Aldığım duyumlar içimizi karartmasa da, yine bir KAZIK yediğimizi düşünüyorum... Ankara'da Başbaka'ın kesin talimat vermesine karşın, korktuğumuz başa geliyor gibi... Yetkilendirilen bakanların "diğer illere ne deriz, onlarda birşeyler ister" korkusu, Gaziantep'in şansını yine zora sokmuşa benzer. Her ne kadar Allah'ı var, Başbakan "ne olursa olsun yapın" demesine rağmen, Ali Babaca'ın "tamam yapalım, Gaziantep'e haksızlık ettik, ama yarın Kayseri ve Denizli başta olmak üzere diğer illerden gelecek tepkilere nasıl cevap vereceğiz" demesi, bu işin başka bahara yani, seçimden sonraya sarkmasının işaretidir... Hepimiz görüyoruz ki, Başbakan Cumhurbaşkanlığını kafasına koymuş, yerine büyük bir ihtimalle Abdullah Gül oturacak.. Hükümetin uyanık bakanı Sayın Ali Babacan şimdiden bunun hesabını yapıyor ve Gül'ün Kayseri'sini düşünüyor... Tabii şimdilik kesinleşmiş bir durum yok ama, tüm gelişmeler Gaziantep'in GAP kapsamında başlatılacak bir proje kapsamına girmesini zorlaştıracak kadar net... Yani bizleri bir müddet daha oyalayacaklar, daha sonra yeniden ağzımıza bir parmak bal çalıp kenara çekilecek ve Gaziantep'i kaderiyle başbaşa bırakacaklar... *MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜNÜN İLGİLENECEĞİ BİR MAİL

İlyas Yerebakan isimli bir okurumuz mail göndermiş. Buna göre, Milli Eğitim Müdürü Sayın Süleyman Şişma'ın Dr. Nilüfer Özyurt okuluna bir göz atması gerektiğini anladım. Okurumuz, bu okulun en çalışkan öğrencisinin okulda oluşturulan çeteler tarafından dövüldüğünü, babasının okula geldiğini, müdürle tartıştığını, bunun üzerine müdürün öfkelenerek o öğrenciyi dövdüğünü iddia ediyor... Dahası okul müdürünün "ben AKP'liyim, şu cemaat'a mensubum, bana kimse karışamaz" dediği ileri sürülüyor... Araştırmaya değer bu uyarıyı, böyle konularda hassas olmasını beklediğimiz Süleyman Şişma'ın dikkatine sunuyorum. Bir de AK Parti il Başkanı Sayın Ökkeş Eruslu'ya... Çünkü bazı müdürler ve yetkililer, maalesef patavatsız sözler sarfediyor ve partiyi zor durumda bırakacak kelimeler kullanıyor.
Bunların önüne geçilmesi açısından kamuoyuna bir mesaj vermesinde yarar görüyorum... *MEZARLIK GÖREVLİSİNİN TELEFONU ÇALARSA

Bir yakınınızın cenazesi için mezarlıktasınız. Mezar kazınmış, sıra cesedi kabre koyma işlemine gelmiştir. Biliyorsunuz, mezarlık görevlileri kabrin içinde durur, cesedi düzgün şekilde yerleştirirler... Bu sırada hoca okumasını sürdürür, cenazeye gelenler çömelerek sessizce dinlemeye koyulurlar... İşte böyle bir ortamda, ölen kişinin yakınları tabuttan aldıkları cesedi mezarlık görevlisine vereceği anda, o görevlinin cep telefonu çalar.. Hem de müziği hareketli bir oyun havalı... Herkes şaşkın, ama görevli hiç oralı değil.. Cesedi yakınlarından alır ve cabucak mezara indirir yere bırakır, daha sonra şalvarının cebindeki telefonu almaya çalışır. Tabii oynak havalı müzik devam ediyor... O sessizlikte telefonun müziği, hocanın sesini katlayacak kadar yüksek... Sonunda görevli şalvarının cebinde telefonu buluyor ve daha bir de utanmadan "alo" diyor... Arkasından "şimdi işim var" diyerek telefonunu kapatıyor... Evet... Sakın abartıyorum demeyin, bu olay geçtiğimiz hafta aynen yaşandı...
Hani cenazeye gelenlerin çalan cep telefonlarına alıştık ama, mezarlık görevlisinin hem de oynak bir müzik havasıyla çalan cep telefonunu bu güne kadar görmemiştik... Bu işler nasıl düzelir bilemem... Cenazeye gelenlerin, özellikle cep telefonlarını hiç değilse sessize alması gerektiği hep söylenir durulur, ama yine de her cenazede böylelerine rastlanır... Ancak bir mezarlık görevlisinden bunu hiç beklemezdik doğrusu... Kim ilgilenir, kim tedbir alır bilmiyorum... Belki Sayın Asım Güzelbey bu olayı duyarsa bir daha böyle şeyler yaşanmaz diye düşünüyorum... *ŞEHİTKAMİL JET HIZIYLA

Geçen hafta Mustafa Boztepe adlı okurumuzun Şehitkamil Belediyesiyle ilgili şikayetini dile getirmiştik. Hemen Sayın İbrahim Akalın aradı ve belirtilen cadde ve sokakların asfaltlandığını, bir iki gün içerisinde diğerlerinin de tamamlanacağını bildirdi. Ayrıca Seyrantepe'de daha önce Türk bayrağının asılı olduğu ama son zamanlarda bayrağın asılmadığı yolunda gelen telefonlar sonrası ilgilenen Sayın Akalın, yine jet hızıyla harekete geçti ve direğin iplerinin aşırı rüzgardan dolayı koptuğunu söyleyerek, hemen yenisini taktırdı ve bayrağı dalgalandırdı... Hepinizi iyi haftalar