Einstein’in :” Dinsiz bilim topal, bilimsiz din kördür!” sözü bana fiyakalı, fakat hiçbir zaman sağlam, oturaklı, dengeli bir söz gibi gelmemiştir. Bana göre din bilimli olamaz, teoloji’ye bilim de deseler dinleri açıklayamaz. Bunun için yukarıdaki sözü Einstein’in söylediğinden hep kuşku duymuşumdur. Bilimle dinin ne ilişkisi olabilirdi? Suyu dinli de, dinsiz de, ateist de yüz derecede kaynatıyordu. Hem sonra Einstein’in şöyle dediğini de düşününce birinci söylediği biraz boşlukta kalmıyor muydu? “ Dinsel inançlarım hakkında okuduklarınız elbette bir yalan; düzenli olarak tekrar edilmekte olan bir yalan. İnsan suretinde bir tanrıya inanmam ve bunu hiçbir zaman inkâr etmedim; aksine bunu açık bir şekilde ifade ettim. Eğer içimde dinsel olarak adlandırabilecek bir şey var ise, bu bilimimizin şimdiye kadar meydana çıkarabildiği kadarıyla dünyamızın yapısı karşısındaki sınırsız hayranlığımdır.” Bir başka yerde Einstein : ” İnançsızlığa derinden inanan bir inançsızım. Bu bir parça yeni bir dindir. Ben doğaya hiçbir zaman bir maç veya niyet veya insan biçimci olarak anlaşılabilecek her hangi bir şey yüklemedim. Doğada gördüğüm şey, sadece çok eksik kavrayabildiğimiz olağanüstü güzellikte bir yapıdır ve bu muhteşem yapının düşünen bir insanı alçakgönüllülük hissiyle doldurması gerekir. Bu, gizemcilik ile hiç alâkası olmayan bir gerçek inançsal duygudur. İnsan suretinde bir Tanrı fikri bana oldukça yabancıdır ve hatta safça gelir.” der. Tabii bu benim her insan kendisinin tanrısıdır deyişimden farklı bişeydir.