Sayın Fatma Şahinin trafik ve ulaşım konusundaki çabasını saygıyla karşılıyorum.. Bir şeyler yapmak istiyor.. Çünkü göreve başlayalı neredeyse 6 ayı dolduracak. Birde bunun öncesini yani, Gaziantep Büyükşehir belediyesinde etkili ve yetkili olmaya başladığını hesaplarsak 8-9 ay yapar aslında..

Sorunları bütünüyle ele aldığımızda, Gaziantepte trafik meselesi en başta geleni ve en zor olanıdır.. Çünkü bu şehir merkeze sıkıştırılmış bir kenttir.. Nedense yıllar boyu büyüme kent merkezine hapsedildi.. Sıkıştırıldı iyice.. Yeni imar alanları yaratılmadı.. Hala da şehrin içerisinde toplu konutlar, iş merkezleri ve binalar konduruluyor.. Aslında Fatma Şahin işte burada ciddi hatalar yapıyor.. Şehrin kuzeyi- güneyi, doğusu- batısı tüm çevresi bomboş arazilerle dolu, ama nedense inşaat ve konut tercihleri kent merkezi için kullanılıyor.. Hemde yüksek katlı binalar kondurularak.. Tek olumlu diyebileceğimiz bir proje var, o da Şehitkamilin özellikle OSByi ilgilendiren Beykent projesi.. Oysa Fatma Şahin şehir merkezindeki keşmekeşe son verebilir ve kente nefes aldırabilir, yeni yeni projelerle..

ERDEM KOLEJİ YIKILIYOR KONUT YAPILIYOR

Bu şehirde maalesef yeşil alanlarda acımasızca işgal ediliyor, eğitim için ayrılan alanlar, bulundukları semtler nedeniyle çok değerli denilerek korunmuyor ve rant hesaplarıyla yerlerine konut yapılıyor.. Hele şu son olay içimizi sızlattı gerçekten. Erdem Koleji yıkılıyor yerine konut yapılıyor. Ve bu karar da büyükşehir belediye meclisinden çıkıyor.. Herkes sus pus ve onay veriyor üstelik.. Dahası yeşil alanların içerisine de çok sayıda kahve ve restoran yığılarak bu şehrin dibine dinamit konuluyor..

STKLARIN GÖRÜŞÜ ALINIYOR AMA ?

Ve nihayetinde bu sorumsuz düşünceler sonrası, Gaziantep beton yığınına dönüşüyor. Haliyle alt yapı zorlanmaya başlıyor. Üst yapı dediklerimizin başında gelen yollar ise yetersiz kalıyor.. Çünkü her yere bina kondurulup, aşırı nüfus yoğunluğuna birde düzensiz planlama ve uygulamalar eklenince, ulaşım sorunu içinden çıkılmaz hale dönüşüyor ve şehrin en önemli meselesi olup çıkıyor..

Bu yönde öncelikli olarak Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri ve Müteahhitleriyle yapılan görüşmelerin sanki usulen yapılmış bir işbirliği görüntüsü vermesi karşılıklı güven unsurunu zedeliyor. Dahası bu diyaloga karşın, detay ve görüş belirtilmeden, hatta yazılan raporları bile görmeden, Büyükşehir Belediyesinin üstün körü planlamalar yapıp uygulamaya geçtiği görüntüsü, Gaziantepte bu işlerin kolay kolay düzelmeyeceği endişesi yaratıyor.. Son örneğini, yakın takipçisi olduğumuz için biliyoruz, Tramvay güzergahındaki SSK kavşağı ve Gazi Muhtar Paşa kavşağındaki sola dönüş yasağı için odalardan istenilen rapor daha tamamlanıp adresine ulaşmadan, Fatma Şahinin emniyet, vilayet, maliye ve müze kavşakları için sola dönüş ve U dönüşü kararı alıp uygulamaya geçmesi olarak verebilirim..

SOLA DÖNÜŞ YASAĞI BÜYÜK RİSK

Şu bir gerçek ki, büyükşehir belediye başkanı olarak göreve başlayan Fatma Şahin, elbette önemli bir şeyler yapmak istiyor.. Haliyle ilk etapta şehirde en büyük şikayet alan trafiği çözüm için değişimler yaparak halkın sempatisini kazanma mücadelesi veriyor.. Bazı hamleleri işe yarıyor aslında.. Ama bazılarının özellikle sola dönüş yasaklarının işe yarayıp yaramayacağını bugünden itibaren göreceğiz elbette. Hakikaten bu Tramvay güzergahında SOLA DÖNÜŞLERE yasak getirmesi büyük bir hamle.. Tutarsa alkışlayacağız kendisini.. Tutmaz ise, elbette eleştiri getirilecektir.. Sayın Şahinin şu ana kadar gördüğüm çok sayıdaki yanlışlarından önde gelenlerinden birisi, insanları dinlemesi ama bildiğini okuması..

Evet.. Bekleyip görelim diyeceğim trafik ve ulaşım konusunda, eğer Sayın Fatma Şahin bu sola dönüş yasaklarında rahatlama getirirse, şimdiden peşinen tebrik etmeyi görev sayıyorum. Ama, (ki biraz tereddütlüyüm) bu yasaklar ters teperse, Gaziantepi DENEME YANILMA PROJELERİYLE yaz boz tahtasına çevirme hamleleri için şehirde ciddi manada tepki alabileceğini şimdiden söylemeyi görev sayıyorum..

AK PARTİ GENÇLİĞİNE NE OLDU

Kimse şaşırmasın çünkü bu tespitimi dile getirmek zorundayım.. Ben varlığı kağıt üzerinde kalan AK Parti gençliğini artık göremiyorum.. İlçeleriyle yönetimleriyle hatta isimlerini benim gibi çok sayıda kimsenin bilmediği başkanları var elbette.. Ama şu bir gerçek ki, bu şehir son yıllarda tüm partilerde olduğu gibi AK Partide genç kuşağın varlığını hissetmiyor. Bunun iki nedeni var, ya gençlerin önünü açmıyorlar, yada gençler büyükleri gibi farklı hesapların içine girmeye merak salmışlar.. Eğer teşkilat ve genel merkez bu duruma seyirci kalırsa, bizim alıştığımız anlayış mazide kalacaktır..

Kim ne derse desin ben Selami Yetkinşekerci dönemindeki AK Parti gençliğini göremiyorum.. Hepsi cevval, hepsi partinin olduğu kadar şehrin gündeminde yer alacak etkinliklere bulunur, mesajlar verir, AK Partinin genç kuşağında heyecan yaratır, örnek olacak işlere imzalarını atardı.. Yetkinşekercinin yerine gelen Mustafa Dinçoğluda ilk başlarda öyle görüntüler verdi, ama bir Selami Yetkinşekercinin yarattığı sinerjiyi yaratamadığı gibi, gençlik sanki farklı bir düşünceye sürüklendi.. Kent Konseyinde uzun süre birlikte olduğum sevgili Dinçoğlunun, artık enerjisini başka yerlere ve işlere verdiğini gözlüyorum.. Haliyle partinin gençliğinin Sayın Dinçoğlunu örnek almada kafasının karıştığını, biraz irdelendiğinde Dinçoğlu gibi düşünen gençlik ile öyle düşünmeyen gençliğin ortaya çıktığını söylemeliyim.. Oysa temel düşünce AK Parti gençliğinin olması gereken duruştur.. Diğer partilerin özellikle CHPnin gençlerine zaten yeterince önem vermediğini gözleyen birisi olarak, AK Partinin her zaman sempatiyle izlediğim o pırıl pırıl gençliğinde artık o eski havayı göremediğimi belirtmek zorundayım.. Umarım beni yanıltırlar.. Bu vesileyle, tüm partilerin kızlı erkekli gençlerin önünü açması gerektiğini söylerken, AK Parti gençliğinin yeni bir sinerji yaratacak oluşumlar içine girmesi gerektiğini belirtmek istiyorum..

ŞOFÖRLERİ KIZDIRMAYIN

Hepsi için söylemiyorum elbette. Toplu taşıma yapan minibüs ve halk otobüsleri şoförlerinden bazılarının öfke kontrolü yok.. Öfkelendikleri anda, karşısında kim olursa olsun, bayan, erkek, yaşlı engelli basıyor küfürü.. Bununla da yetinmiyor karşılık görünce koltuğunun altında veya yanına koyduğu bıçak veya sopayı kaparak vatandaşlara saldırıyor.. Son zamanlarda bu konuda onlarca telefon geldi.. Toplu taşıma şoförlerinin kontrolsüz davranışı, yarın karşısında kontrolsüz bir vatandaş tipi bulduğunda çok şeyi değiştirebilecektir. Odaların dikkatine sunuyor, bu şoförlerin tekrar bir eğitimden geçirilmesini tavsiye ediyorum.. Tabii toplu taşıma araçlarında kesici veya yaralayıcı maddeler bulundurmasının da hangi yasalara sığdığını merak ediyorum..

OKULLARIN TAMİRAT VE ONARIMI

NİÇİN YAZ BOYUNCA YAPILMAZ

Her dönem dikkatimi çeker. Okulların bakım tamir ve onarım işleri tam okulların açılacağı haftaya denk getirilir.. Niye böyle yapılır bilmiyorum. Acaba ödenek meselesinden midir bilmiyorum ama, Milli Eğitim Müdürü Celalettin beyden bu konuda bir araştırma yapmasını isteme zamanı geldi sanırım.. Şu anda gelen telefonlara göre, çok sayıda okulda tamirat ve onarım işleri var. Bir yandan çocuklar öğrenim görecek, diğer yandan inşaat işleri yapılacak.. Hem sakıncalı, hem tehlikeli hemde çevre kirliliği.. Sayın Celalettin Ekinciden kolları sıvamasını ve okullardaki bu yanlışlığın üzerine gitmesini bekliyoruz..

ÖĞRETMENLER KİRA YÜZÜNDEN GELMİYOR

Bir şey daha var eğitim için.. Bazı şeyler var ki, bunun bedelleri zaman içerisinde ödeniyor.. Gaziantepteki kira fiyatları yüzünden çok sayıda öğretmen şehrimize gelmek istemiyormuş.. Bir çoğu da tayinini istiyormuş.. Bu yönde beni arayanlar kızlarının, eşlerinin tercihlerini Gaziantep için kullanmak istediklerini ama kira fiyatlarını öğrenince bundan vazgeçtiklerini söyledi. Sadece öğretmenler için değil tabii sorun.. Üniversite öğrencileri için de büyük sıkıntı var şu günlerde.. Bir zamanla Gaziantep Üniversitesi kurulurken, kente akademisyen getirmeyişimizin nedeni, şehrin sosyal yönünün olmayışından kaynaklanıyordu..O dönemde Akademisyenlerin eşi ve çocukları Gaziantepe gelmek istemiyordu.. Şimdi ise Gaziantepe özellikle öğretmenlerin gelmeyiş sebepleri ev bulamayışları ve kira fiyatlarının yüksek oluşu.. Buna öğrencileri de katmalıyım tabii.. Üzülmemek elde değil maalesef..