Ziraat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Abdülkadir Deniz, dikkat çekici bir konuya değinerek, "tarım alanlarımız yok ediliyor, zeytinlikler ve meralar çimento, mermer ocakları, altın ve gümüş madenciliği gibi toksik kimyasal kirlilik yaratan sanayi yatırımlarına açılıyor"dedi. Deniz bir detay daha verdi ve "bir sorunumuz da israf.. Dünya nüfusunun yüzde 11’inin (821,6 milyon) açlık çekerken, yılda yaklaşık 1,3 milyar ton gıda ise çöpe gidiyor. Çağımızın hastalığı aşırı ve lüks tüketim alışkanlığı, gıdaya adil ulaşmanın önündeki en büyük engellerden biri. Sadece çöpe giden gıdalarla bile açlık çeken insanları doyurabilmek mümkündür” dedi.TARIM ALANLARIMIZ YOK EDİLİYORZiraat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Abdülkadir Deniz, 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeniyle açıklama yaptı. Deniz, tarım alanlarımızın yok edildiğini, zeytinlikler ve meraların çimento, mermer ocakları, altın ve gümüş madenciliği gibi toksik kimyasal kirlilik yaratan sanayi yatırımlarına açıldığını belirterek, “Bebek mamalarında, pirinçte GDO çıkıyor. Sermayenin allayıp pulladığı “organik gıda” pazarının kâr payı büyüyor. Sağlıklı, doğal ve güvenli gıdaya ulaşmak büyük bir sorun haline geliyor. Gıda ve beslenme en temel sosyal haklardan biriyken bir lüksmüş gibi sunuluyor ve bu hakka erişim engelleniyor” dedi. KADINLAR DAHA ÇOK AÇLIK ÇEKİYORBM’nin raporuna göre 821,6 milyon insanın yani dünya nüfusunun yüzde 11’inin açlık çektiğini ifade eden Deniz, açlık oranının en yüksek olduğu yerin Afrika olduğunu belirterek, “Kıta genelinde her beş kişiden biri, Doğu Afrika`da ise her üç kişiden biri açtır. Rapora göre Afrika nüfusunun yüzde 20`si, Asya nüfusunun ise yüzde 12`den fazlası aç görünürken, Latin Amerika ve Karayipler`de bu oran yüzde 7`nin altındadır. Açlığın, özellikle ihracat ürünlerine bağımlı, orta gelirli ve ekonomik büyümenin gerilediği ülkelerde arttığı görülmektedir. Her kıtada kadınlar erkeklerden daha çok açlık çekmektedir. Kadın erkek açlığı oranı arasındaki farkın en büyük olduğu yer ise Latin Amerika ülkeleridir. Bununla birlikte dünya genelinde yaklaşık 149 milyon çocuğun açlıkla bağlantılı gelişim sorunları yaşadığı rapor edilmektedir” diye konuştu.AŞIRI VE LÜKS TÜKETİM ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI“Çağımız hastalığı aşırı ve lüks tüketim alışkanlığı, gıdaya adil ulaşmanın önündeki en büyük engellerden birini oluşturmaktadır” diyen Başkan Deniz, “Aynı zamanda bu alışkanlık gıdada israfı beraberinde getirmektedir. Bu kadar aç insanın olduğu bir dünyada, üretilen gıda maddelerinin yüzde 10’unun tüketilmeyerek çöpe atılması anlaşılmayacak bir durumdur. Yılda yaklaşık 1,3 milyar ton gıda çöpe giderek heba olmaktadır. Sadece bu tüketilmeyen ya da tüketilemeyen, çöp olarak son bulan üretim fazlasıyla bile açlık çeken insanları doyurabilmek mümkündür. Dünyada gıda konusunda kıtlık olmadığını, tarımsal üretimin toplam talebin üzerinde olduğunu, gıdaya erişimin sağlanamamasında temel sorunun adil olmayan gelir ve ürün dağılımının olduğunu dolayısıyla açlığın nedeninin yetersiz gıda değil temelde yoksulluk olduğunu vurgulamak gerekir” dedi. GIDA ALANINA 4 ŞİRKET HAKİMÇok uluslu şirketlerin gıda alanına da hakim olduğunu kaydeden Deniz, “Küresel ölçekte dört şirket piyasayı tohumda yüzde 58.2, tarımsal kimyasallarda yüzde 61.9, gübrede yüzde 4.3, hayvansal ilaçlarda yüzde 53.4 oranında kontrol etmektedir. Hayvansal üretimde bu oranlar tavukçulukta yüzde 97, domuz ve sığırda ise yaklaşık yüzde 66 düzeyine ulaşmıştır. Bu şirketlerden altı tanesi dünya tahıl ticaretinin yüzde 85`ini, sekiz şirket ise kahve satışlarının yüzde 60’ını kontrol etmekte, özellikle insanların temel besin ihtiyacı olarak bilinen mısır, pirinç, buğday ve soya gibi tarım ürünü gıda maddelerini hâkimiyetleri altına almak için de büyük savaşlar vermektedirler” şeklinde konuştu. TARIMDA DIŞA BAĞIMLI HALE GELDİKDeniz, 1980’lerden bu yana uygulanan neoliberal tarım politikalarının Türkiye’yi gıda da dışa bağımlı hale getirdiği ve çiftçilerin tarımsal üretimden uzaklaştığı tespitinden bulunurken, “TÜİK verilerine göre ülkemizde her yıl ortalama bir milyonluk nüfus artışına rağmen 2002 yılında tarımda istihdam edilen nüfus 7 milyon 458 bin kişi yani çalışan nüfusun yüzde 35 iken bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 5 Milyon 480 bin kişiden 5 Milyon 173 bin kişiye düşerek 307 bin kişi azalmış yani istihdam edilenlerin yüzde 18,3`üne gerilemiştir. Ülkemiz, küresel dünyada rekabet edebileceği tek silahını da kaybetmiş ve tarımda dışa bağımlı hale gelmiştir. Türkiye, kuru kayısı, incir ve üzüm ile fındık dışında buğdaydan pirince, fasulyeden nohuda, mercimekten mısıra, soya fasulyesinden pamuğa, kuru ottan samana ve kırmızı ete kadar hemen tüm tarım ürünlerinin ithal edildiği bir ülke durumuna getirilmiştir” dedi.İSRAF ÖNLENMELİDünya’da her yıl yaklaşık 600 milyon kişinin kirli yiyecekleri yedikten sonra hastalandığını ve bu grup içerisinden 420 bininin yaşamını yitirdiğini belirten Deniz, ”Sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmeyi herkes için ulaşılabilir kılmak oldukça zorlaşmıştır. Adil bir gıda dağılımı ve gıdaya erişim hakkının olabilmesi için; üretici doğru yöntemlerle desteklenip, üretim süreçlerinde tutulmaya çalışılmalı, tarımsal AR-GE`ye daha fazla yatırım yapılmalı, tarımsal ürün planlaması yapılarak israf önlenmeli, toprağı işlemede aile işletmelerine öncelik verilmelidir.” dedi. Meral KINACILAR