Suçluların iadesine yönelik ülkemizin taleplerine karşı yine ikiyüzlülük hakim olmuştur. Sınırlı sayıda bazı ülkelerin dostane ve yapıcı yaklaşımlarını tenzih ederek söylüyorum; teröre karşı bu iş birliğinde maalesef birçok ülke sınıfta kalmıştır" dedi.Bakan Gül, çok önemli bir projenin açılışında bir araya geldiklerini, insanlık ailesi olarak; Covid-19 salgını, iklim değişikliği ve sınır aşan terörizm gibi çok ciddi küresel sınamalardan geçtiklerini bildirdi. Gül, "Tüm bu süreçte daha iyi anlıyoruz ki sorunları çözecek en başına 'adalet' kavramı yazılmalıdır. Öte yandan, küresel sistemin artık sorun çözme kabiliyetinden uzak olduğu üzülerek hepimizin ortak kanaatidir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde daha adil bir dünyanın mümkün olabileceği ve bu konuda tüm kurumlara yeniden bir reform çağrısı çok önemli bir çağrıdır. Bu çağrı ayrıca uluslararası iş birliğinde çok kötü bir sınav veren bazı ülkeleri ciddi bir muhasebe yapmaya da bir çağrıdır" dedi.'HER PLATFORMDA İFADE EDİYORUZBakan Gül, Türkiye'nin terör ve göç başta olmak üzere, insanlığın ortak geleceğini ilgilendiren her konuda öncü olduğunu belirterek, "Türkiye, daha adil bir dünya için insanlık vicdanının sesini duyurmayı sürdürecek, mazlumların sesi olmaya devam edecektir. Bunun için uluslararası hukukun araçlarını sonuna kadar kullanmaktan ve iş birliği alanlarında sorumluluk üstlenmekten kaçınmadık, bundan sonra da kaçınmayacağız. Zira özgürlük ve güvenliği kendi ülkemizle birlikte komşularımız, bölgemiz ve tüm insanlık için istemek bize medeniyetimizin ve tarihimizin emridir. Bu anlayışla uluslararası adli iş birliğine açık olduğumuzu da her platformda ifade ediyoruz. Üstelik, adli iş birliğini sadece usulü kalıplarına da hapsetmiyoruz. Dünya barışını tehdit eden ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı ortak ses yükseltmeyi, tek vücut olmayı da geniş anlamıyla adli iş birliği içinde mütalaa ediyoruz" diye konuştu.'ÜÇ MAYMUNU OYNAMIŞLARDIR'Bakan Gül, Türkiye'nin bu anlayışla FETÖ, PKK ve DAEŞ başta olmak üzere, tüm terör örgütleriyle aynı ciddiyet ve kararlılıkla mücadelesini sürdürdüğünü belirterek, şöyle konuştu: "Türkiye bu mücadelesiyle sadece kendi ulusal güvenliğini sağlamakla kalmamakta; aynı zamanda üyesi olduğu NATO sınırlarını da korumaktadır. Komşularının ve Avrupa'nın güvenliğine de katkı sağlamaktadır. Bu mücadelede Türkiye olarak hiçbir politik seçiciliğimiz yoktur. Terörle mücadelede bu tür bir seçiciliğin insanlığın hayrına olmadığına inanıyoruz. Bu sebeple farklı motifler taşıyan terör örgütleriyle eşzamanlı mücadele ediyoruz. Çünkü terörün dininin, milliyetinin, ırkının olamayacağına inanıyoruz. Bu çerçevede, dün olduğu gibi bugün de terörle mücadelede iş birliğine sonuna kadar açığız, uluslararası hukuktan kaynaklanan tüm yükümlülüklerimize uymakta kararlıyız. Ancak bu husustaki yaklaşımı muhataplarımızdan göremediğimizi yine vurgulamak isterim. Üzülerek belirtmek isterim ki; özellikle 15 Temmuz sonrasında bazı ülkeler bu konudaki adli iş birliği konusunda üç maymunu oynamışlardır. Suçluların iadesine yönelik ülkemizin taleplerine karşı yine ikiyüzlülük hakim olmuştur. Sınırlı sayıda bazı ülkelerin dostane ve yapıcı yaklaşımlarını tenzih ederek söylüyorum; teröre karşı bu iş birliğinde maalesef birçok ülke sınıfta kalmıştır. Bu çifte standart devam ettikçe, adli yardımlaşmanın gerçek anlamda sağlanabileceğini söylemek oldukça zordur."