Ülke olarak zor günler geçiriyoruz.. Herkesin kendine göre derdi var elbette.. Ama geneline baktığımızda üç aşağı beş yukarı hepimizin sorunu birbirine benzer.. Son gelişmeler ve kararlar gösterdi ki, “Tırnağın varsa başını kaşı” Yani, eğer elinde imkan varsa önce kendi işini gör, kendi sorununu çöz, mümkünse kendi yağında kavrul..EVE ÇEKİLELİM DE BU ÇARK NASIL DÖNECEKİyi de olmuyor işte.. Bize diyorlar ki, “Evde kal, sokağa çıkma” Tamam evde kalalım, hatta evi home ofis yapalım.. Peki yaptık ve eve çekildik.. İyi de bu çark nasıl dönecek.. Geliri nasıl sağlayacağız.. Tahsilatı nasıl yapacağız.. Sigortamızı, vergi borcumuzu, kredi kartımızı, bankaya ödemelerimizi çalışan personelin maaşını, doğalgazımızı, elektrik ve su paramızı hatta kiramızı nasıl ödeyeceğiz.. Bıraktık yeme içme derdini bir kenara, işimiz gereği boyamızı, kağıdımızı, kalıbımızı nasıl alacağız.. Çeki senedi nasıl ödeyeceğiz?Bu sadece bizim işimizin sorunu.. Ama hemen hemen esnafın durumu da aynı.. AVM’ler, Lokantalar, restoranlar, cafeler, berberler, küçük sanayi ve KOBİ’lerde bu sıkıntıları yaşıyor.. Sadece “Kapat ve evine çekil” diyorlar.. Fabrikalar için de geçerli bu durum.. Onlar da yüzlerce binlerce işçiyi evlerine göndermek zorunda.. O işçiler ne yapacak, şimdi bazı firmalar ellerine biner lira verip gönderiyor, ama çözüm mü bu.. Fabrikalara ve özel sektöre işçi çıkartmayıp devlet desteği sağlanacağı söylenebilirdi mesela.. O ÜLKELERDE DURUM ÇOK FARKLIAlmanya’ya, Fransa, İspanya ve Kanada’ya bakıyoruz, devlet yetkililerinin açıklamalarını okuyoruz, bu sorduklarımızın hepsinin cevapları orada var.. Ve uygulanıyor da.. Eşi ve kendisi Karantina altındaki Kanada Başbakanı Justin Trudeau, düzenlediği basın toplantısında 82 milyar dolarlık bir yardım paketinin Kanadalılar için kullanılacağını kimsenin mağdur edilmeyeceğin, çocuklu ailelere verilmekte olan çocuk yardımının da artırılacağını söylüyor. Dahası işleri duran küçük işletme sahiplerine de para yardımı yapılacağını açıkladı. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Fransızlara hiçbir şirketin iflas riski altında kalmayacağını, şirketlere devlet garantisi adı altında 300 milyar euroluk banka kredisi sözünü veriyor.. İspanya hükümeti ‘Corona'nın ekonomiye verdiği hasarı telafi etmek için 200 milyar euro (1 trilyon 417 lira) büyüklüğünde paket açıklıyor. Başbakan Pedro Sanchez söz konusu desteğin 117 milyar euroluk (829 milyar lira) kısmının kamuya, kalan kısmının özel sektöre kullandırılacağını belirtiyor. Almanya Başbakanı Merkel ise, Alman hükümetlerinin tarihinde eşi benzeri görülmemiş önlemler alınacağını söylerken, Maliye Bakanı Olaf Scholz, “Devlet destekli kalkınma bankaları, hiçbir üst sınır olmadan kredi verecek” diyor. Ekonomi Bakanı Peter Altmaier ise devletin ilk adımda 614 milyar dolar değerinde krediyi garanti etmek için para musluğunu açacağını belirterek, “ Bu hiçbir sağlıklı şirketin ve işçinin sorun yaşamayacağı anlamına geliyor.” diye konuşuyor.Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise salgından ekonomik olarak olumsuz etkilenen şirketlere birçok kolaylık sağlanacağını ve mali yardımlarda bulunacaklarını, bunun için 300 milyon euro kaynak ayırdıklarını söyledi. Macron, şirketlerin elektrik, gaz ve kira ödemelerinin askıya alınacağını duyuruyor..BİZDE DURUM BAMBAŞKAVe Türkiye’de ise Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tedbir olarak, Ekonomik İstikrar Kalkanı adını verdiği bir paketle, covid-19 salgınının etkilerini azaltmak için toplamda 100 milyar liralık bir kaynak setini devreye alındığını açıklıyor. Erdoğan 500 bin liranın altındaki konutlarda kredilendirilebilir miktarını yüzde 80’den yüzde 90’a çıkartacak, asgari peşinatı yüzde 10’a düşüreceğini, Stopaj gibi kaynağında yapılan kesintilerin ödemelerini içeren muhtasar beyannamelerin sürelerini 3 ay erteleneceğini, en düşük emekli maaşının 1.500 liraya yükseltileceğini,Emeklilerin bayram ikramiyesinin Nisan ayı başında ödeneceğini, Konaklama vergisinin Kasım ayına kadar uygulamayacağını, yurt için uçak biletlerindeki KDV oranının yüzde 1’e düşürüleceğini ifade ediyor.. BU GİDİŞAT BİZLERİ DE, ESNAFI DA, İŞVERENİ DE BATIRIRDönelim yine bizim gerçeğimize.. Bizlere evine kapan, sokağa çıkma diyenler, elbette sağlığımızı düşünerek söylüyorlar bunları.. Bizde bundan yanayız elbette.. Ama bunu söylerken, işyerlerimizin borcunu, ödemelerini donduruyorlar mı, bu yönde bir karar alıyorlar mı? Vergi ve sigorta borcumuzu, elektriğimizi, doğalgazımızı, kredi borçlarımızı ve kiralarımızı donduracaklar mı ? Eve kapanıldığında o işçilerin ve çalışanların aylıkları ödenecek mi ? Anlayacağınız Türkiye’de yaşayanlar olarak ve bir yerel gazete olarak kafamızda sorular dolaşıp duruyor.. Çalışanlarımızın sağlığını göz önünde alıp onları eve göndermek istiyoruz, bu defa gazeteyi nasıl yapacak ve basacak, sonra da dağıtacağız.. Basın İlan Kurumuna danıştık ve “hiç değilse geçici bir süreliğine Dijital yayına geçelim, kağıt baskıya ara verelim, bu sayede hem çalışanlarımızın sağlığını tehdit etmeyiz, hemde kağıt ve kalıptan tasarruf ederiz” dedik, mümkün olmadığı söylendi.. Haliyle eve kapanmadan çalışmak zorundayız arkadaşlar.. Elbette bu sözlerim sadece özel sektör, esnaf işçi ve çiftçiler için geçerli.. Devlet garantili işte çalışanların maaşları ödeniyor, ekonomik yönden sorun yaşanmıyor..RADİKAL KARARLAR OLMADAN ÇÖZÜM BULUNAMAZSon sözüm; yasaklar parça parça olmaz.. Devlet radikal kararlar almalı, işverenlere ve vatandaşlarına güvence ve teminat vermeli ve gerektiğinde tüm olarak Çin'de olduğu gibi sokağa çıkma yasağı uygulamasına geçmelidir. Sembolik yasaklar asla çözüm olamaz.. Kesin kararlar alınmadıkça, adeta hedef haline getirilen sanki Koronavirüs'ün tek suçlusuymuş gibi gösterilmeye çalışılan 65 yaş ve üstü yasağı kesinlikle uygulanamaz.. Aksi takdirde bu Koronavirüs’ten kurtuluş yoktur.. Kimse kimseyi kandırmasın..HEPİNİZE İYİ HAFTALAR