Trafik ekiplerinin son dönemlerdeki çalışmalarını dikkatle izliyoruz. Kuralları ihlal etmemeye çalışan sürücüler için bu denetimler, daha çok takdir niteliğinde.. Gece gündüz demeden çalışan trafik ekiplerine hepimizin yardımcı olması gerekir. Aslında onlar kendileri için değil, bizlerin menfaatleri için çalışıyor, dikkatsizlik sonucu veya sorumsuz sürücülerin sebebiyet verdiği kazalara karşı önlem alıyor.. Bu düşünce doğrultusunda trafki polisinin her zaman yanında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Ancak bazı konulara değinmeden edemiyorum. Trafik denetimi demek, sadece şehir içi ve dışı ile, bağlantı yollarında kemer takıp hız limitini kontrol etmek demekmidir ? Galiba şu anda ağırlık noktası yüzde 90 bu uygulamaya yönelmiş durumda..Oysa kent içerisinde trafik polisini ilgilendiren ve çözümler üretip önlemler almasını gerektiren bir sürü sorunlar var.. Örneğin kavşaklar ve köşe başlarında, trafiğin kilitlenmesine sebeb olan araç parkları.. İki aracın geçebileği yollara park edilen araçlar yüzünden tıkanan trafik.. Araçlardan çıkan aşırı müzik sesleri, gece yarısı düğün konvoylarının klakson çalmalarına seyirci kalınması ve bununla birlikte birçok sorunlar.. Bakın yaz geliyor ve bu sorunlar daha da artacak.. Tememnimiz, trafik ekiplerinin tek görevlerinin sadece şehir içinde bazı caddelerde araç çevirerek veya radar koyup ceza yazmak olmadığını görmeleri..Trafikten beklenen yukarıda küçük ayrıntılarla dile getirdiğim sorunları da çözmesi.. Sorumsuz sürücülerin veya dokunulmaz gibi gözüken siyasilerin işyerlerinin önlerine araçlarını koymalarının önüne geçilmesi..Trafik lambalarının olduğu yerlere yapılan parkların, kavşak köşelerine park ederek sağa veya sola dönüşleri engelleyenlerin cezalandırılması.. Maalesef, o mahalden geçen polisin bunlara seyirci kalışına çok kez şahit olmuşumdur.. Ayrıca benim gibi yüzlercesi, kırmızı ışık yanarken yeşili bekleyen sürücülerin ve köşede bekleyen polisin gözü önünde kırmızı ışıkta geçenlere karşı hiçbir yaptırım yapılmayışını üzülerek seyretmiştir..Bence trafik polisinin görev dağılımını biraz da bu konulara çevirmesinde yarar var.. *DÜZTEPE'YE SAĞLIKLI GİDİŞİ ENGELLEYEN UYGULAMA NE ZAMAN SON BULACAK Aylardır bu çile devam ediyor.. Bu bölge için defalarca yazdık ama kimse oralı olmadı.. Biliyorsunuz, kent merkezinden, özellikle doğum evi kavşağından itibaren Düztepe'ye gidiş, adeta bir işkence.. Tam bir rezalet..Sayın Ömer Ca'ın kendi icadına alet olan UKOME (Ulaşım Koordine Merkezi) maalesef bu bölgede yaşayan insanlara saygısızık hatta kötülük etmiştir.. Bu kentin yetkililerinin hergün Düztepe'ye gidip gelen insanların ve araç sürücülerin neler çektiğini umursamaması büyük bir ayıptır.. Bu ayıbın daha fazla gecikmeden düzeltilmesini bekliyoruz.. *CHP'DE YENİ YÖNETİM Kongreden 7 oy farkla çıkan ve il başkanlığını sürdüren Hasan Öztürkme'in listesinde oldukça değerli ve önemli isimler var.. Sorumluluk sahibi bu isimleri listesine alan Öztürkmen, demekki CHP'nin Gaziantep'te silkinmesi gerektiğini net şekilde görmüş.. En azından öyle anlıyorum..Bu yönetim iş yapar demek için çok erken.. Ancak Hasan Öztürkme'in listesine bakınca, biraz olsun umutlanıyoruz.. Tabii peşin konuşmak istemiyorum ama, galiba bu yönetim hem partide hareket sağlayacak, hemde küskünleri toplayıp, partinin tekrar eski gücüne kavuşması için önemli çalışmalar yapacak.. Bekleyip göreceğiz.. *TAHSİN YENTUR OKULU TAMAMLANACAK Geçtiğimiz hafta Karataş'ta inşaatı yarım kalan ve 3 yıldan beri kendi haline bırakılan Tahsin Yentur lköğretim okulunun durumu sormuştuk. Bu konuda her zaman duyarlı olan Milli Eğitim Müdürü Süleyman Şişman aradı ve önce teşekkür etti, sonra da bu okul hakkında bilgi verdi. Sayın Şişman yazılanın tamamen doğru olduğunu söyleyerek, bu okulun tamamlanması için harekete geçtiklerini belirtti. Aslında okulu yapacak olan kişilerle en az 5 kez görüştüğünü "ya yapın yada biz yapalım" dediğini belirten Şişman, "o bölgede okula çok büyük ihtiyaç var. Bunun için harekete geçtik ve programa aldık"dedi. Bizde üzerimize düşeni yapalım ve Karataş bölgesinden bizi arayan okurlarımıza müjdeyi şimdiden verelim.. *SSK ÜST GEÇİDİ BÜYÜKŞEHİR'İN SORUMLULUĞUNDA Okur şikayetleri arasında yer alan SSK karşısındaki eski üst geçit konusunda adres gösterdiğimiz ve ilk hafta sessiz kalmakla eleştirdiğimiz Şehitkamil Belediyesinin Başkan yardımcısı İbrahim Akalın aradı ve üst geçidin sorumluluğunun büyükşehir belediyesine ait olduğunu söyledi. Şehitkamil Belediyesiyle ilgili en küçük sorun veya şikayet halinde hemen duyarlı kalınması ve özellikle Sayın İbrahim Akalı'ın hassas olması dikkatimizi çekmiştir.. Sayın Metin Özkarslı'nın aslında iyi bir ekibi var.. Belediyesiyle ilgili en küçük haber veya şikayette özel kalemi dahil olmak üzere, hemen gerekeni yapılıyor ve yetkili birimler harekete geçiliyor.. Keşke aynı durum Şahinbey ve Büyükşehir'de de olsa... *BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNDE KULAĞI ÇEKİLECEK BİRİMLER VAR Büyükşehir dedim de, mutlaka belirtmeliyim.. Örnek Şehitkamil.. Yukarıda belirtmeye çalıştığım hassasiyet maalesef Büyükşehir'de hayat bulmuyor.. Vazgeçtik Şahinbey Belediyesinde vatandaşın şikayetleri konusunda duyarlı olmasını beklemekten.. Ama Büyükşehir'de bu işler niye yürümüyor anlamış değilim.. Görünen o ki, Sayın Asım Güzelbey ne kadar didinirse didinsin, ne kadar hassas olursa olsun, belediyenin önemli birimlerinin korkunç bir tembellik hastalığı var.. Büyükşehir Belediyesi olarak, vatandaşların dilek, temenni veya şikayetlerinde, veya bunları art niyetsiz ve menfaat beklemesiz yansıtan bazı yerel basının uyarılarına kulak verilmesi gerekir.. Nedendir bilinmez, müthiş bir boşverimcilik hakim.. Hadi vazgeçtik vatandaşın şikayetlerini dile getirecek bir mekanizma olmayışından.. Ama basın yayın organlarında bazı bölgeler için yapılan eleştiri ve uyarılar niye dikkate alınmaz, işte bunu tartışmak gerekir.. Bu işlerden sorumlu kim vardır ? Yapılan yayınları belediyenin yetkili ve ilgili birimlerinden sorumlu kişiler niçin dikkate almıyor.. Yoksa bu mekanizmanın oluşumu sağlanmadı mı ? Takip ve sonuç yönlü bir birim yokmudur büyükşehir belediyesinde.. Sadece bu yönlü gelişmeyi Sayın Asım Güzelbey'in dikkatine sunuyor, benim de şahit olduğum bazı olumsuz gelişmelere, belediyede çalışanların duyarsızlığına, boşverimciliğine, sorumsuzluklarına bir göz atması gerektiğini hatırlatmayı bir görev sayıyorum.. Sayın Güzelbey unutmamalıdır ki, belediyede çalışan en küçük yetkiye sahip memurun yaptığı bir olumsuzluk bile, maalesef kendisine mal ediliyor..

Hepinize iyi haftalar