bir husus olduğunu düşünüyorum. Pandemi sonrasında hijyen hususlarına dikkat etmemiz gerekiyor. Amacımız bu süreçte tüketicilerin algılanan risk algısını azaltmak olmalı.”