Dünyada Türkiye kadar gündemi değişen, durup dururken sorun yaratılan ikinci bir ülke varmıdır bilemiyorum ama hepimizin yakın bir gelecekte bir bakışta bile hasım haline geleceğimizi şimdiden söylemeliyim. Son olarak nur topu gibi dershanelerimiz getirildi gündeme. Tabii söz konusu dershaneler olunca, işin seyri değişti. Çünkü dershane işi öyle Suriye ve Mısır işleri gibi değil. Hatta açılımın bile önüne geçebilecek etkide. Çünkü son derece hassas bir konu. Bu güne kadar ortak hareket edilen, birlikten güç doğurtulan, eğitimin tamamına yakınını yönlendirecek niteliğe kavuşturulan, eğitimdeki sistem uygulanmasında birinci derecede etkili hale getirilen, ülkenin yönetiminde danışılacak noktalara taşıttırılan, milletvekili ve belediye başkanları seçiminde söz sahibi yaptırtılan, bürokrat tayin ettirilen, yargıda ve emniyette köklü şekilde yapılandırılan, gazeteler ve gazetecileriyle, yazarlarıyla yıkılması zor bir güç oluşması sağlanan Cemaat gerçeğini bu kadar kolaca saf dışı bırakmak mümkün değil. Bu teşebbüs baş ağrırtır. Bu hareket iktidar partisinin yol haritasında sıkıntılara sebebiyet verir. Bu reddediş, varolma sebebinin temelinin sarsılmasına yol açacak kadar etki yaratır. ET TIRNAK GİBİ OLUNMUŞTU Ben olayın bu yönündeyim. Çok ilginç gelişmeler yaşayacağız, bu dershane konusu yüzünden. Başbakanın kesin ifadeleri, o saate kadar bu işin askıya alınacağını ve bir kenarda bekletileceğini hesaplayanları şaşkına çevirdi, adeta ellerini ayaklarını bağladı. Konu o kadar hassas ki... Gerek parasal, gerek etkisel güç. Bu güne kadar iktidarın içinde olan, güç elde eden, en küçük taşra teşkilatından tutun da en tepedeki parti yetkilisine kadar sözü geçen, danışılmadan iş yapılmayan cemaatin önemli mevkilerdeki isimleri bir anda boşluğa düşecekler. Çünkü eskisi gibi kimse kendilerinden icazet alamayacak, kendilerine başvurulmayacak. İlişkiler aleni değil, gizli olacak. Başbakan duymasın diye büyük çaba sarfedilecek. Ve daha neler, neler olacak, işin derinliğini bilenler ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklar. Benim bu konudaki son sözlerim, Başbakanın son derece kararlı tutumunun, bu güne kadar et ile tırnak gibi yaşayan AK Parti ile Cemaat mensuplarının mecburi ayrılıklarının ülkede pek de hayırlı sonuçlar doğurmayacağıdır. FATMA ŞAHİN'İN İŞİ ÇOK ZOR Görünen o ki, artık herkes Fatma Şahin'in Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına kesin gözle bakıyor. Haliyle Başkanlığına da tabii... Daha önce de yazmıştım, Gaziantep'te ilk'lerin kadını olabilmek çok önemlidir diye. Fatma Şahin çok fazla gönüllü olmasa da, yok diyemeyeceği Belediye Başkanlığı için şimdiden kendisini hazırlıyor elbette. Tabii ciddi manada bir mucize olmaz ise, yani CHP veya MHP kanadından şok etkisi yaratacak sürpriz yaşanmaz ise, Gaziantep'te ilk kadın belediye başkanı seçilebilir. Doğrusu söylemek gerekirse elbette kentimiz adına iyi olacağını söylemeliyim. Ama benim asıl söyleyeceğim şey, Fatma Şahin'in Bakan iken yönettiği Türkiye'nin 81 vilayetindeki performansına bedel Gaziantep'te, daha çok yorulacağı ve zorlanacağıdır. Çok net ifade ediyorum. Gaziantep'te Büyükşehir Belediye Başkanlığı ateşten gömlektir. Biraz da beladır. Çünkü Gaziantep kozmopolit ve kontrolü çok zor bir şehir olmuştur. Öyleki, Gaziantep illegalitenin birinci derecede tercih edildiği, hakim kılındığı bir kent haline getirilmiştir. Belediyelerle rant ilişkileri tahminlerin ötesindedir. Siyasetin ülkeye veya şehre hizmet yerine KENDİLERİNE HİZMET VE ÇIKAR elde etme adına yapıldığı bu şehirde, selamın bile ücreti vardır. Çay, kahve içmenin parasal rant karşılığında çok değer bulduğu şehir haline getirilmiştir. Dini imanı para olanların, Allahtan bile korkmayanların, haksız ve haram kazancı mübah saydığı bir şehir haline getirilmiştir Gaziantep. Şehir bir dönem doğudan gelen göçlerle nüfus artışı yaşadığında nasıl kent kültürünü koruyabiliriz telaşında iken, şimdi Suriyeli gerçeğiyle tamamen zivanadan çıkmıştır. Kontrol edilemez olmuştur. Kentte ulaşım ancak radikal kararlarla çözüm bulacak nokta getirilmiştir. Ve daha ileride yazacağım dünya kadar sorunla baş başa bırakılmıştır. Şu bir gerçek ki, Sayın Fatma Şahin, eğer Gaziantep'e Büyükşehir Belediye Başkanı seçilirse, bu güne kadar tanıdığını sandığı ve çevresi tarafından kendisine verilen bilgilerin ötesinde bir kent gerçeği olduğunu görecektir. VİLAYETİMİZ, BELEDİYELERİMİZ, ODALARIMIZ 'ÇELED UŞAGLAR'A DESTEK VERMELİ Gaziantep Kültür ve sanat kenti olma yolunda hızla ilerliyor. Bunu söyleyen belediye başkanlarımız, şehrimiz adına konuşan oda başkanlarımız. Hatta Valimiz. Evet yüzde yüz doğrudur söylenenler. Özellikle tarih ve kültürde son yıllarda ciddi adımlar atılmıştır. Ama bunlara karşın işin sanat ve tiyatro ayağı yarım bırakılmıştır. Bir şehir kültürü, sanatı ve tiyatrosuyla vardır. Kültürel gelişmeyi sağlayan gizil güçlerden biri de tiyatrodur; öyle ki sanatsal yaratıyı en etkin biçimde topluma aktaran bir araç durumun­dadır. Tiyatro uyarı görevini yaptığı kadar, toplumu ortak kompleks­lerinden arındırır, onlara gerçek düşünce erkini, özgürlüğünü sağlar. Bu düşünceden hareketle, sizlere yıllardır ihmal edilen bir türlü büyütülemeyen tiyatro gerçeğimize Gaziantep'te başkaldırıp var etme çalışan Çeled Uşaglar'ımızı hatırlatmak istiyorum. Ayıntap Kültür ve Sanat Derneği'ne bağlı olarak faaliyet gösteren Çeled Uşaglar Tiyatro ekibi, bu güne kadar çeşitli oyunlar sergiledi. Kendi öz benliğimizi sahneye çıkardı. Eşine ender rastlanan bir anlayışla Antep ağzı ile, hepimizi hem güldürdü, hem düşündürdü. İşte bu Çeled Uşaglar şimdi son olarak Antep'in kurtuluşunda önemli bir yeri olan "Samsak Tepe, Son Taarruz" isimli oyunu sahneliyor. Bu oyunda Şahinbey, Şehitkamil, Karayılan ve ismi duyulmamış birçok kahramanlarımızın hikayelerini konu edecekler. Ne var ki, Gaziantep için böylesine anlamlı ve önemli bir oyunu sahneleyecek olan Çeled Uşaglar'a gereken destek verilmiyor. Kurucu Orhan Uslu, son derece üzgün. Sanki suç işliyorlarmış gibi, destek göremediklerini söylüyor. Hepsi amatörce hareket eden ama profesyonellere taş çıkartan bu şehrin çocuklarının giyeceği kostüm bile zor temin ediliyormuş. Fazla söze gerek yok. Ben başta vilayetimiz olmak üzere, belediyelerimize, odalarımıza sesleniyor ve Gaziantep'in kültürüne, sanatına, tiyatrosuna gereken desteği vermelerini, özellikle ÇELED UŞAGLAR'ın daha iyi koşullarda, daha iyi ortamlarda faaliyet göstermeleri için harekete geçeceklerine inanıyorum. GAZİANTEP, KÜRDİSTAN'IN GÜNEY BATI EYALETİ OLUR MU? Bir bilgiyi paylaşayım sizlerle. Bunu geçtiğimiz Nisan ayında Demokratik Toplum Kongresi'nin olağanüstü kongresinde alınan kararlarda Milliyet Gazetesi'nde okumuştum. Şimdi rahatlıkla ifade edilen ama o zamanlarda suç sayılan ve BDP'li siyasetçilerin ağzından düşmeyen "Kürdistan" içerisinde Gaziantep'in de olduğu bilmeyenleriniz için yazma gereği duydum. Aslında yıllar boyu gerek haritalar yoluyla gereksede gizli toplantılarda kararlaştırılan Kürdistan'ın içerisine Gaziantep'in alınması dikkate değer bir durum. Milliyet'te 18 Nisan 2013 tarihinde yayımlanan haberde, PKK'nin faaliyet gösterdiği 11 eyaletin adı ve kapsama alanları da veriliyordu. Bakın Gaziantep'in de içerisinde olduğu o iller hangileri. - Koçgiri Eyaleti: Sivas ve Erzincan'ın bir bölümü - Güneybatı Eyaleti: Malatya, Adıyaman, Gaziantep, K. Maraş - Dersim Eyaleti: Tunceli, Erzincan'ın bir bölgesi - Amed Eyaleti: Diyarbakır, Elazığ'ın bir bölümü - Erzurum Eyaleti: Erzurum, Bingöl - Garzan Eyaleti: Batman, Bitlis, Muş - Mardin Eyaleti: Mardin ve Şırnak'ın bir bölümü - Botan Eyaleti: Şırnak, Siirt - Serhat Eyaleti: Ardahan, Kars, Iğdır - Van Eyaleti: Van ve Hakkari'nin bir bölgesi - Zagros Eyaleti: Hakkari ve Kuzey Irak'ın İran sınır hattına kadar uzanan bölge Kürdistan neresi, "özerk bölge" hangi illeri kapsayacak vs. diye merak edenlerin bilgisine... Fazla yoruma gerek yok sevgili okurlarımız. Hepinize iyi haftalar