Medical Point Gaziantep Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Rıfat İnci, yıl sonuna yaklaşırken artan kaygı ve tükenmişlik hissinin özellikle modern yaşam temposunda yaygınlaştığını belirterek, "Kasım ve Aralık ayları, birçok kişi için hedeflerin gözden geçirildiği, yıl boyunca biriken sorumlulukların tamamlanmaya çalışıldığı yoğun bir dönemdir. İş hayatında performans değerlendirmeleri, öğrencilerde sınav ve başarı kaygısı, ebeveynlerde ekonomik ve sosyal baskılar stres düzeyini artırmaktadır. Bir yılı geride bırakırken, birçok kişi farkında olmadan kendi kendine baskı kuruyor. ‘Bu sene yeterince başarılı oldum mu, hedeflerimi gerçekleştirdim mi?’ gibi sorgulamalar, kişinin öz değerini olumsuz etkileyebiliyor. Bu da zamanla duygusal yorgunluk, motivasyon kaybı ve tükenmişlik sendromuna yol açabiliyor" ifadelerini kullandı.
Tükenmişlik sadece yorgunluk değildir
Dr. İnci, tükenmişlik sendromunun yalnızca fiziksel bir yorgunluk hali olmadığını, duygusal ve zihinsel bir çöküntüyü de beraberinde getirdiğini vurgulayarak, "Kişi kendini sürekli yorgun, değersiz ya da başarısız hissedebilir. Günlük sorumluluklar gözünde büyür, keyif aldığı aktiviteler anlamını yitirir. Uyku bozuklukları, odaklanma güçlüğü, sinirlilik ve motivasyon kaybı bu dönemde sıkça görülür. Kendinden yüksek beklentileri olan kişiler, hedeflerine ulaşamadığında yoğun suçluluk ve başarısızlık duygusu yaşar. Oysa yıl sonunda yapılması gereken şey, eksiklere odaklanmak yerine, geride kalan dönemde gösterilen çabanın farkına varmaktır" şeklinde konuştu.




